DEVAM: 7- HİLAL
GÖRÜLDÜĞÜNDE ORUÇ TUTUNUZ VE (ŞEVVAL) HİLALİ GÖRÜLDÜĞÜNDE İFTAR EDİNİZ (BAYRAM
YAPINIZ) KONUSUNDA GELEN HADİSLER BABI
حَدَّثَنَا
أبو مروان
العثماني.
حَدَّثَنَا
إبراهيم بْن
سعد، عَن
الزهري، عَن
سعيد بْن
المسيب، عَن
أبي هُرَيْرَة؛
قَالَ:
-
قال رَسُول
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسلَّمْ:
((إذا رأيتم
الهلال
فصوموا. وإذا
رأيتموه
فأفطروا. فإن
غم عليكم
فصوموا ثلاثين
يوما)).
Ebu Hureyıe
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu, demiştir: «Ramazan hilalini gördüğünüz zaman oruç tutunuz ve
Şevval hilalini gördüğünüz zaman iftar ediniz (bayram yapınız.) Eğer hava
bulutlu ise otuz gün oruç tutunuz.»
AÇIKLAMA: İbn-i Ömer (r.a.)'in hadisini (yani 1654’ü)
Buhari, Müslim, Ebu Davud, Malik,Ahmed, Darekutni, Nesai ve Darimi de rivayet
etmişlerdir. Ahmed, Darekutni ve Ebu Davud'un rivayetinde İbn-i Ömer (r.anh)'in
görüşünü beyan eden şu ilave vardır: ''Şa'ban ayının yirmidokuz günü dolunca hilali
gözetletirdi. Eğer Ramazan hilali görülürse mesele kalmaz. Şayet görülmez ve
görmeye mani bulut veya toz yok ise İbn-i Ömer (r.a.) ertesi gün oruç tutmazdı.
Eğer bulut veya toz hilali görmeye engel olursa ertesi gün oruç tutardı.
Ramazan sonunda İbn-i Ömer (r.a.) bu hesabı tutmayarak halkla birlikte iftar ve
bayram ederdi.
Hadisin;
....... cümlesini, tercemede belirttiğim gibi Fıkıhçıların çoğunluğu:
"Eğer bulut (toz da bulut hükmündedir) hilali görmenize engel olursa.
Ramazan hiIali için (otuz günü doldurmayı) takdir ve hesap ediniz." diye
yorumlamışlardır. Yani Ramazan orucunu otuz güne tamamlayınız. Çünkü Buhari'nin
İbn-i Ömer (r.a.)'den olan bir rivayetinde: «Eğer hava bulutlu ise Ramazan
orucu süresini otuz güne tamamlayınız.» buyurulmuştur. Buhari , Müslim ve
Müellifin rivayet ettikleri 1655 nolu hadis de bu yorumu te'yid eder.
Darimi'nin İbn-i Abbas (r.a.)'dan olan rivayetinde de: «Eğer bulut hilali
görmeye mani ise Ramazan ayını otuz güne tamamlayınız.» buyuruluyor
Ebu Hanife,
Onun arkadaşları, Malik, Şafii, Evzai, Sevri ve hadisçilerin tümü, mezkur
cümleyi bu şekilde yorumlayanlardandırlar Yalnız Ahmed bin Hanbel bu cümleyi:
"Eğer bulut hilali görmenize mani olursa, hilalin bulutun arkasında
olduğunu takdir ve farzediniz. Ayın süresini daraltınız." şeklinde
yorumlıyarak, bu yorumun dayanağı olarak hadis ravisi İbn-i Ömer (r.a.)'in
görüşünü göstermiştir. Çünkü Şaban'ın yirmidokuz günü dolunca, gözlerini
kaybetmiş olan İbn-i Ömer (r.a.), adam göndererek hilali gözetletirdi. Eğer
bulut ve toz gibi bir engel bulunmadığı halde hilal görülmezse, ertesi gün oruç
tutmazdı. Eğer bulut veya toz bulunsaydı ertesi gün oruç tutardı.
