SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’N-NİKAH

<< 1963 >>

DEVAM: 44- MUT'A NİKAHININ YASAKLlĞI BABI

 

حَدَّثَنَا مُحَمَّد بن خلف العسقلاني. حَدَّثَنَا الفريابي عن أبان بن أبي حازم، عن أبي بكر بن حفص، عن ابن عمر؛ قَالَ : لما ولي عمر بن الخطاب، خطب الناس فقال:  - إن رَسُول اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم أذن لنا في المتعة ثلاثا، ثم حرمها. و اللَّه! لا أعلم أحدا يتمتع وهو محصن إلا رجمته بالحجارة. إلا أن يأتين بأربعة يشهدون أن رسول اللَّه أحلها بعد إذ حرمها.

 

فِي الزَوَائِد: في إِسْنَاده أبو بكر بن حفص. اسمه الإبائي. ذكره ابن حبان في الثقات. و قَالَ ابن أبي حلتم عن أبيه: كتب عنه وعن أبيه. وكان أبوه يكذب. قلت: لا بأس به. قَالَ ابن أبي حاتم: وثقه أحمد وابن معين والعجلي وابن نمير وغيرهم. وأخرج له ابن خزيمة في صحيحه، والحاكم في المستدرك.

 

İbn-i Ömer (r.a.)'dan; Şöyle demiştir: (Babam) Ömer bin el Hattab (r.a.), halife olunca halka bir hitabede bulunarak şöyle dedi: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in şüphesiz mut'a nikahı için bize üç gün (veya üç defa) izin verdi. Sonra bunu haram kıldı. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in mut'a nikahını haram kıldıktan sonra helal kıldığına şahitlik edecek dört şahidi bana getirmedikçe, evli iken mut'a suretiyle bir kadınla birleştiğini bileceğim. Her hangi bir adamı mutlaka taşla recmedeceğime Allah'ın adıyla yemin ederim.

 

Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bu hadisin senedinde bulunan Ebu Bekir bin Hafs'ın ismi İsmail el-İbai'dir. İbn-i Hibban onu sikalar arasında zikretmiştir. İbn-i Ebi Hatim de babasından naklen: Ondan ve onun babasından hadisler yazılmıştır. Onun babası yalan rivayette bulunurdu, demiştir. Ben derim ki onun rivayetinde bir beis yoktur. İbn-i Ebi Hatem: Ahmed, İbn-i Main, İcli, İbn-i Numeyr ve başkaları onu sika saymışlardır, demiştir. İbn-i Huzeyme kendi sahihinde, Hakim de el-Müstedrek'te onun hadislerini rivayet etmişlerdir.

 

AÇIKLAMA: Sebre (r.a.)'ın hadisini kısmen değişik lafızlarla Nesai de rivayet etmiştir. Ebu Davud, Ahmed ve Beyhaki de bu hadisi çok kısa olarak rivayet etmişlerdir.

 

Bu hadis, hicretin 10. yılı vuku bulan meşhur Veda haccı seferinde Peygamber (s.a.v.)'in Mut'a'ya ruhsat verdiğine ve hemen sonra da haram kıldığına delalet eder.

 

Müsliın ve Ahmed'in yine Sebre (r.a.)'den rivayet ettikleri bir hadise göre Mekke fethi seferinde Peygamber (s.a.v.) Mut'a'ya ruhsat vermiş ve hemen sonra da yasaklamıştır. Mekke fethi ise bilindiği gibi hicretin 8. yılına rastlar.

 

Hülasa, hadislerden anlaşılıyor ki; Hicretin 7. yılı Hayber savaşında, 8. yılı Mekke fethi seferinde ve 10. yılı Veda haccı yolculuğunda Peygamber (s.a.v.) önce Mut'a için ruhsat vermiş ve hemen sonra da yasaklamıştır. Tekmile yazannın da belirttiği gibi bu hadisler arasında bir çelişki yoktur. çünkü açık olan durum budur. Mut'a, Hayber savaşında mübah kılınmış, hemen sonra da yasaklanmış, bu yasak Mekke fethi zamanına kadar devam etmiş, fetih sırasında tekrar ruhsat verilmiş, yine hemen sonra yasaklanmış ve Veda haccına kadar yasak devam etmiştir, son kez olarak Veda haccında ruhsat verilmiş ve arkasından haram kılındığı emri verilmiştir. Böylece haramlığı devam edegelmiştir.

 

HADİSLERİN FIKIH YÖNÜ :

 

Tekmile yazarı şöyle der; Mut'a nikahına dair gelen hadisler, bunun haram olup hiç bir durumda caiz olmadığına delalet ederler. Sahabilerin cumhuru, tabiilerin cumhuru ve onlardan sonra gelen alimlerin cumhüru böyle demişlerdir. Hepsinin mezhebi budur. İslamiyetin ilk devirlerinde yalnız yolcular için mübah kılınmış, sonra mübahlık hükmü neshedilmiştir. Peygamber (s.a.v.) vefat edecegi yıl Veda haccında mut'a'nın ebedi olarak haram kılındığını beyan buyurmuştur. Hz. Ömer (r.anh)'ın hilafeti döneminde bu hususta icma oluşmuştur.

 

Mut'a'nın caizliğini savunan İbni Abbas (r.anh)'ın da bu görüşten döndüğü sabittir. Tirmizi: İbni Abbas (r.anh)'dan mut'a'ya ruhsat verdiği rivayet olunmuş ise de Peygamber (s.a.v.)'in hadisini işitince görüşünden dönmüştür, der.

 

Muhammed bin Ka'b yolu ile rivayet edildiğine göre İbni Abbas (r.a.) şöyle demiştir: "İslamiyetin ilk devirlerinde mut'a var idi. Adam hiç kimseyi tanımadığı bir şehre giderdi. Eşyasını koruyacak, işini görüp kendisine bakacak ve hizmet edecek bir kadınla ikamet süresince evlenirdi. Nihayet; ''..... Karıları veya sağ ellerinin malik olduğu carlyeler müstesna." (Mu'minun 6) ayeti inince İbn-i Abbas (r.anh): (Daimi nikahla evlenilen) karı ve cariyeden başka bütün kadınlar haramdır, demiştir.

 

İbni Abbas (r.anh)'ın bu eserinden de anlaşıldığı gibi mut'a, anılan ayetle de haram kılınmıştır.

Bazı sahabiler mut'a'nın mübahlığını söylemişler ise de Peygamber (s.a.v.)'in Veda haccında kesinlikle ve ebedi olarak haramlığını beyan buyurduğunu duyunca görüşlerini bırakmışlardır.

Hattabi: Mut'a nikahının haramlığı tüm müslümanların icma'ı gibidir. İslamiyetin ilk dönemlerinde mübah idi. Sonra Peygamber (s.a.v.) Veda haccında haram kıldı. Bu itibarla bugün imamlar arasında bu hususta bir ihtilaf yoktur. Yalnız bazı Rafiziler muhalif kalmışlardır. İbni Abbas (r.a.) uzun süre bekar kalıp, evlenmeye maddi gücü yetmeyen ve çok büyük sıkıntı içinde kalan kimse için mut'a fetvasını bir ara vermiş ise de, sonra bundan vazgeçmiştir, der.