DEVAM: 22- İKİ SECDE
ARASINDAKİ OTURUŞ BABI
حَدَّثَنَا
الحسن بْن
مُحَمَّد
بْنُ الصَّبَّاح.
حَدَّثَنَا
يزيد بْن
هارون.
أَنْبَأَنَا
العلاء أبو
مُحَمَّد.
قَالَ: سمعت
أَنَس بْن
مَالِك يقول: - قال
لي النَّبِي
صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمْ
((إذا رفعت
رأسك من
السجود فلا
تقع كما يقعى
الكلب ضع
أليتيك بين
قدميك. وألزق
ظاهر قدميك
بالأرض)).
فِي
الزَوائِد: في
إسناده
العلاء، قال
ابن حبان
والحاكم فيه:
إنه يروى عَن
أنس أحاديث
موضوعة. وقال
فيه البخاري
وغيره: منكر
الحديث. وقال
ابن المديني:
كان يضع الحديث.
Enes bin Malik
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre kendisi;
Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bana şöyle buyurdu, demiştir :
«Sen başını
secdeden kaldırdığın zaman köpeğin ik'a ettiği gibi ik'a etme. Sağrılarını
ayaklarının arasına al ve ayaklarının üst kısmını yere yapıştır.»
Not: Zevaid'de:
Bunun isnadında bulunan el-A-la'nın Enes (r.a.),den mevdu' hadisler rivayet
ettiğini İbn-i Hibban ve el-Hakim söylemişlerdir, Buhari ve başkası: 0,
münkerü'l-hadistir, demişlerdir, İbnü'l-Medeni de demiştir ki: 0, hadis
uydurdu, denilmiştir.
AÇIKLAMA (893, 894, 895, 896): Bu hadis zevaid türündendir.
Hadislerde
geçen ve konumuzu ilgilendiren bazı kelimeleri açıklayalım:
İftiraş: Sol
ayağı yere döşeyerek onun üzerinde oturmak ve sağ ayağı dikerek parmak uçlarını
kıbleye çevirmektir.
Tevekkür: Sağ
ayağı dikerek parmak uçlarını kıbleye çevirmek ve sol ayağı yere döşeyerek sağ
ayağın altına yerleştirip sağrılar üzerinde oturmaktır. Bu oturuşta sağ ayağın
üst kısmı, sol ayağın alt kısmının üzerine gelmiş olur.
İbn-i Zübeyr
(r.a.), teverrük için ikinci bir ta'rif yapmıştır. Ona göre sağ ayağın üst
kısmı yere gelecek şekilde ve üzerinde oturmadan yere yatırmak, sol ayağı sağ
uyluğu ile baldırı arasına yerleştirmek ve mak'adı üzerine oturmaktır. Bu
oturuşta sağ ayağın parmakları kıbleye çevrilmeyerek, üst kısımları yere
gelecek şekilde yatırılır.
İk'a: Mak'ad
üzerinde oturup dizleri dikerek, altları yere gelecek şekilde ayakları yere
koymak ve elleriyle yere dayanmaktır. Bu oturuş, köpek oturuşuna benzer.
Aişe (r.a.)'in hadisinde,
Nebi (s.a.v.)'in iki secde arasındaki oturuşunun iftiraş şeklinde olduğu
bildirilmiştir.
Ali (r.a.) ve
Enes (r.a.)'in hadislerinden anlaşıldığına göre köpek oturuşuna benziyen ik'a
oturuşu yasaklanmıştır.
Biz önce
namazdaki oturuşlarla ilgili, alimlerin görüşlerini nakledelim, ondan sonra
ik'a meselesi üzerinde duralım:
1- Hanefi
alimlerine göre namazdaki bütün oturuşlarda iftiraş şekli sünnettir. Kadınlar,
ayaklarını sağ taraftan çıkararak sağrIları üzerinde otururlar.
Hanefiler'in
delili ise Müslim ve müellifin rivayet ettikleri Aişe (r.a.)'in 893 nolu
hadisidir. Bir de namazını hatalı kılan a'rabi'nin meşhur hadisidir. O hadiste:
"Oturduğun zaman sol ayağının üzerinde otur." buyurulmuştur.
2- Şafiiler'e
göre namazda beş oturuş vardır: Birincisi: Secdeler arası oturuş; İkincisi: Her
rek'atten sonra ayağa kalkmadan önce yapılan istirahat oturuşu; Üçüncüsü: Üç ve
dört rek'atli namazlardaki ilk teşehhüd oturuşu; Dörduncüsü: Arkasında sehv
secdesi yapılacak son oturuş; Beşincisi: Arkasında selam verilecek oturuş.
Beşinci oturuşta teverrük, diğerlerinde de iftiraş etmek efdaldır.
Şafiiler'iıı
delili, Buhari. Ebu Davud ve başkalarının rivayet ettikleri Ebu Humeyd-i Saidi
(r.a.) ile burada rivayet olunan Aişe (r.anha)'nın hadisidir.
