DEVAM: 48- ABDESTTE
İKTİSAD VE BUNDA İSRAF'IN KERAHETİ HAKKINDA GELEN HADİSLER
حَدَّثنَا
عَلِيّ بْن
مَحَمَّد.
حَدَّثنَا خالي
يعلي، عَن
سُفْيَان،
عَن موسى بْن
أَبِي
عَائِشَة،
عَن عمرو بْن
شعيب، عَن
أَبِيْهِ،
عَن جده؛
قَالَ: - جَاءَ
أعرابي إِلَى
الْنَّبِيّ
صَلى اللَّه
عَلَيْهِ
وَسَلَمْ
فسأله عَن
الوضوء. فأراه
ثلاثا ثلاثا.
ثُمَّ قَالَ
((هَذَا الوضوء.
فمن زاد عَلَى
هَذَا، فقد
أساء أَو تعدى
أَو ظلَمْ)) .
Amr bin Şuayb'ın
dedesi (baba babası Abdullah bin Amr bin el-As) (Radiyallahu anhum)'den rivayet
edildiğine göre şöyle söylemiştir:
Bir a'rabi Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanına gelerek abdestin nasıl alınacağını
sordu. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), (abdest uzuvlarını) üçer defa (yıkayarak)
ona abdest almayı gösterdi. Sonra buyurdu ki:
«Abdest budur.
Bundan fazla yapan kimse, isae etmiş veya taaddi etmiş veya zulüm etmiş olur.»
Diğer tahric:
Ebu Davud, Nesai, Ahmed, Beyhaki, Tahavi ve İbn-i Huzeyme
AÇIKLAMA :
Resul-i Ekrem'e
gelen adamın ismi bildirilmemiştir. Burada ve Nesai'nin rivayetinde a'rabi diye
geçmekte; Ebu Davud ve diğer bazı rivayetlerde 'recul = adam' diye geçer.
Adamın a'rabi yani bedevi olması muhtemeldir. Adam'ın, abdest nasıl alınır?
sorusu da rivayetlerde değişik cümlelerle ifade edilmiş ise de mana bakımından
bir farklılık teşkil etmez.
Soru üzerine
Resul-i Ekrem (s.a.v.) uygulamalı olarak abdest almayı öğretmiştir. Abdest
uzuvlarını üçer defa yıkadığı anlaşılıyor ise de bunun tafsilatı anlatılmıyor.
Fakat Ebu Davud'un rivayetinde şöyle tafsilat var;
«Resulullah
(s.a.v.) önce iki elini bileklerle beraber üçer defa yıkadı, sonra yüzüriü üç
defa, daha sonra iki kolunu (dirseklerle beraber) üçer defa yıkadı. Bundan
sonra başına meshetti. Bunu takiben şahadet parmaklarını (n uçlarını)
kulaklarına sokarak baş parmakları ile kulaklarının dışını (= arkasını) ve
içini (= önünü) meshetti. Sonra ayaklarını (aşık kemikleriyle birlikte) üçer
defa yıkadl. .. »
El-Menhel
yazarı diyor ki; Hadiste mazmaza ve istinşaktan bahsedilmiyor. Resul-i Ekrem.
(s.a.v.} bunları yapmamanın caiz olduğunu beyan etmek için bırakmış olabilir.
Yahut O, bunları da yapmış olup ravi yüz yıkamayı anlatmak ile. yetinmiş
olabilir.
Sindi,
Buhari'nin şarihlerinden İbn-i Hacer el-Askalani'den naklen beyanına göre
hadisteki üçer defa tabiri yıkamaya aittir. Mesh işi böyle değildir. Nitekim
Said bin Mansur'un rivayetinde meshin bir defa yapıldığı belirtilmiştir. Şayet
mesh'in üçer defa yapıldığı subut bulursa delillerin uzlaştırılması için üç
mesh'ten maksad başın her tarafının meshedilmesidir.
Hadisin «Bundan
fazla yapan ... » fıkrasına gelince, El-Menhel müellifi şunu söyler:
Mesela,
uzuvları üçer defa'dan fazla yıkamak veya yıkanması emrolunan uzuvlardan başka
uzuvları da yıkamak bu parça ile yasaklanıyor.
Parçadaki İsae
ve zulüm kelimelerinin açıklaması hususunda El-Menhd'in beyanına göre El-Ayni
şöyle demiştir: İsae etti. Yani şer'i
şerifin adabına karşı teedüb ve sünneti's-seniyyeyi terk etmekle kötü yaptı.
Zulüm etti.
Yami meşru sayıdan fazla yapmak sebebi ile sevabını azaltarak nefsine zulmetti.
Bazılarına göre «zulmetti» tabirinden maksad şudur: Üçer defa yıkamakla
sünnetin hasıl olmadığını itikad etmekle zulmetmiş, haksızlık etmiştir.
EI-Menhel
yazarı da: İsae ve zulümü birleştirerek şöyle manalandırır: O kimse, Resul-i
Ekrem'e muhalefet etmekle, sevapsız yere fazla yıkamak süretiyle nefsini
yormakla ve faydasız olarak suyu zayi etmekle kötü yapmış, haksızlık etmiştir.
«Taaddi etti»
cümlesine gelince, bu cümle Ebu Davud' un rivayetinde yoktur. Taaddi etmek
sınırı aşmak demektir. Böyle yapan kimse meşru sayıdan fazla yıkamakla sınırı
aşmış olur. Nesai'nin rivayetinde bu cümle vardır. Şunu da belirteyim:
Nesai'nin rivayetinde bu fiiller; ve iledir. Yani « İsae etmiş ve taaddi etmiş
ve zulmetmiştir.» Halbuki kitabımızda .... = ev ile
geçtiği, için
tercemede«isae etmiş veya taaddi etmiş veya zulm etmiş ... » dedik. Sindi diyor
ki, musannef'in rivayetinin zahirine göre ''veya ... veya ... " tabiri
ravinin tereddüdünü ifade eder.
EI-Menhel
müellifi. Peygamber'in böyle yapanı kınaması, onun bu işten vazgeçirilmesİ
içindir, dedikten sonra EI-Mirkat'a atfen verdiği malumat'a göre İmam Nesei:
Şüphe halinde kalbin tatmin olması için üçten fazla yıkamakta beis yoktur,
demiştir. Fakat EI-Menhel yazarı diyor ki, üçer defa yıkadıktan sonra doğacak
şüpheye mahal kalmaz. Bu vesvesenin kapısını açabilir.
Bunun için
İbnü'i-Mubarek hadisin zahirini tutarak: Üçer defa'dan fazla yapanın günah işlediğinden
emin değilim, demiştir. Ahmed ve İshak da: Deli'den başkası üçten fazlasını
yapmaz, demişlerdir. İbn-i Hacer de: Elini yüzlerce defa yıkadıgı halde,
abdestsizliğinin kalkmadığını itikad eden vesveselileri gerçekten, müşahede
ettik, demiştir.
HADİsTEN
ÇıKARıLAN HÜKÜMLER
1. Kişi
bilmedigi hususları bilenlere sormalıdır.
2. Bilenler
bilmeyenlere anlıyacakları şekilde anlatmalı ve gerekirse uygulamalı olarak
göstermelidirler.
3. Yıkanacak
abdest uzuvları üçer defa yıkanmalıdır.
4. Baş ve kulaklar
birer defa meshedilmeli ve kulağın her tarafı meshedilmelidir.
5. Abdest
alınırken sünnete uyulmalı, fazla veya eksik yapılmamalıdır.
6. Sünnet olana
muhalefet etmek kötü, sınırı aşmak ve zulümdür. Kınanmayı müciptir.