DEVAM: 60- BİRİSİ
DİĞERİNDEN ÖNCE MÜSLÜMAN OLAN KARl VE KOCA BABI
حَدَّثَنَا
أبو كريب.
حَدَّثَنَا
أبو معاوية،
عن حجاج، عن
عمرو بن شعيب،
عن أبيه، عن
جده؛
-
أن رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَم رد
ابنته زينب
على أبي العاص
بن الربيع،
بنكاح جديد.
Amr bin Şııayb'ın
dedesi (Abdullah bin Amr bin el-As) (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem), kızı Zeyneb'i yeni bir nikah ile (kocası)
Ebü'l-As bin er-Rabi'a iade etti.
Diğer tahric:
Tirmizi, Ahmed
AÇIKLAMA: Tuhfe yazarının dediği gibi bu hadisten çıkarılan
hüküm şudur: Bir kadın, kocası ile beraber müslüman olursa, kadın kocasına iade
edilir. Yani kocası boşamadıkça o, başka bir erkekle evlenemez. Bu hususta icma
vardır.
İbni Abbas
(r.a.)'ın ikinci hadisini Ahmed ve Tirmizi de rivayet etmişlerdir. Tirmizi'deki
rivayete göre Nebi (s.a.v.). Zeyneb'i altı yıl sonra kocasına iade etmiştir.
Buradaki rivayet te ise "iki yıl sonra» ifadesi vardır.
Sindi:
Müellifin rivayeti ile Ahmed ve Ebu Davud'un rivayetlerinde mevcut; "iki
yıl" manasını ifade eden kelimedeki "Te" harfi sehven yazılmış
ve aslının; "bir kaç yıl" manasını ifade eden çoğul kelimesi
olabilir, böylece bu rivayetler Tirmizi'nin rivayetine uygun olur, demiş ise de
bu ihtimal uzak bir ihtimaldır. Bu kadar kitablarda bir kalem hatası
düşünülmez. Ayrıca Tuhfe'de belirtildiği gibi Şevkani bazı rivayetlerde
"üç yıl" ifadesinin bulunduğunu belirttiğine göre bu rivayetIere
Sindi ne diyebilir?
Yine Tuhfe'de
beyan edildiğine göre el-Fetih'te: Bazı rivayetlerde de "altı yıl",
bazı rivayetlerde "iki yıl", diğer bir kısım rivayetlerde "üç
yıl" denilmiştir. Bu rivayetlerin birleştirilmesi ve hepsinin geçerliliği
için şöyle denilebilir: Altı yıl rivayetinden maksat Zeyneb (r.anha)'nın
hicreti ile kocasının müslümanlığı kabullendiği tarih arasında geçen süredir.
İki yıl veya üç yıl rivayetinden maksat ise; " ... hicret eden mü'min
kadınlar o inkarcı adamlara helal değildir. Onlar da bunlara helal değildir ...
'' (Mümtehine 10) ayetinin indiği tarih ile Zeyneb (r.anha)'nın kocasının
Medine'ye gelip müslümanlığı kabul ettiği tarih arasında geçen süredir. Çünkü
bu süre iki yıl, bir kaç aydır, denilmiştir.
Bu hadise göre
Nebi (s.a.v.), Zeyneb (r.anha)'yı, müslümanlığı kabullenen kocası Ebu'l-As'a
iade ederken yeni bir nikah kıydırmamış ve cahiliyyet devrinde kıyılmış olan
eski nikahı geçerli saymıştır. Tirmizi'nin rivayeti daha kesindir. Çünkü
oradaki rivayette; "İlk nikahla iade etmiş ve yeniden nikah kıydırmamıştır."
diye geçiyor.
Bu hadisten
sonra gelen ve Tirmizi'nin de rivayet ettiği Abdullah bin Amr (r.a.)'ın Zeyneb
(r.anha) hadisine göre kocasına geri verilirken nikahları yenilenmiştir.
Tirmizi,
AbduIlah' n hadisini rivayet edip isnadının söz götürür durumda olduğunu
bildirdikten sonra: İlim ehlinin uygulaması bu hadise göredir. Şöyle ki: Bir
kadın müslümanlığı kabullenip henüz iddeti bitmemiş iken kocası da müslüman
olursa yeni bir nikah kıymadan kadın, kocasına teslim edilir ve ona helaldır. (Kadının
iddeti bittikten sonra kocası müslüman olursa, ancak yeniden nikah kıymakla
kadın ona helal olur.) Malik, Evzai, Şafii. Ahmed ve İshak'ın kavli de budur,
demiştir.