EI-Menhel
yazarı, Şafiiler'in görüşünü anlatırken ilk teşehhüdde iftiraş ve son
teşehhüdde teverrük oturuşunun hikmeti hakkında Şafiiler'in şunu söylediklerini
nakleder: Bu oturuşlar, namazı hatırlamaya ve rek'at sayılarını karıştırmamaya
daha yakındır. Hem de ilk teşehhüdün hafifletilmesi sünnettir. İftiraş edilerek
oturulur ki; Bu oturuş kolayca ayağa kalkmak için daha müsaittir. Son teşehhüdü
uzatmak sünnettir. Ondan sonra ayağa kalkmak da yoktur. Teverrük edilerek
oturmak daha rahattır. Oturuşların değişik oluşunun şu faydası da vardır: Namaz
esnasında cemaat'a yetişen kişi, imam'ı ve cemaatı oturuşta gördüğü zaman ilk
ve son oturuştan hangisi olduğunu bilmiş olur.
3- Malikiler'e
göre iki teşehhüdde de teverrük etmek müstahabtır. İki secde arasındaki oturuş da
böyledir. Bunların deIili de Malik'in el-Muvatta'da Abdullah bin Ömer (r.a.)'in
oğlu Abdullah'tan rivayet ettikleri hadistir. Bir de el-Kasim bin Muhammed'in,
teşehhüddeki oturuşu Yahya bin Said ve arkadaşlarına anlatırken, teverrük
şeklini ta'rif ettiğine dair Malik'in rivayetidir.
4- Hanbeliler'e
göre iki teşehhüdlü namazın ilk teşehhüdünde iftiraş, son teşehhüdünde teverrük
etmek ve tek teşehhüdlü namazda iftiraş etmek sünnettir.
Hanbeli
alimlerinden el-Muğni yazarı şöyle der: "Bizim delilimiz, Vail bin Hucr
(r.a.)'in şu mealdeki hadisidir: "Nebi (s.a.v.) teşehhüd için oturunca sol
ayağını yere döşedi ve sağ ayağını dikti." Bu hadiste, arkasında selam
verilen teşehhüd ile selam verilmeyen teşehhüd arasında bir ayırım
yapılmamıştır.
İkinci delilimiz,
Müslim'in Aişe (r.anh)'dan rivayet ettiği şu mealdeki hadistir: Nebi (s.a.v.):
''Her iki rek'atte bir tahiyye vardır.'' buyururdu. Sol ayağını yere döşerdi,
sağ ayağını da dikerdi."
Bu iki hadis,
her teşehhüdde iftiraş etmekle hükmederler. Son teşehhüd oturuşu, Ebu Humeyd
(r.a.)'in hadisiyle bundan müstesnadır. Çünkü ikinci teşehhüdde Nebi
(s.a.v.)'in teverrük ettiği bu hadisle sabittir. Şu da vardır ki: İkinci
teşehhüdde teverrük etmenin sebebi, iki teşehhüdün birbirinden farklı
kılınmasıdır. İçinde tek teşehhüd bulunan namazda teşehhüdlerin karışması
endişesi olmadığına göre, farklı oturuş da söz konusu değildir. Beyan edilen
görüşler, En efdal oturuşun tesbitiyle ilgilidir İk'a oturuşu hariç, nasıl
oturulursa oturulsun namaz sahihtir.
İk'a mes'elesine
gelince: Bu babta geçen hadislerde köpeğin oturuşuna benzetilen ik'a oturuşu
yasaklanmıştır.
Müslim, Ebu
Davud ve Tirmizi'nin rivayet ettikleri bir hadiste Tavus (r.a.) demiştir ki:
''Biz, İbn-i Abbas
(r.a.)'e ayaklar üzerinde ik'a (çömelmek) hakkında söz ettik. İbn-i Abbas
(r.a.): 0, sünnettir, dedi. Biz Ona: Ama biz onu adama cefa görüyoruz, dedik.
Bunun üzerine İbn-i Abbas (r.a.): ''Bilakis o, senin Nebinin sünnetidir,''
dedi."
Bu hadis, iki secde
arasında ökçeler üzerinde çömelmenin sünnet olduğuna delalet eder.
Şu halde ik'a
oturuşu iki türlüdür. Birinci çeşit ik'a, yukarıda anlatıldığı gibi köpek
oturuşuna benzeyen ik'a'dır. Bu oturuş yasaktır.
İkinci nev'i
ik'a: Secdeler arasındaki oturuş da her iki ayağı dikerek, parmaklarını Kıbleye
çevirmek ve topuklar üzerinde oturmaktır İbn-i Abbas (r.a.)'in: 'Nebi'imizin
sünnetidir.' sözüyle kasdettiği İk'a budur. Beyhaki ve Kadi iyad, İbn-i Abbas
(r.a.)'in hadisindeki ik'ayı böyle yorumlamışlardır. Kadi iyad'ın dediğine göre
sahabilerden ve seleften bir cemaatın secdeler arasında bu şekilde oturduğu
rivayet olunmuştur.
