DEVAM: 29- (EVLİ)
CARİYE AZAD EDİLDİĞİ ZAMAN NiKAHINI FESHETMEKTE SERBEST OLDUĞU (NA DAİR GELEN
HADİSLER) BABI
حَدَّثَنَا
إسماعيل بن
توبة.
حَدَّثَنَا
عباد بن
العوام، عن
يحيى بن أبي
إسحاق، عن عبد
الرحمن بن
أذينة، عن أبي
هُرَيْرَة؛
-
أن رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَم خير
بريرة.
Ebu Hureyre
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) Berîre'yi (âzad edildi ğinde
nikâhının feshi hususunda) serbest kıldı.
AÇIKLAMA: Bu babın ilk hadisinin birer benzerini Ebu Davud,
Tirmizi. Nesai ve Beyhaki de rivayet etmişlerdir,
Bu hadise göre
hür bir erkeğin nikahı altında bulunan bir cariye azad edildiği zaman o kocanın
nikahı altında kalıp kalmamak hususunda serbesttir. Dilerse nikahını
feshedebilir. Tekmile yazarı bu husustaki görüşleri şöyle anlatır: "
Hammad ve Hanefi alimler bu eseri delil göstererek: Hür bir erkeğin nikahı
altında iken azad edilen cariye nikahını feshedip etmernekte serbesttir, bu
hadiste anılan Berire isimli cariyenin kocasının köle olduğunu bildiren (2075,
2076) ve benzeri) hadislere gelince bunlar; Berire'nin azad edilme olayından
önceki durumuna aittir. Yani Berire azad edilmeden önce bir kölenin nikahı
altında idi. Fakat Berire azad edildiğinde kocası hür idi. Böylece Berire'nin
kocasının hür olduğunu bildiren hadisler ile, köle olduğunu bildiren hadislerin
birleştirilmesi sağlanır, diye yorum yapmışlardır.
Malik. Şafii
Ahmed ve Cumhur: Bir cariye azad edildiği zaman kocası hür ise, kadın nikahını
feshedemez. Çünkü aranan küfü'lük (= denklik) durumu mevcuttur, eşlerin ikisi
de hürdür. Fakat cariye azad edildiğinde kocası köle ise, kadm nikahını
feshedebilir. Çünkü bu takdirde küfü'lük yoktur. Hür bir kadının bir kölenin
nikahı altında kalması, kadına bir leke ve bir noksanlık, bir zül sayılabilir.
Bu itibarla Şer-i Şerif, ona nikahmı feshetme yetkisini vermiş, demişlerdir.
Bu grubtaki
alimler, Berire'nin azad edildiğinde hür bir kocasmın bulunduğunu bildiren
(2074 nolu) esere cevaben: Anılan hadisteki; "Kocası hür idi"
ifadesinin kime ait olduğu hususunda ihtilaf vardır: Bu ifadenin Aişe
(r.anha)'ya mı, ravi Esved'e mi, başka bir raviye mi ait olduğu yolunda değişik
görüşler vardır. İmam Ahmed: Berire'nin kocasının hür olduğu rivayeti yalnız
ravi Esved'den sabittir. Ondan başka ravilerden sabit değildir. Berire'nin
kocasının köle olduğu rivayeti ise İbn-i Abbas ve başkalarından sabittir.
Medine alimleri de bunu rivayet etmişlerdir. Medine alimleri bir şeyi rivayet
edip onunla amel edince en sıhhatli şey olmuş olur. Hür bir erkeğin nikahı
altında bulunan bir cariye azad edilince, sıhhatlı olduğuna alimlerin ittifak
etmiş oldukları mevcüt nikah akdi, ihtilaflı bir delil ile feshedilmez,
demiştir.
Buhari de:
Esved'in kavli münkati'dir, İbn-i Abbas'ın: Ben Berire'nin kocasını köle olarak
gördüm, sözü daha sıhhathdır. demiştir."
2075 nolu İbn-i
Abbas (r.a.)'ın hadisini Buhari. Ebu Davud ve Tirmizi de rivayet etmişlerdir.
Tirmizi, bunun hasen - sahih olduğunu söylemiştir.
Bu hadis'e göre
Berire azad edildiği zaman, Muğis adlı bir kölenin nikahı altında idi. Muğis,
Berire'yi çok severdi, fakat Berire ise aksine ondan hiç hoşlanmaz ve şiddetle
nefret ederdi. Berire azad olduktan sonra nikahını feshetti. Muğis, onun peşine
düşüp ağlar, sızlar, fakat Berire kararından dönüş yapmaz ve artık onunla
yaşamak istemediğini belirtirdi.
Sevgi
genellikle karşılıklı olduğu için, Peygamber (s.a.v.) Muğis'in aşırı sevgisi
ile Berire'nin aşırı nefretinin şaşılacak şey olduğunu Abbas'a işaret etmek
istemiştir.
Bu hadis, bir
kölenin nikahı altında iken azad edilen cariyenin nikahını feshedebildiğine
delalet eder. Bu hususta alimler müttefiktir. Çünkü cariye hürriyetine
kavuşunca köle olan kocasına küfü' değildir. Daha üstün sayılır. Bu itibarla
nikahını feshedebilir.
