SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’N-NİKAH

<< 2010 >>

DEVAM: 60- BİRİSİ DİĞERİNDEN ÖNCE MÜSLÜMAN OLAN KARl VE KOCA BABI

 

حَدَّثَنَا أبو كريب. حَدَّثَنَا أبو معاوية، عن حجاج، عن عمرو بن شعيب، عن أبيه، عن جده؛

 - أن رَسُولَ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم رد ابنته زينب على أبي العاص بن الربيع، بنكاح جديد.

 

Amr bin Şııayb'ın dedesi (Abdullah bin Amr bin el-As) (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), kızı Zeyneb'i yeni bir nikah ile (kocası) Ebü'l-As bin er-Rabi'a iade etti.

 

 

Diğer tahric: Tirmizi, Ahmed

 

AÇIKLAMA: Tuhfe yazarının dediği gibi bu hadisten çıkarılan hüküm şudur: Bir kadın, kocası ile beraber müslüman olursa, kadın kocasına iade edilir. Yani kocası boşamadıkça o, başka bir erkekle evlenemez. Bu hususta icma vardır.

 

İbni Abbas (r.a.)'ın ikinci hadisini Ahmed ve Tirmizi de rivayet etmişlerdir. Tirmizi'deki rivayete göre Nebi (s.a.v.). Zeyneb'i altı yıl sonra kocasına iade etmiştir. Buradaki rivayet te ise "iki yıl sonra» ifadesi vardır.

 

Sindi: Müellifin rivayeti ile Ahmed ve Ebu Davud'un rivayetlerinde mevcut; "iki yıl" manasını ifade eden kelimedeki "Te" harfi sehven yazılmış ve aslının; "bir kaç yıl" manasını ifade eden çoğul kelimesi olabilir, böylece bu rivayetler Tirmizi'nin rivayetine uygun olur, demiş ise de bu ihtimal uzak bir ihtimaldır. Bu kadar kitablarda bir kalem hatası düşünülmez. Ayrıca Tuhfe'de belirtildiği gibi Şevkani bazı rivayetlerde "üç yıl" ifadesinin bulunduğunu belirttiğine göre bu rivayetIere Sindi ne diyebilir?

 

Yine Tuhfe'de beyan edildiğine göre el-Fetih'te: Bazı rivayetlerde de "altı yıl", bazı rivayetlerde "iki yıl", diğer bir kısım rivayetlerde "üç yıl" denilmiştir. Bu rivayetlerin birleştirilmesi ve hepsinin geçerliliği için şöyle denilebilir: Altı yıl rivayetinden maksat Zeyneb (r.anha)'nın hicreti ile kocasının müslümanlığı kabullendiği tarih arasında geçen süredir. İki yıl veya üç yıl rivayetinden maksat ise; " ... hicret eden mü'min kadınlar o inkarcı adamlara helal değildir. Onlar da bunlara helal değildir ... '' (Mümtehine 10) ayetinin indiği tarih ile Zeyneb (r.anha)'nın kocasının Medine'ye gelip müslümanlığı kabul ettiği tarih arasında geçen süredir. Çünkü bu süre iki yıl, bir kaç aydır, denilmiştir.

 

Bu hadise göre Nebi (s.a.v.), Zeyneb (r.anha)'yı, müslümanlığı kabullenen kocası Ebu'l-As'a iade ederken yeni bir nikah kıydırmamış ve cahiliyyet devrinde kıyılmış olan eski nikahı geçerli saymıştır. Tirmizi'nin rivayeti daha kesindir. Çünkü oradaki rivayette; "İlk nikahla iade etmiş ve yeniden nikah kıydırmamıştır." diye geçiyor.

 

Bu hadisten sonra gelen ve Tirmizi'nin de rivayet ettiği Abdullah bin Amr (r.a.)'ın Zeyneb (r.anha) hadisine göre kocasına geri verilirken nikahları yenilenmiştir.

 

Tirmizi, AbduIlah' n hadisini rivayet edip isnadının söz götürür durumda olduğunu bildirdikten sonra: İlim ehlinin uygulaması bu hadise göredir. Şöyle ki: Bir kadın müslümanlığı kabullenip henüz iddeti bitmemiş iken kocası da müslüman olursa yeni bir nikah kıymadan kadın, kocasına teslim edilir ve ona helaldır. (Kadının iddeti bittikten sonra kocası müslüman olursa, ancak yeniden nikah kıymakla kadın ona helal olur.) Malik, Evzai, Şafii. Ahmed ve İshak'ın kavli de budur, demiştir.