EI-Menhel
yazarı 'Secdeler arasında ik'a babı'nda özetle şöyle der: "Malik, Nehai,
Hanefiler ve Hanbeliler: İk'a hangi şekilde ta'rif edilirse edilsin mekruhtur,
demişlerdir. Bunların delilleri, Tirmizi ve İbn-i Mace'nin Ali (r.a.)'den
rivayet ettikleri (894 ve 395 nolu) hadisler ile İbn-i Mace'nin Enes (r.a.)'den
rivayet ettiği (896 nolu) hadistir. Bunlara göre bu hadislerdeki nehiy kerahet
içindir. Çünkü diğer taraftan ik'a nın meşruluğuna delalet eden İbn-i Abbas
(r.a.)'ın hadisi vardır. Eğer İbn-i Abbas (r.a.)'ın hadisi olmasaydı: Bu
hadislerdeki nehiy, kerahet için değil haramlık içindir, diyeceklerdi.
Bu babtaki
hadisler ile İbn-i Abbas (r.a.)'ın hadisi arasında görülen zahiri çelişkinin
def edilmesi hususunda ihtilaf edilmiştir:
Hattab i ve
Maverdi: İbn-i Abbas (r.a.)'ın hadisi, bu babtaki hadislerle mensuhtur. İbn-i
Abbas (r.a.)'ın mensuhluğu duymadığı umulur, demişlerdir.
Beyhaki, Kadi
İyad, İbn-i Salih, Nevevi ve bir cemaat hadisleri uzlaştırmak için şöyle
demişlerdir: Bu babtaki hadislerle yasaklanan ik'a, köpek oturuşuna benzeyen
oturuştur. Yani mak'adı, elleri ve ayakların altını yere koyup dizleri
dikmektir. İbn-i Abbas (r.a.)'ın sünnet olduğunu söylediği ik'a ise. ayakları
dikerek, onlar üzerinde çömelmek ve dizleri yere koymaktır.
En-NeyI yazarı:
Anlatıldığı gibi, hadisleri uzlaştırmak gerekir. Zaten hadisler, bu
uzlaştırmaya ışık tutar. Çünkü nehiy hadislerinde köpek oturuşuna benzetmek
kaydı mevcuttur. İbn-i Abbas (r.a.)'ın hadisinde ise, ayaklar üzerinde ve
parmak uçları üzerinde oturmak kaydı mevcuttur. Bu durumda mensuhluğa
hükmetmek, bu kayıtlardan bir nevi gafIettir. Diğer taraftan hadis hahzları:
Nehiy hadisleri ile İbn-i Abbas (r.a.)'ın hadisinin tarihleri meçhuldür,
demişlerdir. Tarihler bilinmeyince mensuhluk yoluna gidilemez. Bir de şu var
ki: Hadisleri uzlaştırmak mümkün iken mensuhluk yoluna gitmek yasaktır,
demiştir.
Yukarıda
verilen ma'lumattan şu netice çıkıyor ki : İki secde arasında topuklar üzerinde
çömelmek de iftiraş gibi meşrudur. Nevevi, el-Mühezzeb şerhinde şöyle demiştir:
'İbn-i Abbas (r.a.l ve İbn-i Ömer (r.a.)'in rivayet ettikleri ik'a oturuşu,
Beyhaki'nin yorumladığı şekilde, yani topuklar üzerinde çömelmek oturuşu, Nebi
(s.a.v.) tarafından yapılmıştır. Diğer taraftan Nebi (s.a.v.)'in iftiraş ettiği
Ebu Humeyd (r.a.)'in ve ona muvafakat edenlerin rivayetleriyle sabittir. Şu
halde ikisi de sünnettir. Ancak. Ebu Humeyd (r.a.)'in rivayet ettiği iftiraş
sünneti daha meşhur ve ekseriyetle yapılanıdır. Çünkü bunu Ebu Humeyd (r.a.)'e
rivayet ederken o sahabi onu doğrulamıştır. Vail bin Hucr (r.a.) ve başkası da
rivayet etmiştir. Bu rivayetler Nebi (s.a.v.)'in iki secde arasında iftiraş
oturuşuna devam ettiğine ve bu oturuşun sahabilerce meşhur olduğuna delalet
eder. Bu sebeple iftiraş oturuşu tercihe şayan olup daha efdaldır. Bununla
beraber topuklar üzerinde çömelmek de sünnettir.
Nevevi'nin
bahsettiği İbn-i Ömer (r.a.)'in hadisi, Beyhaki'nin ondan rivayet ettiği şu
mealdeki hadistir: «İbn-i Ömer (r.a.)
başını birinci secdeden kaldırdığı zaman ayak parmak uçlarının üzerinde
otururdu ve: Bu oturuş sünnettendir.» derdi.