Ahmed'in bu
gerekçesi reddedilmiştir. Çünkü ravinin re'yi değil, rivayeti muteberdir. İbn-i
Ömer (r.a.)'in rivayetlerinin birisinde bu cümle: «Ramazan hilali için otuz
günü hesaplayınız.» şeklinde geçmiştir.
Hattabi: Bu
cümlenin manası, Ramazan orucunu otuz güne doldurmaktır. Alimlerin bir kısmı,
bu cümleyi rasat hesaplarına göre hilalin durumunu takdir ve hesaplama şeklinde
yorumlamışlarsa da bu yorum isabetli değildir. Çünkü bazı rivayetlerde bu cümle
yerine: «Otuz gün oruç tutunuz.» buyurulmuştur. İlim ehlinin kahir çoğunluğu
ilk yorumu yapmıştır. Şek günü oruç tutmanın Nebi (s.a.v.) tarafından
yasaklanması da bu yorumu te'yid eder. Ahmed bin Hanbel: Şa'ban'ın
yirmidokuzundan sonraki gece gökteki bir engel dolayısıyla hilal görülemediği
zaman halk oruç tutar. Eğer hava açıkken hilal görülmezse oruç tutmazlar,
diyerek İbn-i Ömer (r.a.)'in mezhebine tabi olmuştur.
RASATHANE HESAPLARINA
GÖRE RAMAZAN ORUCUNU TUTMAK VE BAYRAM YAPMAK DOĞRU MUDUR?
EI-Menhel
yazarı Oruç Kitabı'nın 'Ay yirmidokuz gün olur babı'nda rivayet ettiği bu
hadisin izahında bu hususta geniş bilgi vermiştir. Önemine binaen bu bilgiyi
özetliyerek buraya aktarmaya çalışacağım:
"Tabiilerden
Mutarrif bin Abdillah, hadisçilerden İbn-i Kuteybe ve Şafiiler'den İbn-i
Süreyc'in dahil olduğu bir cemaatın, bu hadisteki: فإن غم عليكم
فاقدروا له cümlesini: "Eğer hava bulutlu ise gök ayının
seyrini ve burçlarını hesaplamak süretiyle Ramazan hilalini takdir ve hesap
ediniz." şeklinde yurumladıkları nakledilmişse de bu görüş ve nakil kabüle
şayan değildir. Çünkü İbn-i Abdi'l-Berr:
Mutarrif'in böyle
söylediği sabit değildir. İbn-i Kuteybe ise bu konularda güvenilir değildir.
İbn-i Süreyc, Şafii'nin: 'Yıldızlar yönünden bu gece hilalin bulunduğunu
belirleyen ve fakat hava bulutlu olduğu için görülemediği kanaatına varan bir
kimse için Ramazan ayının girdiğine inanması, oruç tutması ve tuttuğu orucun
Ramazan orucu olarak sayılması caizdir,' dediğini iddia etmişse de İbn-i
Abdi'l-Berr, İbn-i Süreyc'in bu iddiasını reddetmiş ve: Şafii'nin yanımızda
mevcut kitabıarında söylediği söz şudur ki: ' Ramazan'ın girdiği ya hilali
görmekle veya adilane bir şehadetle veyahut Şaban ayını otuz güne doldurmakla
tahakkuk eder. Ramazan ayının girdiğine başka yollarla inanmak sahih değildir.'
Bu görüş ise yalnız Şafii'nin değil, Fıkıhçıların cumhılrunun mezhebidir, demiştir.
Şafii'nin bilinen ve tanınan fetvası, cumhurun görüşüne uygundur.
İbn-i Süreyc:
Hadisteki bu cümle astronomi ilminde ihtisası olanlara mahsustur. Ramazan'ı
otuz güne doldurmak hükmü ise umılma aittir, demişse de İbnÜ'l-Arabi Onun bu
sözünü reddederek: Artık İbn-i Süreyc'e göre Ramazan ayının girişi, halkın
durumuna göre muhteliftir. Kimisine göre Güneş ve Ay hesabı ile oruç farz olur.