Tuhfe yazarı da
bu bölümde: İmam Muhammed, kendi Muvatta'ında demiş ki: Kadın müslüman olup
kafir olan kocası da İslam memleketinde olursa, önce kocasına İslamiyeti kabul
etmesi teklif edilir. Eğer müslüman olursa, kadın kendisinin karısıdır. Şayet
koca, müslümanlığı kabul etmeyi reddederse, kadın kendisinden alınır ve bu
ayırma kesin boşanma hükmündedir. Ebu Hanife ve İbrahim Nehai'nin kavilleride
böyledir, diye bilgi vermiştir.
İbni Abbas
(r.a.)'ın hadisine göre Zeyneb (r.anha)'nın nikahı yenilenmemiştir. Abduliah
(r.a.)'ın hadisine göre ise nikahı yenilenmiştir. Böylece iki hadis arasında
bir ihtilaf vardır. Abdullah'ın hadisinin senedine itiraz edilmiştir. Çünkü bu
senedde bulunan Haccac bin Ertat tedlisçidir ve Amr bin Şuayb'den hadis
almamıştır. Tuhfe yazarının en-Neyl'den naklen beyan ettiğine göre ilim
ehlinden bir cemaat bu senedi bu gerekçe ile zayıf saymıştır. İbni Abbas'ın
hadisi ise sahihtir. Şu halde Zeyneb (r.anha)'nın nikahı yenilenmemiştir.
Hal böyle
olunca akla şu soru gelir: Zeyneb (r.anha), bir kaç yıl sonra hatta Tirmizi'nin
rivayetine göre altı yıl sonra kocasına iade edilmiştir. Yukarda beyan edildiği
gibi müslümanlığı kabul eden kadından sonra ve henüz iddeti bitmemiş iken
kocası da müslüman olursa nikah kıymaya gerek kalmadan kadın kocasına geri
verilir. Fakat kadının iddeti bittikten sonra kocası müslüman olursa yeniden
nikah kıymak gerekir. Nikah kıyılmadan kadın bu kocasına helal olmaz. Kadının
iddeti ise bilindiği gibi üç defa adet görüp temizlenmesidir. Zeyneb
lr.anha)'nın iddetinin yıllarca ve bilhassa altı yıl sürmesi ihtimali yok
gibidir. Nikah kıyılmadan Zeyneb (r.anha), kocasına nasıl helal olmuştur?
Sindi,
Beyhaki'nin bu soruyu şöyle cevabladığını nakleder: Yukarda yazılı Mümtehine
suresının 10. ayeti ininceye kadar geçen süre için Zeyneb (r.anha)'nın
müslümanlığı kabul etmiş olması ve kocasının küfür haline devam etmiş olması
onlar arasında mevcut nikahı olumsuz yönde etkilememiştir. Çünkü mü'min bir
kadının kafir kocasına haramlığı ancak bu ayet ile bildirilmiştir. Bu ayetin
inişinden önce böyle bir hüküm yoktu. Bu itibarla anılan ayet gelinceye kadar,
Zeyneb (r.anha) ile kocası arasında mevcut nikah geçerli sayılırdı. Bu ayet
Hudeybiye olayından sonra inmiştir. Ayet indikten sonra Zeyneb (r.anha)'nın
iddeti başlamış olur. Hudeybiye olayı üzerinde uzun bir süre geçmeden Zeyneb
(r.anha)'nın kocası Medine'ye gelip müslüman olmuştur. Zeyneb (r.anha)'nın
iddetinin bu süre devam etmiş olması mümkündür ve bu nedenle yeniden nikah
kıymaya gerek kalmadan ilk nikah ile Zeyneb (r.anha), kocasına iade edilmiş
olabilir.
Bazı alimler
de: İbni Abbas (r.a.)'ın hadisindeki ilk nikahtan maksat ilk mehirdir, nikah
akdi değildir. Yani Nebi (s.a.v.), Zeyneb (r.anha)'yı kocasına iade ederken
yeni bir mehir alınmamıştır. Abdullah'ın hadisindeki nikahtan maksat ise nikah
akdidir. Yani Zeyneb (r.anha)'nın nikah akdi yenilenmiş, fakat yeni bir mehir
alınmamıştır. Böylece iki hadis arasında görülen ihtilaf bertaraf edilmiş olur,
demişlerdir.