121- KADIN HAYIZLI
OLDUĞU ZAMAN KOCASI iÇiN HELAL OLAN YAKLAŞMA BABI
حَدَّثنَا
عَبْد اللَّه
بْن الجراح.
حَدَّثنَا
أَبُو
الأحوص، عَنْ
عَبْد الكريم.
ح و حَدَّثنَا
أَبُو سلمة
يَحْيَى بْن
خلف. حَدَّثنَا
عَبْد
الأعلى، عَنْ
مُحَمَّد بْن
إسحاق. ح و
حَدَّثنَا
أَبُو بَكْرِ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ.
حَدَّثنَا
عَلِيّ بْن
مسهر، عَنْ
الشيباني،
جميعا عَنْ
عَبْد الرحمن
بْن الأسود، عَنْ
أَبِيِهِ،
عَنْ
عَائِشَة؛
قالت:
-
كَانَتْ
إحدانا،
إِذَا
كَانَتْ حائضا،
أمرها الْنَّبِيّ
صَلى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمْ أَن
تأتزر فِيْ
فور حيضتها،
ثُمَّ
يباشرها. وأيكم
يملك إربه
كَمَا كَانَ
رَسُول
اللَّهِ صَلى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمْ
يملك إربه؟
Aişe (r.anha)'dan
rivayet edildiğine göre şöyle deniştir:
Biz'den birisi
hayızlı olduğu zaman Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona; hayızmın
şiddetli zamanında izar kuşanmasını emreder, sonra ona mübaşeret ederdi.
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) nefsine hakim olduğu gibi hanginiz
nefsine hakim olabilir?
Kütüb-i Sitte
sahiplerinin hepsi bu hadisi rivayet etmişlerdir.
AÇIKLAMA :
Hadiste geçen
bazı kelimeleri açıklayalım:
Fevr: Bir şeyin
başlangıcı, şiddeti ve çoğu anlamına gelir. Burada ''Hayzın Fevri'' ile kanın
en çok ve en şiddetli akması kasdedilmiştir. Bazı rivayetlerde; FEVRİ HAYDETİHA
yerine; FEVH HAYDETİHA bulunur, aynı manayı ifade eder.
İrb: Bu kelime
iki manaya muhtemeldir. Birisi ihtiyaç anlamıdır, İrb, Ereb, İrbe ve Me'rebe
kelimelerinin hepsi aynı manada kullanılır. ''irb''in bir ikinci manası
organdır. Ve tenasül uzvundan kinayedir.
Nihaye'de beyan
edildiğine göre hadisçilerin bir kısmı da hadiste geçen kelimeyi ''irb'' olarak
rivayet etmişlerse de hadisçilerin ekserisi ''Ereb'' olarak rivayet etmişler ve
bununla ihtiyaç anlamını kasdetmişlerdir. Hattabi, ''Ereb'' rivayetini tercih
etmiş ve ''irb'' rivayetini inkar ederek, böyle söyleyenleri kınamıştır.
El-Ubbi: ''irb'' tenasül organı ile ihtiyaç anlamlarına gelebilir. Hattabi
tenasül organı anlamında kullanılması nedeniyle ''irb'' rivayetini reddedip
böyle söyleyenleri kınamıştır. Halbuki ''irb'' kelimesi Hattabi'nin tasvip
ettiği ''Ereb'' kelimesi gibi ihtiyaç .anlamını da ifade eder. ''irb''
rivayeti, cinsi münasebet şehvetinden kinaye olduğu için bunda bir tekellüf
yoktur.' demiştir.
Hadisin bu
fıkrasından maksad şudur; Nebi (s.a.v.l bel'den aşağı peştemal gibi bir
elbiseyle örtünen zevcesiyle aynı yatakta yattığı halde, yasak olan cinsi
münasebette bulunmamaktan emin idi. Nefsine hakimdi. Hanginiz onun gibi nefsine
hakim olabilir.
Mübaşeret: Teni
tene değdirmektir. Cinsi münasebet manasında da kullanılıyor ise de buradaki
mübaşeretten maksad, o değil, öpmek, oynaşmak ve benzeri şehvani
davranışlardır.
İ'tizar: izar
giymektir. İzar, göbekten diz kapaklarının altına kadar olan, vücudu örten
giyeceğe denir. İzar, eteklik, peştemal, çarşaf ve benzeri şeyler olabilir.
Hadis, Nebi
(s.a.v.)'in, hayızlı zevceleri izar giydikleri zaman onlara mübaşeret ettiğine
delalet eder.
Hayızlı kadına
mübaşeretin çeşitleri vardır:
1- Cinsi
münasebette bulunmak suretiyle olan mübaşerettir.
