DEVAM: 11- ZEKAT
MEMURUNUN ALACAĞI DEVE (DURUMUNUN BEYANI) BABI
حَدَّثَنَا
علي بْن
مُحَمَّد.
حَدَّثَنَا وَكِيع،
عَن
إِسْرائيل،
عَن جابر، عَن
عامر، عَن
جرير بْن
عَبْد اللّه؛
قَالَ:
-
قال رَسُول
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسلَّمْ: ((لا
يرجع المصدق
إلا عن رضاً)).
Cerir bin
Abdillah (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Zekat memuru (mal sahiplerinden) ancak razı
olarak döner (dönmelidir.)»
Diğer tahric:
Müslim, Tirmizi, Ebu Davud ve Nesai de bunu benzer lafızIarla rivayet
etmişlerdir.
AÇIKLAMA: Tirmizi'nin şerhi Tuhfe yazarı şöyle der:
"Tıybi: Hadisteki emir zahiren zekat memuruna ise de aslında zekat
sahiplerinedir. Yani: Ey zekat sahipleri! Zekat memurunu iyi karşılayın ve
mallarınızın zekatını ödeyiniz ki, sizden razi ve memnun olarak ayrılsın,
demiştir.
Suyuti'nin
naklen beyan ettiğine göre Şafii: Peygamber (s.a.v.)'in maksadı, Allah'u alem
şudur: Mal sahipleri, zekat memurlarını iyi karşılamalı ve gönül hoşluğu ile
mallarının zekatını tam olarak ona teslim etmelidirler. Maksad mal sahiplerinin
ödemekle mükellef olmadıkları mallarını zekat memuruna vermeleri değildir. Neyi
ödemeleri gerekirse onu verecekler, fazlasını vermeleri emredilnıemiştir,
demiştir"