137- NAMAZ ÜZERİNE BİNA
ETMEK HAKKINDA GELEN (HADİSLER) BABI
حَدَّثَنَا
يعقوب بْن
حميد بْن
كاسب. حَدَّثَنَا
عَبْد اللّه
بْن موسى
التيمي، عَن
أسامة بن زيد،
عَن عَبْد
اللّه بْن
يزيد، مولى
الأسود بْن
سفيان، عَن
مُحَمَّد بْن
عَبْدُ
الرحمن بْن
ثوبان، عَن
أبي
هُرَيْرَة؛
قَالَ: - خرج
النَّبِي
صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَ
سَلَّمْ إلى
الصلاة وكبر.
ثم أشار إليهم،
فمكثوا. ثم
انطلق فاغتسل.
وكان رأسه
يقطر ماءً.
فصلى بهم.
فلما انصرف
قال ((إني خرجت
إليكم جنباً. وإني
نسيت حتى قمت
في الصلاة)).
فِي
الزَوائِد:
هذا إسناده
ضعيف لضعف
أسامة بْن
زيد. رواه
الدارقطني في
سننه من طريق
أسامة بْن
زيد.
Ebu Hureyre
(r.a.)'den; şöyle demiştir:
Nebi (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) (bir defa) namaza geldi. İftitah tekbirini aldıktan sonra
cemaata (vaziyetlerini bozmadan yerlerinde beklemeleri için mübarek eli ile
işaret etti. Bunun üzerine cemaat durup bekledi. O, da gidip boy abdestini
aldıktan sonra (mubarek) başından su damladığı halde (gelip) cemaata namaz
kıldırdı. Namaz'dan dönüp gidince cemaata :
«Ben (evden)
yanınıza cünüp olarak geldim ve namaza girinceye kadar (durumu) hatırlamadım.»
buyurdu.
Not: Zevaid'de:
Ravi Usame bin Zeyd, zayıf olduğundan bunun senedi zayıftır. Darekutni de,
süneninde bunu Usame bin Zeyd yoluyla rivayet etmiştir, denilmiştir.
AÇIKLAMA: Hadisin Ebu Hureyre (r.a.)'a ait olan kısmı
Buhari, Müslim, Ebu Davud ve Nesai tarafından da rivayet edilmiştir. Ebu
Davud'un Ebu Bekre (r.a.)'dan olan bir rivayetinde Nebi (s.a.v.)'in namazdan
sonra şöyle buyurdugu kaydedilmiştir:
''Ben ancak bir insanırn ve ben cünüp İdjm."
Darekutni ve
Beyhaki'nin rivayetinde ise müellifin rivayetinde oldugu gibi Nebi (s.a.v.)'e
ait olan kısım mevcuttur.
Müellifin
(İbn-i Mace'nin) rivayeti ile Darekutni'nin rivayeti, Ebu Davud'un, Ebu Bekre
(r.a.) ile Ata' bin Yesar (r.a.)'dan olan rivayeti, Nebi (s.a.v.)'in namaza
girdikten sonra durumu hatırladığına delalet ederler.
Buhari, Müslim,
Ebu Davud ve Nesai'nin Ebu Hureyre (r.a.)'dan olan rivayetlerine göre Nebi
(s.a.v.) namaza durup tekbir alması beklendigi sırada ve henüz namaza girmeden
durumu hatırlamıştır. Ben bunlardan Buhari'nin Ebu Hureyre (r.a.)'den olan
rivayetini nakledeyim:
''.. Ebu
Hureyre (r.a.)'den: Şöyle demiştir: Namaz için kamet edildi. Saflar ayakta
dizildi. Sonra Resulullah (s.a.v.)'in (evinden) çıkarak yanımıza geldi ve namaz
kıldıracağı yer de ayakta durunca cünüp olduğunu hatırladı. Bunun üzerine bize:
''Yerinizden ayrılmayınız,...'' buyurduktan sonra dönüp boy abdestini aldı,
sonra (mübarek) başından su damladığı halde yanımıza çıkageldi. Sonra 'Allahu
ekber' diyerek bize namaz kıldırdı." .
Müslim'in
rivayetinde bu nokta ile ilgili cümle şöyledir:
'' .. Nihayet
Nebi (s.a.v.), namaz kılacağı yerde tekbir almadan önce ayakta durduğu sırada
(Cünüp olduğunu)
hatırladı ve hemen döndü de bize: ''Yerinizden ayrılmayınız!,.'' buyurdu.
