SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU İKAMETİ’S-SALAT

<< 1089 >>

DEVAM: 80- CUMA GÜNÜ ĞUSLÜ HAKKINDA GELEN (HADİSLER) BABI

 

حَدَّثَنَا سهل بْن أبي سهل. حَدَّثَنَا سُفْيَان بْن عيينة، عَن صفوان بْن سليم، عَن عطاء بْن يسار، عَن أبي سعيد الخدري؛

 - أن رَسُول اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسلَّمْ قال ((غسل يوم الجمعة واجب على كل محتلم)).

 

Ebu Said-i Hudri (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur :

 

«İhtilam olma çağına gelmiş olan herkese Cum'a günü ğuslü vacibtir.»

 

 

Bu Hadis’i Tirmizi hariç Kütüb-i sitte sahipleri ve Beyhaki tahric etti.

 

AÇIKLAMA: 1088 nolu hadisi Buhari, Müslim, Tirmizi ve Malik ile başkaları Ömer (r.a.)'den rivayet etmişlerdir. Ayrıca benzerini Müslim, Ebu Davud ve Beyhaki, Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet etmişlerdir. Bunların rivayeti mealen şöyledir:

 

"Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğ'ine göre Ömer (r.a.), bir gün Cuma hutbesini okurken bir adam (Müslim'in rivayetinde gelen zat'ın Osman bin Affan olduğu bildirilmiştir) camiye girdi. Ömer (r.a.) (adamı kasdederek) Cuma namazına erken gelmekten men mi oluyorsunuz? diye tenkit etti. Adam: Ben ezan sesini işitir işitmez hemen abdest almakla meşgul oldum (gecikmem bundan oldu) dedi. Ömer (r.a.) (geç kalmak kusuru yanında) bir de (gusül etmemek ve) abdestIe yetinmek var? Siz Resulullah (s.a.v.)'den: ''Biriniz Cuma namazına geleceği zaman gusletsin.'' buyururken işitmediniz mi? dedi."

 

Hattabi: Bu hadis Cuma ğuslünün vacip olmadığına delildir. Eğer vacip olmuş olsaydı Ömer (r.a.), Osman (r.a.)'ın geri dönüp gusletmesini emredecekti. Ömer (r.a.) ve orada hazır olan sahabilerin susması, Nebi (s.a.v.)'in gusletmekle ilgili verdiği emrin vaeiblik için değil, müstehablık için olduğuna delalet eder. Ömer (r.a.), Osman (r.a.) ve orada. bulunan muhacirler ile Ensar'ın bir vacibin terki üzerinde topIanmaları düşünülemez, demiştir.

 

EI-Fetih'te Şafii'den naklen şöyle söylenmiştir:

 

'Osman (r.a.), gusül etmediği için Cuma namazını terketmedigine ve gusül için camiden çıkmasını Ömer (r.a.) emretmediğine göre ikisi de Cuma guslüne ait emrin müstehablık için olduğunu biliyorlarmış.'

 

Hafız İbn-i Hacer : ''İbn-i Huzeyme, Taberi, Tahavi, İbn-i Hibban, İbn-i Abdi'l-Berr ve diğer müelliflerin çoğu mesele hakkında aynı sonuca varmışlardır. Hatta alimlerin bir kısmı: (Camide bulunan sahabilerin Ömer (r.a.) ile ,0sman (r.a.)'a bu meselede muvafakat etmeleri, Cuma namazının sıhhati için guslün şart olmadığı hususunda icma' mahiyetini teşkil eder, demişlerdir. Zaten Hattabi ve başkaları: Ğusül etmeksizin Cuma namazının sıhhati hakkında icma' vardır, demişlerdir.

 

Taberi bazı alimlerin Cuma guslünün vacibliğine hükmettiklerini, ancak Cuma namazının sıhhatı için şart olmadığını söylediklerini nakletmiş,' demiştir.

 

Hulasa Ebu Hureyre, Ammar bin Yasir, Hasan-i Basri ve Zahiriye mezhebine mensup alimler, Cuma guslünün vücubuna hükmetmişlerse de alimlerin selef ve halef cumhuru, sünnet olduğuna hükmetmişlerdir.Cumhurun delillerinden birisi, Ebu Hureyre (r.a.)'ın yukarıya mealini aldığımız Ömer (r.a.) ve Osman (r.a.) ile ilgili hadisidir. İkinci delil, 1091 nolu Enes bin Malik (r.a.)'ın rivayet ettiği ve Tirmizi, Ebu Davud ve Nesai ile başkalarının Semure bin Cündüb (r.a.)'den rivayet ettikleri hadisdir.

 

Diğer bir delil Müslim'in de rivayet ettiği 1090 nolu hadisdir. EI-Menhel yazarı, cumhurun başka delillerini de zikrettikten sonra şöyle der: "Cuma guslünün yapılmasını emreden hadislere karşı cumhurun cevabı şudur:

 

'Cuma guslünün vacib olmadığını ifade eden hadisler ile Cuma guslünü emreden hadislerin arasını bulmak için, verilen emrin müstahablık için olduğuna hükmetmek gerekir. Guslün vacipliğini ifade eden hadislerdeki 'vücub' sözünü kuvvetli sünnet anlamıyla yorumlamak icab eder. Bu vücubtan maksat, yapılmaması halinde cezalanmayı gerektiren vücub değildir.

 

Yorumladığımız anlamda vücub kelimesi Arap dilinde kullanılır. Mesela kişi arkadaşına: Senin hakkın bana vacibtir. Seni ziyaret etmek bana vacib oldu, derken dediğimiz manayı kasdeder."

 

1089 nolu Ebu Said-i Hudri (r.a.)'ın hadisini Tirmizi hariç Kütüb-i Sitte sahipleri ve Beyhaki rivayet etmiştir. Bu hadiste Cuma guslünün vacib olduğu bildirilmiştir. Yukarda anlattığım gibi cumhura göre vaciblikten maksat, kuvvetli sünnet olup terk edilmemesinin gerekliliğini ifade etmektir. Gusletmeyenin günaha girdiği anlamında değildir.

 

El-Ayni: Bazı arkadaşlarımız, Cuma guslünün vacibliğine zahiren delalet eden hadislerin, (1091 nolu) hadis ve benzerleriyle mensuh olduğunu söylemişlerdir, demiştir. Cumhura göre Cuma guslünün müstahablığı, Cuma namazına gidenlere mahsustur. Ebu Hureyre (r.a.)'ın (1090 nolu) hadisi cumhur için bir delildir.      '

 

Cuma namazına gitmeyen kadınlar ve Cumaya gitmesi farz olmayan yolcu, hasta ve benzeri kimselerin de: Cuma guslünü yapmalarının müstehaplığını söyleyen alimlerin (1089 nolu) hadisi delil gösterdiklerini el-Fetih sahibi el-Hafız beyan etmiştir. Fakat cumhüra göre bu hadis delil gösterilemez. Çünkü hadisteki: ''İhtilam olma çağına gelen ... '' ifadesi, bu hadisin hükmünün erkeklere münhasır olduğuna delildir. Çünkü ihtilam, genellikle erkeklerin erginlik çağına varmalarının belirtisidir. Kadınların belirtisi ise umumiyetle aybaşı adetidir.