DEVAM: 24- YAKINLIĞI
OLAN'A SADAKA VERMEK BABI
حَدَّثَنَا
أَبُو بَكْر
بْنُ أَبِي
شَيْبَة.
حَدَّثَنَا
يحيَى بْن
آدم.
حَدَّثَنَا
حفص بْن غياث،
عَن هِشَامُ
بْنُ عروة،
عَن أبيه، عن
زينب بنت أم
سلمة، عَن أم
سلمة؛ قَالَت: -
أمرنا رَسُول
اللَّهِ
صَلَى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسلَّمْ
بالصدقة.
فقالت زينب امرأة
عَبْدُ
اللَّه:
أيجزيني من
الصدقة أن أتصدق
على زوجي وهو
فقير، وبني أخ
لي، أيتام.
وأنا أنفق
عليهم هكذا
وهكذا، وعلى
كل حال؟ قَالَ،
قَالَ ((نعم)).
قَالَ: وكانت
صناع اليدين.
فِي
الزَوائِد:
هذا إسناد
صحيح. وله
شاهد صحيح
رواه أصحاب
الكتب الستة،
خلا أبا داود
من حديث زينب
امرأة عَبْدُ
اللَّه بْن
مسعود.
Ümmü Seleme
(r.anha)'dan; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sadaka
vermeyi bize emretti. Bunun üzerine Abdullah (bin Mes'udu'n) karısı Zeyneb
(r.anha)': Fakir olduğu halde kocama ve bir erkek kardeşimin yetim olan oğlan
çocuklarına sadaka vermem benim için sadaka yerine geçer mi? Ben onlara her
durumda şöyle şöyle nafaka vermekteyim? diye sordu.
(Ravı) demiştir
ki. Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Evet» buyurdu.
Ravi demiştir ki:
(Anılan) Zeyneb (r.anha)'nın ellerinden (kazanç getirici) iş gelirdi.
Not: Zevaid'de
şöyle denilmiştir: Bu, sahih bir seneddir. Ebli Davlid hariç Kütüb-i Sitte
sahiplerinin rivayet ettikleri Abdullah bin Mes'ud (R.A.)'m hadisi bu hadis
için sahih bir şahiddir.
AÇIKLAMA: Bu yani Ümmü Seleme (r.anha)'nın hadisi Zevaid
türündendir. Bu hadislerdeki sadakadan maksat nafile sadaka olabilir. Sindi'nin
beyanına göre Fıkıhçıların çoğu buradaki sadakayı nafile sadaka manasına
yorumlamışlardır. Bu takdirde Zeyneb (r.anha)'nın sorusundan maksadı şudur:
Kocama ve akrabamdan himayemdeki yetimlerime harcadığım mal nafile sadaka
yerine geçer mi, nafile sadakanın sevabını alır mıyım?
Hasen-i Basri,
Sevri, Ebu Hanife, Malik bir rivayete göre Ahmed ve Hanbeli alimlerinden Ebu
Bekir bu hadislerdeki sadakayı böyle yorumlamışlar. Yani bundan maksat farz
olan zekat değil nafile olan sadakadır, demişlerdir. Bunlara göre kadın, kendi
malının zekatını kocasına veremez. Ömer (r.a.)'ın kavlinin de böyle olduğu
rivayet edilmiştir.
Hanefi
imamlarından Ebu Yusuf ile Muhammed'in bu mes'elede Ebu Hanife'ye muhalefet.
ederek kadının, zekatını kocasına verebileceğini söylemişler ise de Ebu
Hanife'nin kavli bazı fıkıh kitaplarında tercih edilmiştir .
Şu noktayı da
belirteyim: Hanefi mezhebine göre kişi kendi zekatını usul ve furuuna, yani
babasına, annesine, bunların baba ve annelerine, kendi çocuklarına ve
torunlarına veremez. Kendi karısına da veremez. Bu hususta bu mezheb alimleri
arasında ihtilaf yoktur. İhtilaf yukarda belirttiğim gibi yalnız kadının kendi
zekatını kocasına vermesi hakkındadır. Mezhep sahibinin kavline göre veremez.
Bazı alimler
Zeyneb (r.anha)'nın hadisindeki sadakayı umumi manada yorumlamışlardır. Buna
göre kadın kendi kocasına sadaka verebildiği gibi zekatını da verebilir.
Bir kısım
alimler de bu hadisteki sadakayı zekat manasına yorumlamışlardır. Şafii, bir
rivayete göre Ahmed, Ebu Sevr, Ebu Ubeyd, Malikiler'den Eşheb, Hanefiler'den
Ebu Yusuf ile Muhammed ve Zahiriye mezhebi alimleri böyle yorumlamışlex ve bu
hadisi delil göstererek kadının fakir olan kocasına zekatını verebileceğ'ine
hükmetmişlerdir.
