DEVAM: 49- ABDEST
İSBAĞI (= TAM ALINMASI) HAKKINDAKİ HADİSLERİN BEYANI
حَدَّثنَا
يعقوب بْن
حميد بْن
كاسب. حَدَّثنَا
سُفْيَان بْن
حمزة، عَن
كثير بْن
زَيْد، عَن
الوليد بْن
رباح، عَن
أَبِي
هُرَيْرَة؛
-
أَن
الْنَّبِيّ
صَلى اللَّه
عَلَيْهِ
وَسَلَمْ
قَالَ
((كفارات
الخطايا
إسباغ الوضوء
عَلَى
الَمْكاره،
وإعمال
الأقدام إِلَى
الَمْساجد،
وانتظار
الصلاة بَعْد
الصلاة)).
Ebu Hureyre
(Radiyallahu anh)'den rivayet edildiğine göre, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu :
Güçlüklere rağmen
abdest'i kemal üzere almak ve mescitlere doğru çok adım atmak ve (bir) namazdan
sonra da gelecek namazı gözetlemek (beklemek) günahların kefaretidir.
AÇIKLAMA :
Müslim ve
Tirmizi'nin «Abdest İsbağı» babında Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet ettikleri
şahid durumundaki hadiste Resul-i Ekrem'e ait kısım burdaki lafızların aynıdır.
Sahabi'ye ait lafızlarda manayı etkilemeyen az bir değişiklik vardır. Oradaki
hadisin meali şöyledir:
"Ebu
Hureyre (r.a.)'den : Şöyle söylemiştir: Resulullah (s.a.v.), (sahabilere) :
«Allah'ın, günahları imha ettirdiği ve dereceleri yükselttirdiği şeyleri size
göstermiyeyim mi?» buyurdu. Sahabiler:
- Göster, Ya
ResulalIah! dediler. Resulullah (s.a.v.) : «Güçlüklere rağmen abdesti tam
olarak almak, mescidlere doğru çok adım atmak ve (bir) namazdan sonra diğer
(bir) namazı beklemektir. İşte sizin ribatınız (= nöbetiniz) budur.''
buyurdu."
Yukarıya
mealini aldığımız Ebu Hureyre'nin hadisindeki Resul-i Ekrem'e aıt buyruğun son
cümlesi Ebu Said-i Hudri'nin hadisinde yoktur.
Tirmizi'nin
şerhi Tuhfe'de Nevevi'den naklen beyan edildiğine göre Kadi İyad, hadisle
ilgili olarak şöyle demiştir:
'Günahların imhasından maksad, onları mağfiret etmek (örtmek) tir.
Bununla beraber, imha tabiri ile günahları hafeze meleklerin defterinden silmek
kasdedilmiş olabilir ki, bu takdirde yine günahların mağfiretine delalet eder.'
Derecelel'in
yükselmesi de cennetteki makamın yükselmesi demektir. Konuşmanın soru ve cevap
şeklinde oluşu, buyurulan hakikatların zihinlerde iyice yerleşmesini sağlar
Hadisteki
"Güçlükler ... " tabiri ile şiddetli soğuk, suyun dokunmasından
eziyet duyulan hastalık. su arayıp bulmakta duyulan güçlük, gerektiğinde
parayla. hatta pahalı bir fiatla suyu satın almak ve benzeri zorluklar
kasdedilmiştir.
"Mescidlere
doğru çok adım atmak.'' durumu ise Nevevi'nin beyan ettiği gibi evin mescidlere
uzak oluşu ve mescitlere devamlı gitmekle sağlanır.
''Bir namazdan
sonra diğer bir namazı beklemek'' parçasından maksad, Tuhfe'de şöyle
açıklanıyor: Yani, kişi cemaatle veya tek başına namaz kıldıktan sonra.
oturduğu yerde veya evde diğer namaz vaktinin gelişini bekler. fikrini ona
bağlar, yahut işiyle meşgul olmakla beraber, kalbini gelecek namaz vaktine
bağlar.
Ebu'l-Velid
EI-Baci ise parçayı, bir vakit namazından sonra oturdugu' yerde diğer namaz
vaktini belkemek, şeklinde yorumlamış ve bu durum, zamanları birbirine yakın
olan namazıara mahsustur. Diğer namazlar için böyle bir bekleyiş adet
olmamıştır, der.
Musannıfın
rivayetinde bulunmayan, fakat Müslim ile Tirmizi'nin rivayetinde bulunan «İşte
sizin ribatınız budur cümlesine gelince; ribat; nöbet yeri ve bir şeye kendini
hapsetmek, demektir. Namaz kılmak için camiye gidip orada namaz vaktini
bekliyen kimse kendini ibadete hapsetmiş gibidir.
Şöyle de
denilebilir: Hadiste anılan ibadetlere
devam etmek cihad ve serhatte nöbet beklemek gibidir. Bazıları; anılan ibadetler,
sahibini günahlardan menettiği için buna ribat denmiştir, derler. Nevevi de
parça hakkında: «Yani rağbet edilen ribat budur. Bir kısım ilim adamlarına göre
rıbatın en faziletlisi budur. Nasıl ki, cihadın en büyüğü nefisle yapılan
cihaddır. Şöyle yorumlamak da mümkündür: Ribat çeşitleri arasında herkes için
yapılması ve sevabına kavuşulması mümkün olan ribat işte budur.»
Tuhfe'de beyan
edildiğine göre Kadi iyad şöyle demiştir: Bu ameller gerçek ribattır. Çünkü
şeytanın nefis üzerine yapmak istediği etki yollarını tıkar, şehvani arzuları
yener, vesveselere engel olur. Bu ise büyük cihaddır.