 

Tuhfe yazarı da bu bölümde: İmam Muhammed, kendi Muvatta'ında demiş ki: Kadın müslüman olup kafir olan kocası da İslam memleketinde olursa, önce kocasına İslamiyeti kabul etmesi teklif edilir. Eğer müslüman olursa, kadın kendisinin karısıdır. Şayet koca, müslümanlığı kabul etmeyi reddederse, kadın kendisinden alınır ve bu ayırma kesin boşanma hükmündedir. Ebu Hanife ve İbrahim Nehai'nin kavilleride böyledir, diye bilgi vermiştir.

 

İbni Abbas (r.a.)'ın hadisine göre Zeyneb (r.anha)'nın nikahı yenilenmemiştir. Abduliah (r.a.)'ın hadisine göre ise nikahı yenilenmiştir. Böylece iki hadis arasında bir ihtilaf vardır. Abdullah'ın hadisinin senedine itiraz edilmiştir. Çünkü bu senedde bulunan Haccac bin Ertat tedlisçidir ve Amr bin Şuayb'den hadis almamıştır. Tuhfe yazarının en-Neyl'den naklen beyan ettiğine göre ilim ehlinden bir cemaat bu senedi bu gerekçe ile zayıf saymıştır. İbni Abbas'ın hadisi ise sahihtir. Şu halde Zeyneb (r.anha)'nın nikahı yenilenmemiştir.

 

Hal böyle olunca akla şu soru gelir: Zeyneb (r.anha), bir kaç yıl sonra hatta Tirmizi'nin rivayetine göre altı yıl sonra kocasına iade edilmiştir. Yukarda beyan edildiği gibi müslümanlığı kabul eden kadından sonra ve henüz iddeti bitmemiş iken kocası da müslüman olursa nikah kıymaya gerek kalmadan kadın kocasına geri verilir. Fakat kadının iddeti bittikten sonra kocası müslüman olursa yeniden nikah kıymak gerekir. Nikah kıyılmadan kadın bu kocasına helal olmaz. Kadının iddeti ise bilindiği gibi üç defa adet görüp temizlenmesidir. Zeyneb lr.anha)'nın iddetinin yıllarca ve bilhassa altı yıl sürmesi ihtimali yok gibidir. Nikah kıyılmadan Zeyneb (r.anha), kocasına nasıl helal olmuştur?

 

Sindi, Beyhaki'nin bu soruyu şöyle cevabladığını nakleder: Yukarda yazılı Mümtehine suresının 10. ayeti ininceye kadar geçen süre için Zeyneb (r.anha)'nın müslümanlığı kabul etmiş olması ve kocasının küfür haline devam etmiş olması onlar arasında mevcut nikahı olumsuz yönde etkilememiştir. Çünkü mü'min bir kadının kafir kocasına haramlığı ancak bu ayet ile bildirilmiştir. Bu ayetin inişinden önce böyle bir hüküm yoktu. Bu itibarla anılan ayet gelinceye kadar, Zeyneb (r.anha) ile kocası arasında mevcut nikah geçerli sayılırdı. Bu ayet Hudeybiye olayından sonra inmiştir. Ayet indikten sonra Zeyneb (r.anha)'nın iddeti başlamış olur. Hudeybiye olayı üzerinde uzun bir süre geçmeden Zeyneb (r.anha)'nın kocası Medine'ye gelip müslüman olmuştur. Zeyneb (r.anha)'nın iddetinin bu süre devam etmiş olması mümkündür ve bu nedenle yeniden nikah kıymaya gerek kalmadan ilk nikah ile Zeyneb (r.anha), kocasına iade edilmiş olabilir.

 

Bazı alimler de: İbni Abbas (r.a.)'ın hadisindeki ilk nikahtan maksat ilk mehirdir, nikah akdi değildir. Yani Nebi (s.a.v.), Zeyneb (r.anha)'yı kocasına iade ederken yeni bir mehir alınmamıştır. Abdullah'ın hadisindeki nikahtan maksat ise nikah akdidir. Yani Zeyneb (r.anha)'nın nikah akdi yenilenmiş, fakat yeni bir mehir alınmamıştır. Böylece iki hadis arasında görülen ihtilaf bertaraf edilmiş olur, demişlerdir.