DEVAM: 17 (RÜKU'DA)
ELLERi DİZ KAPAKL.ARI ÜZERİNE KOYMAK BABI
حَدَّثَنَا
أَبُو بَكْر
بْنُ أَبِي
شَيْبَة.
حَدَّثَنَا
عَبْدة بْن
سليمان، عَن
حارثة بْن أبي
الرجال، عَن
عمرة، عَن
عائشة؛ قالت:
-
كان رَسُول
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسلَّمْ
يركع فيضع
يديه على
ركبتيه،
ويجافي بعضديه.
فِي
الزَوائِد: في
إسناده حارثة
بْن أبي الرجال،
وقد اتفقوا
على ضعفه.
Aişe (r.anha)'den
şöyle demiştir:
Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) rüku* ederdi de ellerini diz kapakları üzerine
koyardı. Pazılarını (yanlarından) uzaklaştırırdı."
Not:
İsnadındaki Harise bin Ebl'r-Rical'ın zayıflığı üzerinde alimlerin ittifak
ettikleri Zevliid'de bildirilmiştir.
AÇIKLAMA: Tatbik: Terceme ederken parentez içi ifadeyle de belirttiğim
gibi, el ayaları üst üste gelecek şekilde elleri birleştirip, parmakları
birbirleri arasına geçirmek ve bu şekilde tutulan elleri diz kapakları arasına
koymaktır. ilk zamanlarda namaz kılınırken rüku'da tatbik yapılırdı. Sonradan
bu rükün neshedilmiş ve rüku'da ellerin diz kapakları üzerine konması
emredilmiştir.
Ebu Davud,
namazda tatbik yapmanın neshine ait bahiste, Alkama (r.a.)'dan şu mealde bir
hadis rivayet etmiştir:
''Abdullah bin
Mes'ud (r.a.) : Resulullah (s.a.v.) bize namaz kılmayı öğretti. Tekbir aldı ve
ellerini kaldırdı. Rüku' ettiği zaman, ellerini diz kapakları arasında tatbik
etti, dedi. Rı1vi Alkama demiştir ki: İbn-i Mes'ud (r.a.)'ın bu sözü Sa'd (bin
Ebi Vakkas)'a yetişti. Bunun üzerine Sa'd (r.a.) dedi ki: Kardeşim (Abdullah)
doğru söylemiştir. Biz öyle yapardık. Sonra böyle yapmakla emredildik. Yani
elleri diz kapakları üzerinde tutmakla ... ''
EI-Menhel
yazarı şöyle der: Alimler, tatbik usulünün mensuh olduğuna delil olarak Sa'd
(r.a.)'ın hadisini göstermişlerdir. Çünkü emreden de yasaklayan da Nebi
(s.a.v.)'dir. Tirmizi: İlim ehli yanında tatbik mensuhtur. Bu hususta
aralarında ihtilaf yoktur. Yalnız İbn-i Mes'ud (r.a.) ve arkadaşlarının tatbik
usulüne devam ettikleri rivayet olunmuştur, demiştir. Tatbikin neshedilmiş olduğuna
dair başka hadisler de vardır. "EI-Menhel yazarı, bu hadisleri
senedIeriyle beraber zikretmiştir. Onları buraya geçirmeye gerek görmedim.,.
Bütün bu
hadisler, merfu' hükmündedir. Çünkü sahabi: Sünnet böyledir, dediği zaman, Nebi
(s.a.v.)'in sünneti böyledir, manasına gelir.
Kastalani,
'Rüku'da elleri diz kapakları üzerinde bırakmak babı'nda rivayet olunan Sa'd
(r.a.)'ın hadisini açıklamak bahsinde anlattığına göre Mesruk (r.a.), Aişe (r.anha)'ya
tatbik meselesini sormuş, Aişe (r.anha)'nın verdiği cevabın özeti şudur:
Tatbik, yahudilerin işidir. Bu sebeple Nebi (s.a.v.), tatbiki yasakladı.
Hakkında vahy gelmeyen hususlarda Nebi (s.a.v.) ilk zamanlarda ehl-i kitab'a
muvafakat etmeyi uygun görürdü. Daha sonra ehl-i kitaba muhalefet etmekle
emrolundu.
İbn-i Mes'ud
(r.a.)'ın, tatbik usulünün neshedildiğini duymadığı ihtimali üzerinde
durulmuşsa da; İbn-i Mes'ud (r.a.), Nebi (s.a.v.) ile sıkı temas halinde
bulunduğu için, bunu duymamış olması ihtimali zayıf görülmüştür. Bununla
beraber alimler, tatbikin mensuh olduğu hususunda ittifak etmişlerdir.