SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’N-NİKAH

<< 1999 >>

DEVAM: 56- ĞAYRET (KISKANMA) BABI

 

حَدَّثَنَا مُحَمَّد بن يحيى. حَدَّثَنَا أبو اليمان. أنبأنا شعيب عن الزهري. أخبرني علي بن الحسن أن المسوس بن مخرمة أخبره:  - أن علي بن أبي طالب خطب بنت أبي جهل وعنده فاطمة بنت النَّبِيّ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم، فلما سمعت بذلك فاطمة أتت النَّبِيّ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم فقالت: إن قومك يتحدثون أنك لا تغضب لبناتك. وهذا علي ناكحا ابنة أبي جهل. قَالَ المسور: فقام النَّبِيّ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم. فسمعته حين تشهد، ثم قَالَ ((أما بعد. فإني قد أنكحت أبا العاص بن الربيع فحدثني فصدقني. وإن فاطمة بنت مُحَمَّد بضعة مني. وأنا أكره أن تفتنوها. وإنها، و اللَّه! لا تجتمع بنت رسول اللَّه وبنت عدو اللَّ، عند رجل واحد أبدا)). قَالَ: ففنزل علي عن الخطبة.

 

Ali bin el-Hüseyn (bin Ali bin Ebi Talib) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: el-Misver bin Mahreme (r.a.): kendisine şöyle demiştir: Ali bin Ebi Talib (r.a.), Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in kızı Futima (r.anha) ile evli iken Ebu Cehil'in kızı ile evlenmek istedi. Fatima, bu durumu işitince Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanına vararak ; (Babacığım kızlarına eziyet edildiğinde) onlar için senin kızmadığını herkes söylüyor. Bak İşte Ali, Ebu Cehil'in kızı ile evlenmek üzeredir, dedi.

 

Misver demiştir ki•. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kalktı (bir hutbe okudu. Hutbesinde) şehadet getirdikten sonra şöyle buyurduğunu işittim: «Besmele, hamd ve şehadetten sonra (bilmiş olun ki:) Ben. (kızım Zeyneb'i) Ebül-As bin er-Rabia nikah ettim. O bana (Zeyneb üzerine evlenmiyeceğine) söz verdi ve bana karşı (verdiği sözde) doğru davrandı. Ve şüphesiz Muhammed'in kızı Fatima benden bir parçadır. (Aranızda dolaşan söylentiler gibi şeyler yüzünden) onu bir hataya düşürmenizi çirkin görürüm. Allah'a yemin ederim ki, hiç bir zaman Resulullah'ın kızı, Allah'ın düşmanı (Ebü Cehil)'in kızı ile beraber bir erkeğin nikahı altında birleşemez.»

 

Ravi demiştir ki: Bunun üzerine Ali (r.a.), Ebü Cehil'in kızını istemekten vazgeçti.

 

 

Diğer tahric: Buhari, Müslim, Ebu Davud ve Ahmed de bunu rivayet etmişlerdir.

 

AÇIKLAMA: Misver (r.a.)'ın hadisini (1998) Kütüb-i Sitte sahiplerinin hepsi ve Ahmed rivayet etmişlerdir.

 

Hadis'in baş kısmında «Hişam bin el-Muğire'nin oğulları» buyurulmuştur. Hişam. Ebu Cehil'in babasıdır. Bilindiği gibi Ebu Cehil. Bedir savaşında Cehennem'e Yollanmiştı. Onun kardeşleri Seleme ve Haris ile oğlu İkrime Mekke'nin fethedildiği yıl müslüman olmuşlar ve İslamiyete samimiyetle inanmışlar. Ebu Cehil'in kızını Ali (r.a.) ile evlendirmek için Nebi (s.a.v.)'den izin isteyenler Ebu Cehil'in anılan iki kardeşi ile oğlu idiler.

 

Ebu Cehil'in kızının ismi hakkında değişik rivayetler vardır. El-Hakim'in rivayetine göre Cuveyriye ismine ait kavil meşhurdur. Onun isminin Avra. Hayfa veya Cemile olduğuna dair rivayetler de vardır.

 

Nebi (s.a.v.) Hişam oğullarına izin vermiyeceğine dair buyruğu üç defa tekrarlamıştır. Bu tekrarlamadan maksat izin vermeyişi geçici bir süre için olmayıp daimidir. İlelebet izin verilmiyecektir.

 

Hadisin: «Ancak Ali benim kızımı boşamak. .. » fıkrasından maksat, Ali'nin Ebu Cehil'in kızını istemekten vazgeçmesini sağlamaktır. Açık olan yorum budur. Çünkü Nebi (s.a.v.) izin vermiyeceğini bildirdikten sonra Ali (r.a.)'ın Ebu Cehil'in kızını istemesi ihtimali akıldan çok uzaktır.

