DEVAM: 5- EZANIN
FAZiLETi VE MÜEZZiNLERiN SEVABI BABI
حَدَّثَنَا
أَبُو بَكْر
بْنُ أَبِي
شَيْبَة.
حَدَّثَنَا
شبابة.
حَدَّثَنَا
شعبة، عن موسى
بن أبي عثمان،
عن أبي يحيى،
عن أبي هريرة؛
قال: -
سمعت رَسُول
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسلَّمْ
يقول: ((المؤذن
يغفر له مدى
صوته. ويستغفر
له كل رطب
ويابس. وشاهد
الصلاة يكتب
له خمس وعشرون
حسنة، ويكفر
له ما بينهما))
Ebu Hureyre
(r.a.)'den şöyle söylemiştir: Ben, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i şöyle
buyururken işittim: «Müezzine, sesinin sonu kadar (veyahut), sesinin yetiştiği
yer kadar mağfiret olunur. Yaş ye kuru her şey onun için istiğfar eder.
Çağırdığı cemaat namazında hazır bulunana da yirmibeş hasene yazılır ve iki
namaz arasındaki günahları bağışlanır.»
AÇIKLAMA : Bu hadisi Ahmed, Ebu Davud, İbn-i Huzeyme, İbn-i
Hibban ve Beyhaki de az lafız farkİyla rivayet etmişlerdir. Nesai de ilk iki
cümleyi rivayet etmiş, daha sonra da şu mealde bir parçayı nakletmıştir:
''Müezzine, çağrısı üzerine namaz kılanların sevabının bir misli vardır.''
Hadisin: مدى
صوته lafzı, çeşitli şekillerde yorumlanmıştır.
El-Menhel
yazarı, bu yorumları şöyle sıralamıştır:
1- Bu lafzın
manası, müezzinin sesinin nihayetidir. Buna göre cümlenin manası şöyle olur: Müezzin,
ezan sesini yükseltmek uğrunda olanca gücünü harcadığı zaman mağfiretin en
mükemmelini istemiş olur.
2- Bu sözün
teşbih ve temsil vechi üzerine geldiğini söyleyenler de vardır. Buna göre
mezkur lafzın manası, müezzinin sesinin yetiştiği yerin nihayetidir. Bu
takdirde cümleden kasdedilen mana şudur: Müezzinin sesinin yetiştiği yerin
nihayeti takdir ve tesbit edilse ve müezzinin bulunduğu yer ile tesbit edilen
sınır arasındaki mesafe, onun günahı ile dolup taşsa, Allah bağışlayacaktır.
3- Bazıları: Bu
lafızIa müezzinin sesinin yayıldığı bölge kastedilmiştir ve cümlenin manası
şudur, demişlerdir: Müezzinin Sesinin yayıldığı bölge içinde işlemiş olduğu
günahlar bağışlanır.
4- Mezkur
lafzın manası üçüncü maddede belirtildiği gibidir. Cümle ile kasdedilen mananın
şöyle olduğu da söylenmiştir: Ezan sesinin yayıldığı bölgede bulunanların
günahları, müezzinin şefaati ile bağışlanır.
5- Müezzinin
sesini işiterek çağırdığı cemaat namazında hazır bulunanların günahları,
müezzinin daveti için bağışlanır.
'' Yaş ve kuru
her şey onun için istiğfar eder.'' parçasındaki istiğfar yerine şahadet geçer.
Buna göre her şey, müezzin için ahiret günü güzel şahidlik edecektir. Nitekim
Buhari'nin Ebu Said (r.a.)'den edilen rivayette söz konusu şahitliğin kıyamet
günü olacağı tasrih edilmiştir,
Mezkur şahadet
hakkında ihtilaf edilmiştir:
El-Hafız'ın,
el-Fetih'te İbn-i Bezize'den naklen beyan ettiğine göre işitmek, şahitlik ve
tesbih etmenin ancak dirilerden meydana gelebileceği, alışılan bir gerçektir.
Acaba yaş ve kuru her şeyin şahitliği burada hallisanı ile midir? Çünkü bütün
varlıklar hallisanı ile yaratıcısının büyüklüğünü ifade ederler. Yoksa bu
şahitlik zahirine göre midir'' Yani bildiğimiz manadaki şahitlik midir? Allah
Teala'nın bütün vaılıklarda hayat ve konuşma kabiliyetini yaratması, aklen
imkansız değildir' yaıni Allah, buna kadirdir.'
Doğrusu şudur
ki hayvanlar, bitkiler ve bilumum cansızlar da bir bilgi, idrak ve tesbih durum
u mevcuttur.
Aşağıdaki
ayetler bunu ispatlar:
**Şüphesiz
taşlardan öylesi vardır ki, Allah korkusundan aşağıya düşüverir ...** [Bakara:
74]
**Hiç bir şey
yoktur ki Allah'ı hmd ile tesbih etmesin. Fakat siz, onların tesbihlerini
anlayamazsınız ... ** [İsra: 44]
Bağavi: Ehli
sünnetin mezhebi budur. Kurt, sığır ve başka hayvanların konuşma olayları da
buna delildir, demiştir.
Müslim'in Cabir
bin Semure (r.a.)'den merfu' olarak rivayet ettiği:
Şüphesiz bana
selam veren bir taş'ı şu anda tanırım." hadisi de bu görüşü destekler. Ek
olarak Buhari ve Müslim'in rivayet ettikleri Cehennem ateşinin:
''Benim bir
kısmım, diğer bir kısmımı yedi." sözü de buna bir delildir.
Mezkur
şahadetteki hikmet ise kıyamet günü kendisi için şahitlik edilecek zat'ın
derecesinin yüksekliği ve mertebesinin yüceliği ile iştihar etmesidir. Allah,
kıyamet günü. bazı kimseleri şahitlerle rezil kılacağı gibi, sevdiği bazı
kullarını da güzel şahadetlerle yüceltecektir.
Ezan sesini
duyan kimse'nin gidip cemaatla kıldığı namazdan dolayı kendisine yirmi beş
hasene yazılacağı hadiste bildirilmiştir. Ebu Davud'un rivayetinde bu adama
yirmibeş namazın sevabının yazılacağı bildirilmiştir.
Cemaate giden
kişinin cemaatla kıldığı iki farz namazı arasındaki günahlarının bağışlanacağı
bildirilmiştir. Hadisin zahirine göre bütün günahları bağışlanır. Bazı alimler,
bu müjdenin küçük günahlara has olduğunu söylemişlerdir.
HADİSİN FIKIH
YÖNÜ :
1- Ezanı yüksek
sesle okumak müstahabtır. Çünkü yüksek sesle okunan ezan günahların
bağışlanmasına ve varlıkların şahidlik etmesine vesile olur. Keza namaza
gelmeye bir davet ve emirdir. Ne kadar çok kişiye duyurulursa sevabı o kadar
fazla olur. Yalnız sağlığa zarar verecek derecede zorlanarak bağırmak hatalıdır.
Nitekim Ömer (r.a.) Ebu Mahzure (r.anh)'in çok yüksek sesle ezan okuduğunu
görünce: ''Karnının patlamasından korkmadın mı?'' demiştir.
2- Allah rızası
için ezan okuyanın ahirette şanı yücedir.
3- Cemaatla
namaz kılmanın fazileti yücedir.
4- İki farz
namaz cemaatla kılındığı takdirde aralarındaki zaman içinde işlenen hatalar
bağışlanır.