DEVAM: 59- ÖLÜNÜN EV
HALKINA GÖNDERİLEN YEMEK HAKKINDA GELEN HADİSLER BABl
حَدَّثَنَا
يحيى بْن خلف،
أبو سلمة. قال:
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الأعلى، عَن
مُحَمَّد بْن
إِسْحَاق.
حَدَّثَني
عَبْد اللّه
بْن أبي بكر،
عَن أم عيسى
الجزار؛ قالت:
حدثتني أم عون
ابنة محمد بْن
جعفر، عَن
جدتها أسماء
بنت عميس؛
قالت: -
لما أصيب جعفر
رجع رَسُول
اللَّهِ صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسلَّمْ إلى
أهله فقال ((إن
آل جعفر قد
شغلوا بشأن
ميتهم،
فاصنعوا لهم
طعاما)). قال
عَبْد اللّه:
فما زالت سنة،
حتى كان حديثا
فترك.
قال السندي:
في إسناده أم
عيسى، وهي
مجهولة لم
تسم. وكذلك أم
عون.
Esma' bint-i
Umeys (r.anha)'dan şöyle demiştir: Ca'fer bin Ebi Talib (r.a.) Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kendi ev halkının yanına döndü ve: «Ca'fer'in ev
halkı ölülerinin durumu ile cidden meşguldürler. Bunun için onlara yemek
yapınız.» buyurdu.
Abdullah
demiştirki: Ölünün ev halkına yemek yapmak Hadis emri oluncaya kadar devam
edegelen bir adet idi sonra terk edildi.
Not: Sindi
şöyle demiştir: Bunun senedinde Ümmü İsa bulunur. Bu kadın meçhuldür İsmi
anılmamıştır. Ravi Ümmü Avn da böyledir.
AÇIKLAMA: Abdullah (r.a.)'ın hadisini yani 1610’u Şafii,
Ahmed, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai ve Beyhaki de rivayet etmişlerdir. Tirmizi,
hadisin hasen oldugunu ibnü's-Seken de sahih oldugunu söylemiştir.
Bu yani
Esma (r.anha)'nın hadisi Zevaid türünden
olup, Ahmed ve Tabarani tarafından rivayet edilmiştir.
Ebu Talib'in
oğlu ve Hz. Ali (r.a.)'in kardeşi Ca'fer (r.a.) Mute savaşında hicretin 8. yılı
Abdullah b. Ravaha ve Zeyd b. Harise (r.a.) ile beraber şehid edilince bir
mu'cize olarak Peygamber (s.a.v.) Medine'de aynı anda durumu sahabilere
duyurmuştur. Bu hadisi de o sırada emretmiştir.
Hadis; ölünün
ev halkının ölüm üzüntüsü ile meşgul oldukları için onlara yemek yapılmasının
matlub olduğuna delalet ediyor. Dört mezhebin bu husustaki görüşlerini
el-Menhel'den özetliyerek buraya alıyorum:
1- Hanefi Fıkıh
kitaplarından Fethü'l-Kadir'de: Ölünün ev halkı komşularının ve ölünün uzak
akrabalarının; ölünün ev halkı için bir gün ve bir gece yetecek kadar yemek
hazırlamaları müstehaptır. (Bu arada bu hadis zikredilmiştir,) Ölünün ev
halkının ziyafet vermeleri mekruhtur. Çünkü ziyafet, sevinç halinde meşrudur.
Bu gibi hallerde meşru değildir, çirkin bir bid'attır. Buna delil, Cerir
(r.a.)'in (1612 nolu) hadisidir, denilmiştir.
2- Malikiler'e
göre ölünün ev halkına yemek hediye etmek mendubtur. Çünkü yemek yapmakla
meşgul olamazlar. Ancak ölünün ev halkı yüksek sesle ağlamak veya çirkin bir söz
söylemekle meşgul olurlarsa onlara yemek göndermek haramdır. Çünkü
sürdürdükleri haram hareketlerine yardım edilmiş olur.
3- Şafiiler'e
göre ölünün ev halkının komşuları ve akrablarının onlara bir gün ve bir gece
yetecek kadar yemek yapmaları ve yemek yemeleri için onlara israr etmeleri
müstehabtır. Niyahat edenlere yemek yapmak haramdır. Çünkü günah işlemeye
yardım etmektir. Ölünün ev halkının yemek yapıp, halkı yemeğe çağırmaları
mekruhtur. Bunların delili de Cerir (r.a.)'in 1612 nolu hadisidir. Şafiiler den
Zekeriyya el-Ensari: Cerir (r.a.)'in hadisi kerahetin ötesinde haramlığa
delalet eder, demiştir.
4- Hanbeliler'e
göre üç güne kadar ölünün ev halkına yemek yapıp göndermek sünnettir. Onların
yanında toplanan halk için yemek yapılmaz. Hatta mekruhtur. Çünkü halkın orada
toplanması mekruhtur. Onlara yemek yedirmek, mekruh bir işe yardımcı olmak
demektir. Ahmed: Toplanan halka yemek yapmak cahiliyyet. devrinin işidir, demiş
ve şiddetle buna karşı çıkmıştır