Bu nevi
mübaşeret, kitab, sünnet ve icma' ile haram kılınmıştır. Bir müslüman, bunun
helal olduğunu itikad ederse kafir olur. Haram olduğuna inandığı halde, bile
bile yaparsa büyük bir günah işlemiş olur. Derhal tevbe etmesi ve kefaret
vermesi gerekir. Kefaret durumunu 123 nolu babta inşaaIlah anlatacağız.
2- Göbekten
yukarı ve diz kapağından aşağı yerlere mübaşerettir. Bu, icma' ile helaldır.
Ubeyde Es-Eselmani ve başkasının bu nevi mübaşereti caiz görmemelerine dair
yapılan rivayet şayanı kabul değildir, münkerdir, tanınmıyor. Faraza böyle bir
rivayet sahih olsa bile Kütüb-i Sitte'de rivayet olunan sahih hadislerle
merduddur.
3- Göbek ile
diz kapağı arasında yapılan ve cinsi münasebet dışında kalan mübaşerettir. Bu
tür mübaşeret hakkında alimlerin üç görüşÜ vardır:
a-Ebu Hanife,
Malik, Said bin El-Müseyyeb, Şüreyh, Tavus, Ata', Süleyman bin Yesar ve
Katade'ye göre cima endişesi bulunsun, bulunmasın bu nevi mübaşeret mutlaka
haramdır. Ebu Yusuf'tan bir rivayet de böyledir. Şafiiler'in sahih kavli de
budur. Delilleri ise bu babtaki hadislerdir. Bir de Malik'in rivayet ettiği
Zeyd bin Eslem'in şu mealdeki hadisidir: 'Bir adam Nebi (s.a.v.)'e gelerek:
Eşim hayızlı iken bana neyi helaldır? diye sordu. Nebi (s.a.v.) :
''İzarını iyice
kuşansın. Sonra yukarısına mübaşeret edebilirsin.'' buyurdu.'
b- Bu nevi
mübaşeret tenzihen mekrühtur. İkrime, Mücahid, Şadi, Nehai, El-Hakem, Sevri, Evzai.
Ahmed, İshak bin Rahuyye, Ebu Sevr, İbnü'l-Münzir ve Ebu Hanife'nin arkadaşı
Muhammed bin El-Hasan ile Malikiler'den Asbağ'ın kavli budur. Bunların delili
ise Buhari'den başka sahih hadis kitapIarında merfu' olarak rivayet olunan
Enes'in şu hadisidir:
''Cima'dan
başka her şeyi yapabilirsiniz.'' Nebi (s.a.v.)'in izar üzerine mübaşeret
etmekle yetinmesi, kavli ve fiili hadislerinin işlerliğini korumak için
müstahablık anlamına yorumlanmıştır.
Nebi
(s.a.v.)'in, hayızlı zevcelerine izar üzerindeki mübaşereti şehvet duygusuna
ihtirasından dolayı değil, şer'i hükmün te'sisi içindir. Zevceleri müteaddid
iken, hepsine hayız halinde mübaşeret etmesi, bu şer'i hükmün yayılması amacını
güder. Nasıl ki, çok hanımla evlenmesinden maksadı, onlar aracılığıyla şer'i
hükümleri yaymak ve her zevcenin müşahede edip iyice bellediği fiili ve kavli
sünnetleri bildirmesidir.
c- Kişinin,
cinsi münasebette bulunma tehlikesinden eminse mübaşeret etmesi caizdir. Aksi
takdirde haramdır.
EI-Menhel
yazarı: ''Hadisin zahirine göre izar kuşanma emri, hayzın şiddetli zamanına
aittir. Böyle olunca kan şiddetini kaybettikten sonra, göbekten diz kapağına
kadar olan yerleri örten izar yerine, yalnız avret mahallini örten bir
elbiseyle mübaşeretin caizliği hükmü çıkar. Ebu Davud'un rivayet ettiği bir
hadis, bu hükmü te'yid eder. Şöyle de olabilir: Hayızın şiddetli zamanı daha
önemli olduğu için, bu devredeki mübaşeret şekli bildirilmiştir. Bu esnada izar
üzerine mübaşeret caiz olunca bu devre atlatıldıktan sonra izar üzerine mübaşeretin
caizliği mesele değildir.
HADİSTEN
ÇIKARILAN FIKIH HÜKÜMLERİ :
1- Hayızlı
kadına izar üzerine mübaşeret caizdir.
2- Nefsine
hakim olmayan için bu tür mübaşeretten sakınmak daha iyidir, demiştir.