 

Hadis, Fatima (r.anha)'nın üstün faziletine ve Nebi (s.a.v.)'in yanındaki yüce değerine delalet eder.

 

Misver'in ikinci hadisini (1999) Buhari, Müslim, Ebu Davud ve Ahmed de rivayet etmişlerdir. Bazı rivayetlerdeki metin daha uzundur.

 

Hadiste sözü edilen Ebu'l-As (r.a.) Nebi (s.a.v.)'in Zeyneb (r.anha) isimli kızı ile evli idi. Ebu'l-As, Zeyneb ile evlenirken onun üzerine ikinci bir kadınla evlenmiyeceğine söz vermiş ve bu sözüne sadık kalmıştır. Nebi (s.a.v.) irad buyurduğu hutbede onun bu sadakatını ifade edip övmüştür. Hadisi açıklayan alimler şöyle derler; Ali (r.a.) de Fatima (r.anha) ile evlenirken muhtemelen böyle bir şart koşmuştur. Eğer böyle bir şartı varsa, bu şartı unuttuğu için Ebu Cehil'in kızını istemiştir, diye yorum yapılır. Şayet böyle bir şartı yok ise, Fatima (r.anha) üzerine evlenmeye teşebbüs etmesi kendisinden beklenmediği için ima yollu kınanmıştır. Nebi (s.a.v.) çok ender olarak kişiyi işlediği kusurdan ötürü yüzyüze ayıplardı. Ali (r.anh)'ı sırf Fatima (r.anha)'nın rızasını ve gönlünü almak için alenen ayıplamıştır. Bu olay Mekke fethinden sonra vuku bulmuştur. 

 

Ebu'l-As (r.a.) Nebi (s.a.v.)'e Nebilik görevi verilmeden önce O'nun yaşça en büyük kızı Zeyneb (r.anha) ile evlenmişti. Evlenirken, Zeyneb (r.anha)'nın üzerine ikinci bir kadınla evlenmiyeceğine söz vermiş ve bu sözüne sadakat göstermişti. Bu zat henüz müslüman olmadan önce vuku bulan Bedir savaşında esir edilmişti. Zeyneb (r.anha) evlenirken anası Hatice (r.anha) tarafından kendisine hediye edilmiş olan gerdanlığını Mekke'den Medine'ye esir edilen kocası Ebu'l-As'a göndererek, gerdanlığını fidye olarak verip esaretten kurtarılmasını istemişti. Resul-i Ekrem (s.a.v.) gerdanhğı görünce, sahabilere: «Dilerseniz, Zeyneb'in esirini Zeyneb için salıverin ve gerdanlığını da Zeyneb'e geri gönderin» buyurmuş, Sahabiler de: Hay hay deyip, Ebu'l-As'ı serbest bırakmışlar ve Zeyneb'in gerdanlığını da iade etmişler. Nebi (s.a.v.) Zeyneb'i Medine'ye göndermeyi Ebu'l-As'tan isteyip serbest bırakılması için şart koşmuş idi. Ebu'l-As, verdiği sözü yerine getirmiş ve Mekke'ye varır varmaz Zeyneb'i Medine'ye babasının yanına göndermişti. Ebu'l-As ikinci kez esir edilmiş, yine Zeyneb'in ricası üzerine tekrar serbest bırakıldıktan sonra İslamiyeti kabullenmiş ve bunun üzerine Nebi (s.a.v.) Zeyneb'i onun nikahına iade buyurmuştu. Bundan sonra Ebu'l-As ile Zeyneb'in Ümame isimli kız çocukları olmuştur.

 

Nebi (s.a.v.), Ali (r.a.)'ın Ebu Cehil'in kızı ile evlenmeye teşebbüsleri konusunda yaptığı konuşma esnasında Ebu'l-As'ın mes'elesini Ali için örnek olmak üzere açıklamıştır. Çünkü Ebu'l-As müslüman olmadan önce de, müslüman olduktan sonra da Zeyneb'e daima iyilik etmiş, onu hiç üzmemiştir.

 

Nebi (s.a.v.)'in «Onu (yani Fatıma'yı) bir hataya düşürmenizi çirkin görürüm.» ifadesinden maksat şu olabilir: Fatima, Nebi (s.a.v.)'e yaptığı müracaat esnasında: "Herkes senin kızların için kızmadığını söylüyor." demişti. Halk arasında dolaşan bu söylenti gerçek değildi. Fatima'nın böyle bir söylentiye değer vermesi bir hata sayılır. Halk, onun bu hataya düşmesine sebebiyet vermiş olur.

