1- HASTA ZİYARETİ
HAKKINDA GELEN HADİSLER BABI
حَدَّثَنَا
هناد بْن
السري.
حَدَّثَنَا
أبو الأحوص،
عَن أبي
إِسْحَاق،
عَن الحارث،
عَن علي؛
قَالَ: - قال
رَسُول
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسلَّمْ:
((للمسلم على
المسلم ستة
بالمعروف:
يسلم عليه إذا
لقيه. ويجيبه
إذا دعاه.
ويشمته إذا
عطس. ويعوده
إذا مرض.
ويتبع جنازته
إذا مات. ويحب
له ما يحب
لنفسه)).
Ali (r.a.)'den
rivayet edildiğine göre. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu, demiştir:
«Müslüman
için müslüman üzerine örf ve adet vechiyle (yerine getireceği) altı (hak)
vardır. Ona rastladığı zaman selam verir. Onu davet ettiği zaman davetine
icabet eder Aksırdığı (ve aksırmca Allah'a hamd ettiği) zaman teşmit eder. (Ona
rahmet diler) Hastalandığı zaman onu ziyaret eder. Öldüğü zaman cenazesine
gider. Kendi nefsi için arzuladığını onun için de arzular.»
Diğer tahric:
Tirmizi ve Ahmed de bunu rivayet etmişlerdir
AÇIKLAMA: Ma'ruf: Şer'an ve dinen güzel sayılan şeydir.
Bazıları buradaki "Ma'ruf''u şöyle yorumlamışlardır. Camiu's-Sağir şarihi
el-Azizi, böyle yorumlayanlardandır. Hadiste zikredilen altı hak bu manada
ma'ruftur. Yani şer'an ve aklen güzel şeylerdir.
Sindi ise
ma'rufu örf ve adet veçhiyle yerine getirilmesi beklenen şeydir, diye
yorumlamıştır.
Hadisin
zahirine göre bu hakları ifa etmek vacibtir. Fakat alimler bunu vacib ve
menduba şümullü, geniş kapsamlı bir manaya yorumlamışlardır. Hadisin ifade
tarzı, bu altı şeyin, müslümanlığın vecibelerinden olduğuna delalet eder. Bunun
içindir ki bu haklar bakımından salihiyle, fasıkıyla tüm müslümanlar eşittir.
Ancak salih kimselere fazla saygı duymak ve ikram etmek gerekir. Müslümanlığın
gereği 0lan hakların sayısı rivayetlerde muhteliftir. Nitekim bu hadiste altı
hak, bunu ta'kip eden hadiste dört hak, ondan sonra gelen hadiste beş haktan
bahsedilir. Şu halde belirtilen sayı, tahdit için değildir. Yani haklar bu
kadardır. Başka hak yoktur demek değildir.
Birinci hak, müslümanın müslümana selam vermesidir. Bu konu
3692 - 3701 nolu hadisler'de inşaaIlah izah edilecektir.
İkinci hak, müslüman'ın davetine icabet etmektir. Bu davet,
ziyafet, yardıma davet ve evlenme münasabetiyle verilen ve velime denilen
yemeğe davet olabilir. Dine aykırı bir hareket, mesela içki, saz, kadın
oynatmak gibi bir münker yok ise velime davetine icabet etmek vacibtir. Diğer
davetlerin hükmü, genellikle sünnettir. Önemine göre icabında vacib olabilir.
Üçüncü hak, aksıran ve aksırırken "Elhamdulil!ah"
diyen müslümana Teşmit etmek, yani ona "YerhamukeIlah (= AIIah sana rahmet
etsin) demektir. Bu husus, 3713 - 3715 nolu hadisler'de anlatılacak
inşaallah!..
Dördüncü hak, hastalanan müslümanı ziyaret etmektir. Hasta
ziyareti, Cumhura göre sünnet-i müekkededir. Ancak ziyaret etmemek; hastanın
tehlikeye düşmesine ve zaruri ihtiyaçlarının ihmaline yol açacak olursa ziyaret
ve bakım vacib olur.
Beşinci hak, müslüman öldüğü zaman o'nun cenazesine gitmektir.
Bu, cenaze namazına katılmak veya mezarlığa kadar cenazeyle gitmekle
gerçekleşir. Cenaze namazı ve ölüyü defnetmek, bilindiği gibi farz-ı kifayedir.
Bir köy veya belde halkının bir kısmı bunu ifa edince sorumluluk diğerlerinden
kalkar. Aksi takdirde bütün mükellefler mes'ul kalır.
Altıncı hak, kendi şahsı için dilediği hayırlı şeyleri müslüman
için de dilemektir. Kendi nefsi için dilediği belirli bir hayrın aynısını her
müslüman için dilemek manası kastedilmemiştir. ÇünkÜ o iş; başkası için hayır
olmayabilir. Maksad. herkes için hayır arzulamaktır.