Kimisine göre Şaban ayını otuza doldurmakla oruç farz olur. Böyle bir ayırım,
zeki insanlardan uzaktır, demiştir. Ben derim ki böyle bir söz, doğruluktan da
uzaktır. Çünkü Şari-i Hakim Ramazan orucunu tutmayı ya Hilali görmeye veya
Şaban ayını otuz güne doldurmaya başlamıştır. Bunun içindir ki Şafii
alimlerinden er-Ramli, Minhac'ın şerhinde Nevevi'nin: 'Ramazan orucu Şaban
ayını otuz güne tamamlamakla veya hilali görmekle yahut adilane bir şehadet
sonucunda hilalin görüldüğünün sabit olmasıyla farz olur.' sözü bahsinde şöyle
der
Şayet adil bir
adam hilali gördüğüne şehadet eder de rasatçılarla astronomi. uzmanlarının
hesapları o gece hilali görmenin mümkün olmadığına delalet ederse ve şahidin
hilali gördüğü geceden itibaren üçüncü gece adete aykırı olarak hilalIn
yatsıdan önce ufukta batması tahakkuk edip uzmanların hesaplarına eklenirse
yine o şahidin şehadeti ile hükmedilecektir. Çünkü Şari-i Hakim, hesap işine
dayanmamış, bilakis bunu tamamen iptal etmiştir. Çünkü Buhari, Müslim, Nesai ve
Ebu Davud'un İbn-i Ömer (r.a.)'den rivayet ettikleri bir hadiste Peygamber
(s.a.v.): «Biz (Arap alemil ümmi bir
cemaatız. Yazma bilmeyiz. hesap bilmeyiz.» buyurmuştur. Nevevi'nin yukarıdaki
ifadesinden çıkarılan yukarıdaki netice doğrudur. Nitekim babam da böyle fetva
vermiştir. Nevevi'nin sözünden anlaşılıyor ki; astronami uzmanının sözü ile
oruç tutmak vacib değil. hatta caiz değildir. Evet, o astronomi uzmanı kendi
hesabı ile amel edebilir ve tuttuğu oruç farz yerine geçer Mezhebimizin
.mutemet kavli budur. EI-Mecmu'da ise onun tuttuğu orucun farz yerıne geçmediği
belirtilmiştir.'
Astronomi
uzmanının kendi hesabı ile ame! etmesinin caizliğine ait er-Remli'nin sözü
reddedilmiştir Çünkü Şer'i Şerif'in kaideleri buna manidir. Nitekim
İmamu'l-Harameyn:
Matla'lara
itibar etmek, hesab işine ve astronomi uzmanlarının hükümlerine itimat etmeyi
gerektirir. Şer'i kaideler buna engeldir, demiştir. Bunun içindir ki;
er-Reşidi: Şari-i Hakim, oruç tutmamızı hilalin varlığı ile değil, görülmesiyle
farz kılmıştır. Hesap uzmanı ise hilalin varlığını hesaplayıp anlayabilir. Ki
bu yeterli değildir. Asıl olan, hila!in görülmesidir, demiştir.
Remli: Mutemet
kavle göre hesap uzmanının tuttuğu oruç, Onun farz orucu yerine geçer demişse
de el-İrşad şerhinde mutemet gösterilen görüş, onun orucunun farz yerine
geçmemesidir Çünkü aynen şöyle der: Müneccimin (yıldız bilginini) veya hesap
uzmanının kavline itimat etmek caiz değildir. Kendileri kendi hesaplarıyla amel
ederlerse kuvvetli kavle göre onların orucu farzın yerine geçmez. Zayıf bir
cemaat geçtigini söylemiştir.
