DEVAM: 9- KÖPEK
BEDELİNDEN. FAHİŞE'NİN FUHUŞ KAZANCINDAN, KAHİN'İN ÜCRETİNDEN VE ERKEK HAYVANI
DİŞİ'YE ÇEKTİRME BEDELİNDEN NEHİY BABI
حدّثنا
هِشَامُ بْنُ
عَمَّارٍ
حدّثنا الْوَلِيدُ
بْنُ
مَسْلَمَةَ
أَنْبَأَنَا
ابْنُ
لَهِيعَةَ
عَنْ أَبِي
الزَُّبيْرِ
عَنْ جَابِرٍ
قَاَل - نَهَى
رَسُولُ
اللّهِ صلى
اللّه عليه
وسلم عَنْ
ثَمَنِ
السِّنَّوْرِ
في إسناد
المصنف ابن
لهيعة لكن
الحديث رواه أبو
داود وغيره
بإسناد آخر
فقال البيهقي
: الإسناد
صحيح على شرط
مسلم دون البخاري
فإن البخاري
لا يحتج
براوية أبي
سفيان
ولابراوية
أبي الزبير
ولعل مسلماً
إنما لم
يخرّجه في
الصحيح لأن
وكيعاً رواه
عَنْ الأعمش
قال قال
الأعمش : أرى
أبا سفيان
ذكره فالأعمش
شك في أصل
الحديث فصارت
رواية أبي
سفيان بذلك
ضعيفة
قال السنديّ
: قلت : وقد
أخرجه مسلم
برواية ابن
الزبير قال
سألت جابراً
عَنْ ثمن
الكلب
والسنّور قال
: زجر النبي
صلى الله عليه
وسلم عَنْ ذلك
فكأن مراد
البيهقي أنه لم
يخرجه برواية
أبي سفيان
واللّه أعلم
Cabir (r.a.)'den
rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kedi bedelinden
nehyetti.
Diğer tahric: Tirmizi,
Ebu Davud, Nesai.
AÇIKLAMA: Ebu Mes'ud (r.a.)'ın hadisi Kütüb-i Sitte'nin
hepsinde rivayet edilmiştir. Cabir (r.a.)'ın hadisini Ebu Davud, Tirmizi ve
Nesat de rivayet etmiştir. Müslim de bir benzerini rivayet etmiştir.
Müslim'deki rivayet mealen şöyledir: Ravi Ebu'z-Zübeyr demiştir ki: ''Ben,
köpek ve kedi bedelinin hükmünü Cabir (r.a.)'den sordum. Cabir dedi ki:
Peygamber (s.a.v.) bundan men etmiştir."
Bu babta
rivayet edilen hadisler, köpek ve kediyi satıp bedelini almanın, fahişe kadının
zina kazancmın, kahin ve falcının aldığı ücretin ve döl hayvam dişiye çektirme
ücretinin haram olduğuna delalet eder.
Alimlerin bu
hadisleri yorumlamaları ve anılan bedel ve ücretler hakkındaki görüşleri ile
ilgili olarak Nevevi şöyle der: "Hadiste geçen fahişenin mehir'inden
maksad onun zinadan aldığı kazançtır. Bu kazancı kadınlığını vermek
karşılığında aldığı için şekil açısından mehir'e benzer. Çünkü bilindiği gibi
nikahlanan kadın, kadınlığını eşine teslim etmesi karşılığında aldığı mala
mehir ve sıdak denilir. Zaniye ve fahişe kadının bu çirkin fiili büyük günah
olduğu gibi onun fuhuş kazancı da müslümanların icma'ı ile haramdır.