Hadisteki
sadaka zekat manasına yorumlandığı takdirde Zeyneb (r.anha)'nın sorusunun
manası şudur: Kocama ve himayem altındak) yetim yakınlarıma verdiğim nafaka
benim için zekat yerine geçer mi?
Zeyneb
(r.anha)'nın baktığı ve akrabası olan yetimlerin isimlerinin bilinmediği
Kastalani'den anlaşılıyor,
Kastalani
"Kocaya ve himayedeki yetimlere zekat" babında rivayet olunan Zeyneb
(r.anha)'nın hadisi bahsinde şöyle der:
"El-Maziri:
Bu hadisteki sadakayı zekat manasına yorumlamak en açık olanıdır, Çünkü Zeyneb
(r.anha) verdiği nafakanın sadaka için kifayet edip etmediğini sormuştur,
Kifayet durumu vacip olan sadaka hususunda düşünülür, demiştir,
Buhari'nin bu
hadisi rivayet ettiği bab için kullandığı ifade de bu yoruma delalet eder,
Lakin Maziri'nin: 'Kifayet kelimesi ancak vacip olan sadakada kullanılır,'
sözünden maksadı kifayet kelimesinin bundan başka manada kullanılmaması ise, bu
sözü kabule şayan değildir Çünkü usul alimleri bu meselede ihtilaf etmişlerdir,
Onlardan bir cemaat: "İcza''= ''Kifayet etmek" kelimesi vacip ve menduplar hakkında
kullanılır, demiştir Diğer bir grup, bu kelimenin vaciplere mahsus olup mendup
için kullanılmasının gerektiğini söylemiştir, Maziri, Karafi ve Asfahani ikinci
grubun görüşünü desteklemişlerdir Subki ise bu görüşü benimsemiyerek
fıkıhçıların ifadeleri farz gibi mendub ibadetlerin icza (= kifayet etmek) ile
vasıfla'nmasını gerektirir,
Kadi İyaz
hadisteki sadakanın nafile sadaka manasına yorumlanmasına taraftar çıkmış,
Nevevi ise bunun böyle yorumlanmasının gerektiğini söylemiştir
Hadisteki
sadaka ile nafile sadaka kastedildiğinde "İcza" masdarından alınma
mezkur fiilin manası şöyledir: "Kocama ve yetimlere harcadığım mal
cehennem ateşinden korumak hususunda sadaka yerine kifayet eder mi, onun yerine
geçer mi?"
ilk hadisteki;
... fiıli "Ceza" mastarından alınma olabilir, Manası: 'Yararlı olur
mu'? demektir Bu ifade zekat ve nafile sadaka yorumlarının her ikisine de
uygundur, cümlenin manası şöyle olur:
"Kocama ve
himayemdeki akrabam olan yetimlere verdiğim nafaka zekat (veya nafile sadaka)
yerine benim için bir yarar sağlar mı?"
Hadisin: ...
cürnlesindeki zamir Zeyneb (r.anha)'ya veya nafaka. kelimesine racidir. Eger
Zeyneb (r.anha) bir aracı yolu ile Peygamber(s.a.v.)'e soru sordurmuş ise
cümledeki zanıir Zeyneb (r.anha)'ya raci olur ve manası şudur: "Zeyneb'e
iki ecir vardır ... '' Buhari'deki bir rivayette Zeyneb (r.anha)'nın Bilal-i
Habeşi (r.a.) vasıtası ile bu soruyu Peygamber (s.a.v.)'e sorduğu
belirtilmiştir.
Şayet Zeyneb
(r.anha) bizzat ve huzur-i Nebevi'de soru sormuş ise cümledeki zamiri nafakaya
irca etmek gerekir. Yani zamirle nafaka kast.edilmiştir, demek uygun olur.
Çünkü karşılıklı konuşma usulüne göre mezkur cümle; "Senin için iki ecir
var ..'' şeklinde olmalı idi. Vakıa bu usule ridyet Zürunluluğu yoktur. Hatta
bazı hikmetler nedeni ile konuşma şekli degiştirilebilir. Örnegin burada
muhatap zamiri yerine gayip zamiri kullanılmış olabilir. Edebi sanatta buna
İltifat denilir. Cümlenin manası şöyle olur: "Öyle yapan kadın için iki
ecir vardır.''
Zamirin
nafakaya raci olduğu takdir edildiğ;inde cümlenin manası şöyle olur: "O
nafakadan dolayı iki ecir vardır..
Son hadis de
ravi Zeyneb (r.anha)'nın el emeği ile kocasına ve yetim yeğenlerine baktığını
belirtmiştir. Ancak bunu hangi ravinin söyledigine dair bir kayda rastlamadım.
Hadisler
yakınlara yapılan mali yardım ve sadakanın sevabının üstünlüğüne, hem sadaka
hem de sıla-i rahim yani akrabaya karşı iyi davranma sevabını taşıdığına
delalet. eder.