SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

TAHARE

<< 374 >>

DEVAM: 34- ONDAN NEHİY BABI

 

حَدَّثنَا مَحَمَّد بْن يَحْيَى. حَدَّثنَا الَمْعلى بْن أسد. حَدَّثنَا عَبْد العزيز بْن الَمْختار. حَدَّثنَا عاصم الأحوال، عَن عَبْد اللَّه بْن سرجس؛ قَالَ:

 - نهى رَسُول اللَّه صَلى اللَّه عَلَيْهِ وَسَلَمْ أَن يغتسل الرجل بفضل وضوء الَمْرأة، والَمْرأة بفضل الرجل. ولكن يشرعان جميعا.

 

Abdullah bin Sercis r.a.’den rivayet edildiğine göre şöyle söylemiştir:

 

Resulullah Sallallahu Aleyhi ve sellem kadının abdest suyunun artığı ile erkeğin gusletmesini ve erkeğin (abdest suyu) artığı ile kadının gusletmesini yasakladı. Velakin erkek ile kadın (bir sudan) beraberce gusullerini yapabilirler.

 

قَالَ أَبُو عَبْد اللَّه بْن ماجة: الصحيح هُوَ الأول، والثاني وهم. قَالَ أَبُو الحسن بْن سلَمْة: حَدَّثنَا أَبُو حاتم، وأبو عُثْمَان الَمْحاربي؛ قَالاَ: حَدَّثنَا الَمْعلى بْن أسد، نحوه.

 

Abdullah bin Maceh (=müellifimiz) dedi ki sahih olanı birinci hadistir. (= El-Hakem’in hadisi) İkincisi (= Abdullah bin Sercis’in hadisi) ise zayıftır.

 

Ebul Hasan bin Seleme dedi ki: Ebu Hatim ve Ebu Osman el-Muharibi bize tahdis ederek: El-Mualla bin Esed (mezkur yolla) aynı hadisi bize rivayet etti.

 

 

373, 374 AÇIKLAMA :

 

İki hadiste geçen ..... kelimesi abdest için kullanılmaya şer'an elverişli su demektir. Böyle bir su gusül için de kullanılabilir. Aynı şekilde necasetten taharette de kullanılabilir. Vadu' adı verilen suya fıkıh lisanında «Tahur» da denilebilir. Temizleyicilik vasfı bakımından aynıdır.

 

Şunu da belirtmek isteriz: Abdest için elverişli olan bir su ğusül için de kullanılabilir. Keza ğusül için kullanılabilen bir su ile abdest de alınabilir. Bu duruma göre:

 

İlk hadis. kadının abdest veya ğusül için bir kısmını kullandığı sudan artan (yani kullanmadığı) kısım ile erkeğin abdest veya ğusül almasını menediyor.

 

İkinci hadis ise erkeğin gusül veya abdestinden artan su ile kadının veya bunun aksine kadının gusül (veya abdestinden artan su ile erkeğin abdest veya gusül) almasını yasaklıyor ve erkek ile kadının bir kabtaki suyu. beraberce abdest veya gusül almak için kullanmalarına cevaz veriyor.

 

Kadın veya erkeğin taharette (= abdest veya gusülde) kullandığı sudan artan kısmın diğeri tarafından taharette kullanılıp kullanılamıyacağı hususunda Sünen-İ Ebi Davud'un şerhi EI-Menhel'de 6 mezhebin bulunduğu belirtilerek şöyle bir izah yapılıyor;

 

1. Kadının taharetinden artan su ile erkek taharet yapamaz.

Bunların beraber taharetlenmesi veyahut önce kadının taharetini yapıp ondan sonra erkeğin taharetlenmesi farketmez. Kadının ister cünüplükten ister aybaşı adetinden ötürü gusül etmesi veya başka nedenle taharetlenmesi neticeyi değiştirmez. Ömer bin El-Hattab, Abdullah bin Sercis, El-Hakem bin Amr, Said bin El-Müseyyeb ve İbn-i Hazm r.anhum'un mezhebi budur. Bunların delili ise El-Hakem'in hadisi (373 nolu) dur.