Remli'nin ve
babasının yukardaki fetvalarından anlaşıldığı gibi Şari-i Hakim, hesaplamayı
külliyen iptal etmiştir. Bu hususta müctehidlerin icmaı vardır. Doğrusu
Şerhu'l-İrşad'daki hükümdür. Yani Hesap
geçersiz, bu şekildeki oruç Ramazan orucu yerine geçmez.
el-Bermavi,
Nevevi'nin 'veya hilali görmek' sözü ile ilgili olarak şöyle der:
'Hilali ayna
gibi bir araçla görmek yetersizdir. Bir adamın rüyada Peygamber (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'i görüp Peygamber (s.a.v.)'in kendisine: "Yarın
Ramazan'dır.'' gibi söz söylemesiyle Ramazan'a hükmedilemez. Çünkü Peygamber
(s.a.v.)'i rüyada görmek gerçek ise de rüya sahibi kesinlikle gördüğünü
zaptedemez. Şer'an delil olamaz. Keza müneccimin ve hesap uzmanının sözüne
itimat edilmez. Evet, kendileri hesaplarıyla amel edebilirler. Tuttukları oruç
farz yerine geçer ve hesaplarının doğrulUğuna inananlara da oruç tutmak vacib
olur.'
EI-Menhel
yazarı, Bermavi'nin hesap uzmanları ve bunlara inananlarla ilgili fetvasını,
yukardaki nakillerle reddettikten sonra İmam Malik'in şöyle dedigini nakleder:
''Hesap uzmanlarının sözlerine itimat ederek, Ramazan'a veya bayrama hükmeden
devlet yetkilisinin hükmüne uyulamaz.''
İbn-i Dakiki'l
İyd de: Ramazan orucu hususunda hesaplara itimat etmek caiz değildir, demiştir.
İbnü'l-Münzir
de el-Eşraf'ta: Şaban'ın otuzuncu günü, hava açık olduğu halde hilal
görülmediği zaman ümmetin icmaı ile oruç tutmak vacib değildir. Ve oruç
tutmanın mekruhluğu sahabilerle tabiilerin ekserisinden sabittir, demiştir.
İbnü'l-Münzir bu bilgiyi verirken astronomi uzmanını ve başkalarını istisna
etmemiştir. Kim böyle bir ayırım yaparsa, kendisinden önce oluşmuş olan bir
icma'ya muhalefet etmiş olur.
Hanefi Fıkıh
kitaplarından olan ed-Durru'ul-Muhtar'da: Adil de olsalar muvakkitlerin kavline
itibar edilemez. Bizim mezhebimiz budur, denilmiştır.
İbn-i Abidin'de
yukardaki cümle ile ilgili olarak: Yani halka Ramazan orucunun farziyeti
hususunda muvakkitlerin kavIine itibar edilmez. Hatta el-Mi'rac'da:
Muvakkitlerin kaviine itibar edilmiyeceği hususunda icma' vardır. Müneccimin
kendi hesabıyla amel etmesi caiz değildir, denilmektedir. En-Nehir'de:
Muvakkitler adil olsalar bile el-İdah'ta belirtildiği gibi onların: Hilal falan
gece gökte olur, sözü ile hüküm verilmez, denilmektedir, demiştir.
Yukarıda
nakledilen alimlerin görüşlerinden şu neticeye varılıyar ki : Ne Ramazan
orucuna başlamakta, ne de bayram etmekte hesaba veya müneccimlerin sözlerine
itibar edilemez. Hatta bu hesabı yapan kişi veya müneccim, kendi nefsi için
bile amel edemez, Ya hilali görmek veya ayın otuz gününün doldurulması gerekir.
Eğer bir ay'ın girmesi veya çıkmasının bilinmesi ya da zannedilmesi, şer'i
hükmün verilmesi için kafi gelseydi, Peygamber (s.a.v.), hilalin görülmesini
veya ayın otuz gününün doldurulması emri yerine mesela: ''Ayın girdiğini veya
çıktığını bildiğiniz ya da. zannettiğiniz zaman oruç tutunuz'' gibi bir emir
verecekti
Mahir: Gözlem
uyduları ve gelişmiş teleskoplar yaygınlaşınca insanlar daha kesin hesap
yapılabileceğini söylediler, ancak bir kaç yıl geçmeden bunun hiç bir şekilde
mümkün olmadığı iki gözü olan ve ilgilenen herkes tarafından müşahade edildi.
Kaldıki kolaylıkla ay'ın dönüş hızı ve bu hızın öngörülemez şekilde değiştiği
güncel kaynaklarda bulunabilir.