DEVAM: 158- İKİ
BAYRAMDAKİ HUTBE HAKKINDA GELEN (HADİSLER) BABI
حَدَّثَنَا
يحيى بْن
حكيم.
حَدَّثَنَا
أبو بحر.
حَدَّثَنَا
عبيد اللَّه
بْن عمرو
الرقي. حَدَّثَنَا
إسماعيل ابن
مسلم
الخولاني.
حَدَّثَنَا
أبو الزبير،
عَن جابر؛
قَالَ:
-
خرج رَسُول
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسلَّمْ يوم
فطر أو أضحى.
فخطب قائماً
ثم قعد قعدة
ثم قام.
فِي
الزَوائِد:
رواه النسائي
في الصغرى من
حديث جابر،
إلا قوله ((يوم
فطر أو أضحى)).
وإسناد ابن
ماجة فيه سعيد
بْن مسلم، وقد
أجمعوا على
ضعفه. وأبو
بحر ضعيف.
Cabir (r.a.)'den;
şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Fıtır veya Kurban
bayramı günü (musallaya) çıkarak ayakta
hutbe okudu. Sonra biraz oturduktan sonra (tekrar) ayağa kalktı (İkinci hutbeyi
okudu.)
Not: Zevaid'de
şöyle denmiştir: Nesai. Cabir (r.a.)'in
bu hadisini küçük süneninde –Fıtr veya Kurban bayramı- ifadesi olmaksızın
rivayet etmiştir. İbn-i Mace’nin rivayet ettiği isnadda ise Said bin Müslim
varki zaafında icma’ vardır ve Ebu Behr de zayıftır.
AÇIKLAMA: Müellifin
iki senedIe rivayet ettiği Ebu Kahil (r.a.)'ın hadisini Nesai de rivayet
etmiştir.
Hadis, bayram
hutbelerini deve üstünde okumanın meşruluğuna delalet eder. Devenin yularını
tutan Habeşi'nin Bilal (r.a.) olduğu Sindi'de beyan edilmiştir. Bir masIahat
için büyüklerin binek hayvanının yularını tutmanın meşruluğu bu hadisten
anlaşılır. Buna benzer hizmetler de böyledir.
Nubayt
(R.A.)'ın hadisini Ebu Davud, Ahmed ve Nesai de rivayet etmişlerdir. Ebu
Davud'un rivayeti şöyledir:
''Nubayt
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre kendisi Nebi (s.a.v.)'i Arafat'da Vakfe'de
iken kırmızı bir deve üstünde hutbe okurken gördüm,'' demiştir.
Nubayt (r.a.)
Veda haccında Nebi (s.a.v.)'e refakat etmiş ve bu hac seferinde Nebi (s.a.v.)
arefe günü Arafat'ta deve üstünde hutbe okurken Nubayt (r.a.) orada
bulunmuştur. Ebu Davud ve Ahmed'in rivayetlerinde belirtildiği gibi Nebi
(s.a.v.) Arefe günü Arafat'ta okuduğu hutbeyi deve üstünde irad buyurmuştur. Bu
hutbe bayramdan bir gün önce olduğuna göre, bu hadisin bu babta zikredilmesinin
gereği görülmüyor. Ancak müellifin rivayetinde hutbenin okunduğu yer ve zaman
belirtilmemiştir. Efendimizin veda haccında. bayram günü Mina'da hutbe okuduğu
sabittir.. Bu hutbe kastedilırse, hadisin bu baba uygunluğu açıktır .
Sa'd (r.a.)'ın
hadisi zevaid türündendir. Bu hadisten anlaşılıyor ki, Nebi (s.a.v.) bayram
hutbelerinde bol bol tekbir alırdı. Hadisin zahirine göre diğer hutbeler de
tekbirsiz değildir. Sindi böyle demiştir. Fakat hadis'in ikinci cümlesi birinci
cümlenin beyanı olabilir. Bu takdirde hadisin iki cümlesinde geçen hutbe ile
bayram hutbesi kastedilmiş olur. Hadisteki; أضعاف
الخطبة sözü ile hutbenin başı,
esnası, ortaları ve sonu kastedilmiştir. Hadisin yorumu şöyle olur:
"Nebi
(sallallahu aleyhi ve sellem) bayram hutbesinin başında. ortasında. muhtelif
yerlerinde ve sonlarında tekbir alırdı. Bayramlardaki hutbelerde çok tekbir
alırdı."
Hadis, bayram
hutbesinde bol bol tekbir almanın meşruluğuna delalet eder.
Ebu Said
(r.a.)'ın hadisini Buhari, Müslim ve Nesai de rivayet etmişlerdir. Bu hadisin
delalet ettiği hükümler şunlardır.
1. Bayram
namazını musallada kılmak sünnettir. Ancak yağış gibi bir mazeret olduğunda
camide kılınması meşrudur. 167. babta bu noktaya değinilecek. İnşaallah!
2.Bayram namazı
iki rek'attır. Cemaatla kılınması meşrudur.
3. Bayram
hutbesi, namazdan sonra okunur. Hatip ayakları üzerinde durarak ve cemaata
dönük olarak hutbe okur. Cemaat ise oturduğu yerde hutbeyi dinler.
4. Hatip
hutbesinde cemaatı hayrata ve sadaka vermeye teşvik eder.
5. Kadınlar
kocalarından izin almadan kendi mallarından sadaka verebilirler ..
6. İmam,
hutbeden sonra cemaatı ilgilendiren konularda konuşma yapabilir.
Cabir (r.a.)'ın
hadisini Nesai de rivayet etmiştir. Yalnız oradaki rivayette يوم
فطر أو أضحى sözü
yoktur. Oradaki rivayetin meali şöyledir:
"Resulullah
(sallallahu aleyhi ve sellem} (musallaya) çıkarak ayakta hutbe okudu. Sonra
biraz oturduktan sonra ayağa kalktı (tekrar hutbe okudu,)"
Bu hadis de
bayram hutbesinde hatibin ayakları üzere durmasının meşruluğuna delalet eder.
Ayrıca iki hutbe arasında kısa bir oturuşla fasıla vermesinin meşruluğuna
delalet eder.