 

2. Kadın ile erkeğin aynı kabtan beraberce su alıp taharetlenmeleri caizdir. Fakat önce kadının taharetlenmesi halinde ondan artan su ile erkeğin taharetlenmesi caiz değildir. Davud, İshak ve bir rivayette Ahmed'in kavli budur. Onlar, bu hususların caiz olup olmadığı hususunda hadisler vardır. Kadının kullandığından artan su ile erkeğin taharetlenemiyeceği hususunda ise bir kaç Sahabi'den sahih hadis rivayet edilmiştir, demişlerdir. Bunlara şöyle cevap verilmiştir;

 

«Yasaklamaya ait hadisler, tenzihan kerahete yorumlanmak suretiyle hadisler arasında görülen zahiri ihtilafın kaldırılması mümkündür. Diğer taraftan, ne şekilde• olursa olsun caizdir, diyen sahabiler de vardır. Ezcümle, Ali, İbn-i Abbas, Cabir, Ebu Hureyre, Enes, Aişe, Ümmü Seleme, Meymune ve Ümmü Hani r.anhum böyle söylemişlerdir.»

 

3. Kadın, cünüplük veya aybaşı adeti dolayısıyla guslettiği takdirde artan suyun erkek tarafından taharet işinde kullanılması yasaktır. Başka durumlarda yasaklık yoktur. Bu görüş İbn-i Ömer, Şa'bi ve Evzai'ye isnad edilmiştir. Bu görüşü destekliyen bir delil yoktur.

 

4. Ne erkek, kadının taharetinden artan suyu, ne de kadın, erkeğin taharetinden artan suyu taharette kullanamazlar. Fakat berabet kullanabilirler. Bunların delili (374 numarada geçen) AbduIIah bin Sercis r.a.'den ve bir rivayete göre başka sahabi'den rivayet edilen hadistir. Fakat bu hadis (bir önceki babta geçen 370, 371 ve 372 nolu) hadislere zahiren muhaliftir.

 

5. Kadın ve erkek gusül veya abdestlerini beraber bile alsalar hiç birisi diğerinin artığını taharette kullanamaz. Bu görüş Ebu Hureyre ve Ahmed r.a.'ya nisbet edilmiş ve İbn-i Abdi'l-Ber tarafından bir gruptan hikaye edilmiştir. Fakat söz konusu artık su ile taharetin yapılmasının caiz olduğuna delalet eden hadislerin açıklığı karşısında bu görüş reddedilmiştir.

 

6. Bahis konusu artık su ile kayıtsız şartsız taharet yapılabilir.

 

Bu hususta erkek - kadın ayırımı yoktur. Yani kadının taharetinden, artan su ile erkek taharetlenebilir. Erkeğin taharetinden artan su ile de kadın taharetlenebilir. Bunların beraber veya birbirinden sonra gusül veya abdest almaları farketmez. Cumhur'un mezhebi budur. Ahmed'den böyle bir rivayet yapılmıştır. Resul-i Ekrem s.a.v.'in, bazı hanımlannın taharetlenmesinden artan su ile taharetlendiği (370, 371, 372 nolu) hadisler ve benzerleri ile sabittir. Keza bazı hanımları ile beraber taharetIendiği (376, 377, 378. 379,380 nolu) hadisler ve benzerleri ile sabittir.

 

Artık sayılan mezkur su ile taharetlenmenin yasağına ait hadislere gelince cumhur alimleri şu çeşitli yorumlarda bulunmuşlardır:

 

1. Abdest veya ğusül yapılırken yıkanan uzuvlardan veya vücuttan ayrılan ve düşen su müsta'meldir. Bir daha o su ile abdest veya ğusül alınamaz,

 

2. Yasağa ait hadislerdeki yasaklama kabda artmış olan su ile taharet yapmak tenzihen kerahat manasınadır.

 

Hattabi ise yasaklamaya ait hadisler mensuhtur, demiştir. ilk hadis, Ahmed , Beyhaki, Darekutni, Tirmizi ve Ebu Davud tarafından oda rivayet edilmişti.', Tirmizi; bu hadis hasen'dir, demiştir, İbn-i Maceh de bundan sonra gelen hadis'e tercih etmiştir, İbn-i Hibban ve Ebu Muhammed de el F.... bunu sahih saymışlardır.

 

İkinci hadisi de Ahmed, Beyhaki. Ebu Davud ve Nesei de rivayet etmişlerdir. [EI-Menhel cilt 1 sah 272]