DEVAM: 3- ÖGLE
NAMAZININ VAKTİ BABI
حدّثنا
أَبُو كريب.
حدّثنا
معاوية بْن
هشام، عَنْ
سفيان، عَنْ
زَيْد بْن
جبيرة، عَنْ
خشف بْن مالك
، عَنْ أبيه،
عَنْ عَبْد
الله بْن مسعود؛
قال: -
شكونا إلى
النَبِي
صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَم حر
الرمضاء، فلم
يشكنا.
فِيْ
الزوائد: فِيْ
إسناد حديث
ابْن مسعود مقال.
مالك الطائي
لا يعرف.
ومعاوية بْن
هشام فِيْ
لين.
Abdullah bin
Mes'ud (r.a.)'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir :
Biz, Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e kızgın kumların hararetinden şikayet ettik.
Fakat bizim şikayetimizi gidermedi."
Not: Ravi Malik
et-Tai'nin tanınmadığı ve Muaviye bin Hişam'ın pek zabıt sahibi olmaması
nedeniyle bu isnadın söz götürdüğü Zevaid'de bildirilmiştir.
AÇIKLAMA :
Ramda:: Güneş
hararetiyle fazla ısınan kumdur.
İşka': Şikayeti
gidermektir.
Sa'leb, buna
başka bir mana bularak: Şikayet etmeye muhtaç kılmamaktır, demiştir.
Nesai, Habbab
(r.a.)'in hadisini ''Mevakit'' kitabında rivayet etmiştir. Suyuti, Nesai'nin
şerhinde bu hadisle ilgili olarak şöyle der:
''Nihaye'de
belirtildiğine göre ravi Habbab şunu demek istemiştir: 'Sahabiler öğle namazını
kılmak için mescide gitmek üzere dışarı çıktıkları zaman, kızgın kumların
harareti ayaklarına dokunarak onları rahatsız ediyordu. Bu nedenle öğle
namazını biraz tehir etmek talebinde bulunmuşlar, fakat Peygamber s.a.v.
onların dileklerini yerine getirmemiş ve şikayetlerini gidermemiştir.'
Hadisçiler, bu hadisi namaz vakitleri bahsinde zikrederler. Çünkü ravisi Ebu İshak'a:
Sahabilerin şikayeti öğle namazının erken kılınması hakkında mıydı? diye
sorulmuş; Ebu İshak da: Evet, diye cevap vermiştir. Fıkıhçılar ise bu hadisi
Secde bahsinde zikrederler. Sebebi de şudur: Kumların sıcaklığının şiddetinden
dolayı sahabiler elbiselerinin bir kenarı üzerine secde ediyorlardı. Peygamber
(s.a.v.), onları böyle yapmaktan men etmişti. Sahabiler kızgın kum üzerinde
secde etmenin meşekkatini Peygamber (s.a.v.)'e şikayet ederek elbiselerinin bir
tarafını secde ederken alınlarının altına koyma iznini istemişler fakat
Peygamber s.a.v. böyle yapmalarına müsaade etmemiştir.
Kurtubi de:
'Peygamber (s.a.v.)'in söz konusu şikayeti gidermemesi, muhtemelen öğle
namazının serinliğe bırakılması emri verilmeden önceymiş. Yahut hava nisbeten serinleninceye
kadar öğle namazının geciktirilmesi emri verilmişken şikayetçi olan zatlar,
öğle namazını daha fazla tehir etme talebinde bulunmuşlar da Peygamber (s.a.v.)
onların talebini kabul etmemiştir, demiştir.
Sa'leb ise,
hadisin; فلم
يشكنا cümlesini şöyle
yorumlamıştır: ''Yani bizi şikayet ve sızlanmaya muhtaç buyurmadı. Ve hava
serinleninceye kadar öğle namazını geciktirmek için bize ruhsat verdi.''
Sa'leb'in bu yorum şeklini Kadi Ebu'l-Ferec nakletmiştir. Bu yorum şekline göre
Habbab'ın hadisi ile öğle namazının serinliğe bırakılmasının caizliğine ait
hadisler, aynı manayı ifade etmiş olurlar.