SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU İKAMETİ’S-SALAT

<< 874 >>

DEVAM: 17 (RÜKU'DA) ELLERi DİZ KAPAKL.ARI ÜZERİNE KOYMAK BABI

 

حَدَّثَنَا أَبُو بَكْر بْنُ أَبِي شَيْبَة. حَدَّثَنَا عَبْدة بْن سليمان، عَن حارثة بْن أبي الرجال، عَن عمرة، عَن عائشة؛ قالت:

 - كان رَسُول اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسلَّمْ يركع فيضع يديه على ركبتيه، ويجافي بعضديه.

 

فِي الزَوائِد: في إسناده حارثة بْن أبي الرجال، وقد اتفقوا على ضعفه.

 

Aişe (r.anha)'den şöyle demiştir:

 

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) rüku* ederdi de ellerini diz kapakları üzerine koyardı. Pazılarını (yanlarından) uzaklaştırırdı."

 

Not: İsnadındaki Harise bin Ebl'r-Rical'ın zayıflığı üzerinde alimlerin ittifak ettikleri Zevliid'de bildirilmiştir.

 

AÇIKLAMA: Tatbik: Terceme ederken parentez içi ifadeyle de belirttiğim gibi, el ayaları üst üste gelecek şekilde elleri birleştirip, parmakları birbirleri arasına geçirmek ve bu şekilde tutulan elleri diz kapakları arasına koymaktır. ilk zamanlarda namaz kılınırken rüku'da tatbik yapılırdı. Sonradan bu rükün neshedilmiş ve rüku'da ellerin diz kapakları üzerine konması emredilmiştir.

 

Ebu Davud, namazda tatbik yapmanın neshine ait bahiste, Alkama (r.a.)'dan şu mealde bir hadis rivayet etmiştir:

 

''Abdullah bin Mes'ud (r.a.) : Resulullah (s.a.v.) bize namaz kılmayı öğretti. Tekbir aldı ve ellerini kaldırdı. Rüku' ettiği zaman, ellerini diz kapakları arasında tatbik etti, dedi. Rı1vi Alkama demiştir ki: İbn-i Mes'ud (r.a.)'ın bu sözü Sa'd (bin Ebi Vakkas)'a yetişti. Bunun üzerine Sa'd (r.a.) dedi ki: Kardeşim (Abdullah) doğru söylemiştir. Biz öyle yapardık. Sonra böyle yapmakla emredildik. Yani elleri diz kapakları üzerinde tutmakla ... ''

 

EI-Menhel yazarı şöyle der: Alimler, tatbik usulünün mensuh olduğuna delil olarak Sa'd (r.a.)'ın hadisini göstermişlerdir. Çünkü emreden de yasaklayan da Nebi (s.a.v.)'dir. Tirmizi: İlim ehli yanında tatbik mensuhtur. Bu hususta aralarında ihtilaf yoktur. Yalnız İbn-i Mes'ud (r.a.) ve arkadaşlarının tatbik usulüne devam ettikleri rivayet olunmuştur, demiştir. Tatbikin neshedilmiş olduğuna dair başka hadisler de vardır. "EI-Menhel yazarı, bu hadisleri senedIeriyle beraber zikretmiştir. Onları buraya geçirmeye gerek görmedim.,.

 

Bütün bu hadisler, merfu' hükmündedir. Çünkü sahabi: Sünnet böyledir, dediği zaman, Nebi (s.a.v.)'in sünneti böyledir, manasına gelir.

 

Kastalani, 'Rüku'da elleri diz kapakları üzerinde bırakmak babı'nda rivayet olunan Sa'd (r.a.)'ın hadisini açıklamak bahsinde anlattığına göre Mesruk (r.a.), Aişe (r.anha)'ya tatbik meselesini sormuş, Aişe (r.anha)'nın verdiği cevabın özeti şudur: Tatbik, yahudilerin işidir. Bu sebeple Nebi (s.a.v.), tatbiki yasakladı. Hakkında vahy gelmeyen hususlarda Nebi (s.a.v.) ilk zamanlarda ehl-i kitab'a muvafakat etmeyi uygun görürdü. Daha sonra ehl-i kitaba muhalefet etmekle emrolundu.

 

İbn-i Mes'ud (r.a.)'ın, tatbik usulünün neshedildiğini duymadığı ihtimali üzerinde durulmuşsa da; İbn-i Mes'ud (r.a.), Nebi (s.a.v.) ile sıkı temas halinde bulunduğu için, bunu duymamış olması ihtimali zayıf görülmüştür. Bununla beraber alimler, tatbikin mensuh olduğu hususunda ittifak etmişlerdir.