Kahin ve
falcmın aldığı ücret de Alimlerin icma'ı ile haramdır. Hulvan: hill'e verilen
ücrettir. Herevi ve başkası bu kelimenin Hal; den alınma olduğunu söylemişler
kahin yorulmadan ve kolayIıkla bu ücreti aldığı için aldığı ücret, tatlı şeye
benzetilmiş ve bu nedenle buna hulvan denilmiştir. Kızını nikahlarken babasının
kendine aldığı kızının mehrine de Hulva,n denilir. Mehir, bilindiği gibi kızın
hakkıdır. Babasının hakkı değildir. Babanın bunu kendine alması yadırganır ve
özellikle kadınlar arasında ayıp bir şey sayılır.
Arkadaşlarımızdan
Bağavi ve Kadı iyaz: Kahin'in aldığı ücret müslümanların icmaı ile haramdır.
Çünkü haram olan kehanetin karşılığıdır ve batıl bir yolla mal yemektir.
Şarkıcı kadının şarkıcılıktan aldığı kazanç ve ölü üzerinde sesle ağlayıp
ölünün meziyetlerini dile getiren kadının bundan dolayı aldığı ücret de aynı
şekilde haramdır, demişlerdir.
Hattabi: Arraf'ın
kazancı da kahin'in kazancı gibi haramdır. Bunlar arasındaki fark şudur: Kahin,
kainatta gelecek zamanda meydana gelecek olaylardan haber veren ve sırları
bildiğini iddia eden kimsedir. Arraf ise çalınan şeyleri, zayi olan şeylerin
yerini bildigini ve bu gibi işleri meydana çıkarabildiğini iddia eden kimsedir.
Arablar arasında bir sürü kahin vardı. Bunlar bir çok şeyleri bildiğini iddia
ederlerdi. Bunların bir kısmı; kendisinin emrinde cinler bulunduğunu ve onlar
vasıtası ile birtakım bilgiler edindiğini iddia ederdi. Diğer bir kısmı da,
kendisinde bulunan bir nevi ilham ve kudretle bazı şeyleri idrak ettiğini iddia
ederdi. Arraf denilen kısım da, birtakım ön bilgiler ve nedenler ile bazı gizli
şeyleri bilebildiğini iddia ederdi. Mesela bir mal çalındığı zaman kim
tarafından çalındığını ve malın nerede olduğunu, bir kadın zina ile itham
edildiği zaman, hangi erkekle ilişki kurduğunu anladığını iddia ederdi. Kahin'e
başvurmayı yasaklayan hadisler, bunların tümünü yasaklar ve bunları
doğrulamayı, dediklerinin doğrultusunda hareket etmeyi haram kılar, demiştir.
Hadisler, köpek
bedelini de yasaklamıştır. Bazı rivayetlerde köpek bedelinin en şer bir kazanç
olduğu, bir başka rivayette anılan kazancın habis, yani pis ve çirkin bir
kazanç olduğu belirtilmiştir. Bu hadisler köpeği satmanın sahih olmadığına,
satılan köpeğin bedelinin helal olmadığına ve köpeği öldürenin, köpeğin
sahibine bir şey ödemesinin gereksiz olduğuna delalet ederler. Eğitilmiş veya
eğitilmemiş köpekler bu hükümde aynı durumdadır. Keza, edinilmesi ve beslenmesi
caiz olan ile olmayan köpekler arasında da bir fark yoktur. Ebu Hureyre,
Hasan-i Basri, Rabia, Evzai, el-Hakem, Hammad, Şafii, Ahmed, Davud,
İbnü'l-Münzir gibi zatların dahil olduğu cumhur'un görüşü budur.
Ebu Hanife: Yararlanılan
köpekleri satmak sahihtir ve onu öldüren kimse, onun değerini ödemekle
mükelleftir, demiştir. Cabir, Ata ve Nehai'ye göre av köpeğini satmak caizdir,
diğerlerini satmak ise caiz değildir, demişlerdir.