Hulasa bazı
rivayetlerde efendimizin henüz namaza başlamadan, bir kısım rivayetlerde de
namaza başladıktan sonra cünüplük halini hatırladığı bildirilmiştir.
Müslim'in şerhinde
Nevevi: Hadisin: ''tekbir almadan önce ... " kaydı, Nebi (s.a.v.)'in henüz
namaza girmediği ve tekbir almadığı sırada durumu hatırladığını açıkçaifade
eder. Buhari'nin bir rivayetindeki : "ve biz O'nun tekbir almasını
beklediğimiz zaman ..... ifadesi de bunu açıkça belirtiyor. Ebu Davud'un
rivayetinde Nebi (s.a.v.)'in namaza başladıktan sonra anılan durumu hatırladığı
belirtilmiştir. Artık Ebu Davud'un rivayetindeki; "namaza girmişti"
cümlesi 'namaza girrneğe hazırlanmıştı' diye yorum yapmak suretiyle rivayetler
arasında görülen ihtilaf kaldırılır. Bu yorum muhtemeldir. Fakat en kuvvetli
ihtimal olayların ayrı olmasıdır. Hadis, Nebilerin ibadet ederken unutma
geçirmelerinin caizliğine delalet eder. demiştir.
Müellifin
rivayeti, Nebi (s.a.v.)'in tekbir aldıktan sonra durumu hatırladığına delalet
eder. Hadisler arasındaki ihtilafı gidermek için yorum yapanlar buradaki:
"sonra tekbir aldı '' cümlesini: "Sonra tekbir almak isteiL ..'' diye
te'vil etmişlerdir.
Hadisin: "Sonra cemaate (yerlerinden ayrılmamaları
için) işaret etti:' cümlesi yerine Buhari:
"Bize: Yerinizden ayrılmayınız!.'' buyurdu. Ebu Davud'un
rivayetinde: "Yerinizden ayrılmayınız! (anlamını ifade etmek için) eliyle
işaret buyurdu:' denilmiştir.
Hadisin:
"Sonra cemaata namaz kıldırdı:' cümlesi iki şekilde yorumlanabilir:
Birinci yorum:
'Guslettikten sonra geldiğinde yeniden tekbir almadan, namaza, kalındığı yerden
itibaren devam etti."
İkinci yorum:
'Guslettikten sonra geldiğinde yeniden tekbir alarak cemaata namaz kıldırdl.'
Bu yoruma göre hadisin, namaza bina etmekle ilgisi yoktur.
İbn-i Hibban
ikinci yorumu tutarak: Çünkü Nebi (s.a.v.)'in boy abdesti almak için gitmesi ve
dönünceye kadar cemaatin imamsız olarak o vaziyette ayakta durması mahaldır
(geçersizdir), demiştir.
HADİS'İN FIKIH
YÖNÜ :
1- Hadisin
zahirine göre, imarn'ın unutarak abdestsiz namaz kıldırdığının anlaşılması ile
cemaatın namazı bozulmaz. Böyle hükmeden Malik, Şafii, Evzai, Sevri ve Ahmed bu
hadisin söz konusu rivayetlerini delil göstermişlerdir. El-Esrem, Ebu Sevr
İshak, Hasen-i Basri: İbrahim Nahai ve Said bin Cübeyr'in böyle söyledikleri
nakledilmiştir.
El-Menhel
yazarı yukardaki grubun görüşünü naklettikten sonra sözlerine devamla şöyle
der:
"Bu gruba
dahil olanlar: Çünkü, Nebi (s.a.v.) ilk tekbiri alınca sahabiler de tekbir
alarak namaza girdiler ve Nebi (s.a.v.) gidip guslettikten sonra gelinceye
kadar onlar namazıarında durdular, namazlarını bozmadılar, demişlerdir.