 

Bazı rivayetlerde bu cümle; «ve ben Fatıma'nın (kıskançlık yüzünden kocasına karşı) şanına layık olmayan bir davranışa kapılmasından endişeleniyorum.» şeklinde geçiyor. Müellifin rivayetindeki cümleyi böyle yorumlamak da mümkündür. Cümledeki hitap sahabilere ise de asıl muhatap Ali olabilir. Nebi (s.a.v.)'in Fatima hakkında böyle bir endişe duymasının sebebi ise, Fatima'nın anası Hatice (r.anha) vefat etmişti, ondan sonra da kardeşleri vefat etmişlerdi. Fatima bu musibetler nedeni ile uzgündü. Üzerine kuma geldiği takdirde kendisini teselli edecek kimse pek yoktu.

 

Ali (r.a.) ise birden fazla kadınla evlenmenin caizliğine ait ayetin umumi hükmüne bakarak ikinci bir kadınla evlenmesinde bir sakınca göremediği için böyle bir istekte bulunmuş olabilir. Sonra Nebi (s.a.v.)'in buna rıza göstermediğini anlayınca derhal bu istekten vazgeçmiştir.

Nebi (s.a.v.)'in ''AIlah'a yemin ederim ki hiç bir zaman Nebiin kızı ile Allah'ın düşmanı (Ebu Cehil)'in kızı...'' cümlesi değişik şekilde yorumlanmıştır. Tekmile yazarı bu cümle ile ilgili olarak özetle şöyle der: 'Bu cümlede şu işaret var: Ali, Fatima üzerine Ebu Cehil'in kızı ile evlenebilir. Lakin bu evlenme işi Nebi (s.a.v.)'e eziyet verir, O'na eziyet ise haramdır.

 

Nevevi: "Nebi (s.a.v.) bazı rivayetlerde mevcut; «Ben helal olan bir şeyi haram kılacak değilim» sözü ile Ali'nin Ebu Cehil'in kızı ile evlenmesinin mübahlığına delalet eder. Lakin Nebi (s.a.v.) iki nedenle Fatima ile Ebu Cehil'in kızının beraberce bir nikah altında bulundurulmasını yasaklamıştır. Birinci neden: Nebi (s.a.v.) son derece Fatima ve Ali'ye şefkatli idi. Ali evlenseydi Fatima eziyet duyacaktı, dolayısıyla Nebi de eziyet duymuş olacaktı. O'na eziyet veren ise helak olacaktı. İkinci neden: Fatima kıskançlık yüzünden kocasına karşı hata edebilirdi.

 

Bir kavle göre cümlenin manası şudur: Allah'ın lütfu ile ben biliyorum ki Fatima ile Allah'ın düşmanının kızı bir erkeğin nikahı altında birleştirilmiyecektir.

 

Cümlenin manası muhtemelen şöyle olabilir: Nebi (s.a.v.)'in kızı ile Allah'ın düşmanının kızının bir erkeğin nikahı altında birleştirilmesi haramdır, Bazı rivayetlerde bulunduğunu yukarda ifade ettiğim ilave cümlenin manası da şöyle olur: Ben helal olan bir şeyi haram kılacak değilim. Yani, ben AIlah'ın hükmüne muhalif bir şey söylemem. O bir şeyi helal kılmış ise onu haram edemem ve O, bir şeyi haram kıldığı zaman ben helal kılamam ve haramlığını açıklamak durumundayım. Çünkü susmam, onun mübahlığına delalet eder. Bu yoruma göre bir erkeğin nikahı altında birleştirilmesi haram olan kadınlardan ikisi de Nebi'in kızı ile Allah düşmanının kızıdır," diye bilgi vermiştir. Nevevi'nin sözü burada sona erdi.

 

El-Hafız şöyle demiştir: Hutbenin zahirine göre, Ali'nin Ebu Cehil'in kızı ile evlenmesi caizdir. Lakin Nebi (s.a.v.), Fatima'nın hatırı için Ali'yi menetmiş, Ali de Nebi (s.a.v.)'in emrine uyarak, bu işi bırakmıştır. Bence, Nebi (s.a.v.)'in kızları üzerine başka kadınla evlenmenin yasaklanması hükmü verilmiş olabilir. Bu hüküm Nebi (s.a.v.)'in kızlarından yalnız Fatima'ya munhasır olabilir.'

 

HADİSİN FIKIH YÖNÜ :

 

1. Hadis Fatima (r.anha)'nın üstün faziletine ve Nebi (s.a.v.)'in onun rızasını gözetleyip ona ne derece şefkatli ve düşkün olduğuna delalet eder.

 

2. Fatima, Ali'nin Ebu Cehil'in kızı veya başka bir kimsenin kızı ile evlenmesine rıza gösterseydi, Ali'nin bundan menedilmiyeceği hükmü çıkarılabilir.

 

Nebi (s.a.v.)'in damadı Ebu'l-As (r.a.) hakkındaki bazı bilgiler 2008 - 2010 nolu hadislerin izahı bölümünde verilecektir.