Malik'den üç
rivayet vardır. Birisi Cumhur'un yukarda anlatılan görüşü gibidir. İkincisi,
köpeği satmanın sahihliği ve öldürenin onun kıymetini ödemesinin
gerekliliğidir. Üçüncü rivayete göre satılması sahih değildir, ama öldürenin
onun değerini ödemesi gerekir,
Cumhurun delili
bu hadislerdir. Bazı rivayetlerde av köpeği hariç diğer köpeklerin bedelinin
alınması yasaklanmış, bir köpeği öldüren bir adamın 20 deve ödemesine Osman
(r.a.)'ın hükmettiği ve İbn-i Ömer (r.a.) Amr bin el-As (r.a.)'ın da köpek
katiline onun değerini ödettikleri bildirilmiş ise de bu rivayetlerin
zayıflığına hadis imamları ittifakla hükmetmişlerdir.
Kedinin
bedeline gelince, bunun yasaklığına dair rivayetler, ya mekruhluk manasına
yorumlanmış ya da yararsız kedilere tahsis edilmiştir. Yararlanılan kediyi
satmak caizdir, bedeli de helaldır. Mekruhluk hükmünün hikmeti ise halkın
kediyi satmayıp hediye etmeye veya emaneten vermeye alışmaları ve bunu adet
haline getirmeleridir. Bu hüküm bizim ve tüm alimlerin mezhebidir. Yalnız Ebu
Hureyre, Tavus, Mücahid ve Cabir bin Zeyd, (2161 nolu) hadisi delil göstererek
kediyi satmanın sahih olmadığını söylemişlerdir. Cumhur bu hadisi yukarda
anlattığım gibi yorumlamıştır. Kuvvetli cevap budur. Hattabi ve Ebu Amr bin
Abdi'l-Berr, kedinin bedelinin alınmasına dair hadisin zayıf olduğunu söylemek
süreti ile cumhürun görüşünü teyid etmek istemişler ise de bunların bu cevabı
uygun değildir. Çünkü anılan hadis zayıf değildir. Müslim ve başkası rivayet
etmişlerdir.
Asb-i Fahı'den
maksad, erkek hayvanı dişi hayvana çektirmek ücretidir. Döl hayvanı, koç, teke,
aygır ve diğer büyük veya küçük baş hayvanlardan hangisi olursa olsun hüküm
aynıdır. Bir döl hayvanını dişiye çektirmek için kiralamanın hükmü hakkında
alimler ihtilaf etmişlerdir. Ebu Hanife, Şafii, Ebu Sevr ve başka alimlere göre
bu kiralama akdi geçersizdir, ücret almak da haramdır. Müstecir döl hayvanı
kullandırsa önceden bir ücret üzerinde anlaşma yapılmış olsa bile her hangi bir
ücret ödemesi gerekmez. Bu hükmün gerekçesi şöyle anlatılmıştır: Bir malın
kiraya verilebilmesi için, onun müstecire teslim edilmesi ve malum olması
şarttır. Döl hayvanının suyu mahim olmadığı gibi müstecire teslimi de mümkün
değildir. Ayrıca döl hayvanının dişiye su verip vermediği ve dişinin aşılanıp
aşılanmıyacağı da kestirilemez. Bu nedenle kiralamada aldanmak ve zarara
uğramak muhtemeldir. Sahabiler ile tabiilerden bir cemaat ve Malik, belirli bir
süre için veya belirli defalar için kiralamanın caiz olduğuna hükmetmişlerdir.
Buna ihtiyaç bulunduğunu ve önemli bir gaye ve yarar için yapıldığını anılan
hükme gerekçe göstermişlerdir. Bunlara göre hadisteki yasaklama mekruhluk
içindir ve güzel ahlaka teşvik amacı iledir."
Nevevi'den
naklen alınan malümat burada bitti. Avnü'l-Mabüd yazarı da ezcümle: Döl hayvanı
emaneten bu iş için vermek mendubtur ve bunu emaneten alan şahsın, hayvan
sahibine bir ikramda bulunması caizdir, demiştir.