Hattabi de bu
görüşü benimseyerek konu hakkındaki hadisin şerhinde: 'İmam, cünüp olarak
sehven namaz kıldırdıgı ve cemaat durumu bilmediği zaman cemaatın namazı
sahihtir. Bilahare durumu öğrenince o namazı tekrar kılmaları gerekmez. İmam
ise namazı tekrar kılmak zorundadır. Hadisten çıkarılan hüküm budur. Çünkü
hadisin lafzından anlaşılan durum şudur: Sahabiler Nebi (s.a.v.) ile beraber
namaza başlamışlar, sonra Nebi (s.a.v.), gusledip gelinceye kadar onların
durmasını istemiş, sonra onların namazını ikmal ettirmiştir. Namazın başlangıç
parçası sahih sayılmasaydı Nebi (s.a.v.l'in gusledip geldikten sonra kıldırdığı
parçanın ilk parça üzerine bina edilmesi sahih olur muydu? Ömer (r.a.)'in kavli
de budur. Arkadaşlarından bu konuda ona. muhalefet eden kimse bilinmiyor.
Hadis, abdestsİzlik halinde namaza bina etmek caizdir, diyenler için delildir,'
demiştir.
El-Ayni,
Hattabi'nin yukarıdaki sözünü reddederek özetle şöyle demiştir: 'Nebi
(s.a.v.)'in gusülden sonra tekrar tekbir alarak cemaata namaz kıldırdığı zahir
olanıdır. Nitekim İbn-i Hibban; فصلى بهم cümlesini şöyle
yorumlamıştır; "Yani yeni bir tekbir alarak onlara namaz kıldırdı. Bazılarının sandığı gibi, evvelce almış
olduğu tekbiri esas tutarak kaldığı yerden namazı tamamlamadı, manası
kasdedilmemiştir. Üstelik Müslim'in
rivayetinde Nebi (s.a.v.)'İn henüz tekbir almamış iken durumu hatırladığı
belirtilmiştir. Diğer taraftan namazın bir parçası sahih olunca ... sözünü de
kabul etmiyoruz. Çünkü Nebi (s.a.v.)'in namaza başlamış olduğunu kabul etsek
bile, imamlıktan çekilirken başkasını yerine geçirmemesi ve yerinin boş kalması
ile namaz bozulmuş olur. Namazın ilk parçası bozulunca o bozuk parça üzerinde
tesis edilecek parça da bozulur. Hak, budur ki, Nebi (s.a.v.) yeni bir tekbirle
onlara namaz kıldırmıştır. Ömer (r.a.)'in arkadaşlarından kimsenin muhalif
olmadığı sözü de sıhhatli değildir. Çünkü Darekutni'nin bir rivayetine göre;
"Ali bin
Ebi Talib (r.a.), cünüp iken sehven cemaata namaz kıldırmış sonra tekrar kılmış
ve cemaata da tekrar kılmalarını emretmiştir."
Ebu Hanife,
Şa'bi ve Hammad bin Ebi Süleyman ise imam'ın abdestsiz olduğu anlaşılmakla
cemaatın namazı bozulur, demişlerdir. Bunların delilleri ise şunlardır:
Ahmed'in Ebu
Hureyre (r.a.)'den merfu olarak rivayet ettiği: "İmam zamındır.'' hadisi,
Darekutni'nin
Said bin el-Müseyyeb'den rivayet ettiği: "ResüluJlah (s.a.v.) cünüp olarak
(sehven cemaata) namaz kıldırmış, sonra tekrar kılmış, cemaat da tekrar
kılmışlardır," hadisi ve Ali (r.a.)'ın yukardaki hadisidir.
Zahir olan, ilk
grubun l<avlidir. Çünkü Darekutni: Said (r.a.)'in hadisi mürseldir, ravisi
Ebu Cabir El-Beyazi'nin hadisleri metruktur, Ali (r.a.)'in hadisini rivayet
eden Amr bin Halid'in hadisleri de metruktur.
"imam
zamin'dır .'' hadisinden maksat, cemaat imama uymuş iken, namazı ifsad etmeyen
cemaatin hareketlerini imam yüklenmiştir. Bundan, imam'ın namazı bozulunca
cemaatin namazı da bazulur manası çıkmaz, demiştir."
EI-Menhel
yazarı görüldügü gibi ilk görüşü tercih etmiştir.
2- Şer'i
hükümlerin tesisine vesile olmak üzere Nebilerin ibadette sehiv etmeleri
hikmetlere bina'en caizdir.
3- Vakit müsait
ise cemaat'in imamı beklemeleri meşrudur
4- Cünüp kişi,
guslünü derhal yapmayıp geciktirebilir. (Namazı kaçırmaya sebebiyet verirse
te'hiri yasaktır.)
5- Cünüplüğünü
unutarak mescide giren kimse durumu hatırlayınca teyemmüm etmeden derhal
çıkmalıdır.