DEVAM: 2 - ALLAH'IN
TAHARETSİZ NAMAZ KABUL ETMİYECEĞİNİ BEYAN
حَدَّثنَا
مُحَمَّد بْن
عقيل.
حَدَّثنَا الخليل
بْن زكريا.
حَدَّثنَا
هشام بْن
حسان، عَن
الحسن، عَن
أَبِي بكرة؛
قَالَ:
-
قَالَ رَسُول
اللَّه صَلى
اللَّه
عَلَيْهِ
وَسَلمْ: ((لاَ
يقبل اللَّه
صلاة بغير
طهور، ولا
صدقة من غلول)).
Ebu Bekre
r.a.’den rivayet edildiğine göre Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle
buyurmuştur:
‘‘Allah
taharetsiz hiçbir namazı ve ganimetten aşırılan hiçbir mal'dan sadakayı kabul
etmez. ‘‘
AÇIKLAMA: Burdaki hadisler, namazın sıhhati için taharetin
ve abdest almanın şart ve farz olduğunu bildiren nasslardır. Zaten namaz için
taharetin şart olduğuna dair icma-ı ümmet vardır.
Miftahu'l-Hace'de
Kadi iyad'dan şöyle dediği nakledilmiştir: Namaz için taharetin ne zaman farz
olduğunda ihtilaf vardır.
İbn-i Cehm'e
göre İslamiyetin başlangıcında abdest sünnet olarak meşru' kılındı. Sonra
farziyeti teyemmüm ayeti ile nazil oldu. Cumhür ise abdestin teyemmüm ayetinin
nüzulünden önce farz kılındığını söylemişlerdir. Bazı alimler, teyemmüm ayetini
delil göstererek her namaz için abdüst almanın farz olduğunu söylemişlerdir.
Bazı alimler de abdestli olan kimsenin her namaz için abdest almasının farz
değil, müstehap olduğunu ve teyemmüm ayetindeki emrin mendupluk için olduğunu
söylemişlerdir. Nitekim İbn-i Ömer'den rivayet edilen bir hadise göre abdest
üzerine abdest alan kimse için Allah 10 hasene verir. Diğer bir kısım alimler
de ilk zamanlarda her namaz için abdest almak farz kılındı. Fakat sonra bu
hüküm neshedildi, demişlerdir.
Su ile abdest
alınmadan ve gerektiğinde toprakla teyemmüm yapılmadan yani taharetsiz olarak
namaza durmanın haram olduğu hususunda ümmetin icmaı olduğunu yukarda söyledik.
Bu hususta farz ve nafile namazıarı arasında fark yoktur.