Yukarda durumu
anlatılan kadının kocası hür ise kadının nikahını feshedip edemiyeceği
husüsundaki alimlerin görüşlerini yukarda anlattım. Hulasasa; Şa'bi, Nahai,
Süfyan-i Sevri ve Hanefiler'e göre feshedebilir, Malik, Şafii, Evzai ve Ahmed'e
göre feshedemez.
Bu hadisten
çıkarılan diğer bir şer'i hüküm de alim ve salahatlı adamların aracılığını
reddetmekte bir mahzurun olmamasıdır.
2076 nolu
hadisi Buhari ve Müslim de rivayet etmişlerdir. Ebu Davud ile Ahmed de bunun
benzerini İbn-i Abbas (r.a.)'den rivayet etmişlerdir.
Bu hadiste
geçen "Sünen = sünnetler" kelimesinden maksat şer'i yol ve İslami
hükümdür. Yani Berire'den dolayı üç şer'i hüküm beyan edilmiştir. Bu hükümler
hadiste sıralanmıştır:
Birincisi;
Berire'nin kocası köle idi, Berire azad edilince bunun nikahı altında kalıp
kalmamak hususunda serbest kılındı. Şu halde kölenin nikahı altında iken azad
edilen cariye dilerse, kocasının nikahı altında devam eder, dilerse nikahını
fesheder.
İkincisi;
Sahabiler Berire'ye sadaka gönderirlerdi. Berire de bundan Resül-i Ekrem
(s.a.v.)'e ikramda bulunurdu ve O da kabullenirdi. Şu halde bir kimse aldığı
sadakadan, sadaka almayan kimselere hediye verebilir. Buhari'nin bir
rivayetinden anlaşıldığına göre bir defa Berire'ye bir mikdar et sadaka
edilmiş, pişirilen etten Resul-i Ekrem (s.a.v.) de yemiştir. Resul-i Ekrem
(s.a.v.)'e ; Bu et Berire'ye verilen bir sadakadır, Zatınız ise sadaka kabul
etmez, denilmiş. O da «Bu, Berire için bir sadakadır. Bize de Berire'nin
verdiği bir hediyedir,» buyurmuştur.
Üçüncüsü: Azad
edilen köle ve cariyeye mirasçı olmak onu azad eden kimsenin hakkıdır. Yani
mirasçılık hakkı ancak onu azad edene aittir, başkası mirasçı olamaz. Bu
konudaki gerekli bilgi 2732 - 2734 nolu hadislerin izahında inşaallah
verilecektir.
Hadisin bu
cümlesinin Berire hakkında buyurulmasının sebebi Nesai'nin Aişe (r.anha)'dan
rivayet ettiği şu mealdeki hadistir; "Berire, sahibIeri ile kitabet akdi
yapmıştı. Bu akde göre Berire her yıl bir okka altın vermek kaydı ile dokuz
okka altın ödeyecek, buna karşılık sahibIeri kendisini azad edecekIerdi. Berire
de bu iş için Aişe (r.anha)'dan yardım dilemeye gelmişti. Aişe: Hayır. Ancak
şöyle olabilir: Vela hakkı bana aİt olmak kaydı ile ben def'aten onlara istedikleri
meblağı sayarım, deyince, Berire gidip bu konuda sahibIeri ile görüşmüş, fakat
onlar vela hakkının kendilerinde kalmasında israr etmişler. Berire dönüp durumu
Aişe'ye arzetmiş, bu arada ResuI-i Ekrem (s.a.v.) de oraya gelmiş ve Berire ile
Aişe'nin konuşmalarına şahid olmuştur. Aişe vela hakkının kendisine verilmesini
isteyince, ResuluBalı (s.a.v.): Nedir bu?" diye konuşulan hususu sormuş,
Aişe de: Berire bana gelip yaptığı kitabet akdi gereğince ödemesi gereken
meblağ için yardım istedi. Ben de: Hayır. Ancak kendileri dilerlerse senin vela
hakkın bana ait olmak kaydı ile ben def'aten bu meblağı veririm, dedim. Berire
de gidip onlara teklifini anlattı. Fakat onlar vela hakkının kendilerinde
kalmasında israr ettiler, dedi. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.) Aişe'ye:
''Vela hakkı onlara aİt olmak şartı ile sen Berire'yi satın al, çünkü vela
hakkı, azad edenindir,'' buyurdu.
Aişe (r.anha)
Berire'yi satın aldıktan bir süre sonra onu azad etmiştir. Berire'nin azad
edilmesi olayı hicretin 9. yılı vuku bulmuştur. Çünkü Peygamber (s.a.v.)'in
amcası Abbas (r.a.ı) Taif savaşından sonra Medine-i Münevvere'ye gelmiştir. Bu
savaş ise hicretin 8. yılının sonlarında olmuştur. 2075 nolu hadiste
belirtildiği gibi Berire'nin azad edilip kocası Muğis'ten ayrıImaya karar verip
nikahını feshedince, Muğis'in aşırı sevgisi ve Berire'nin aşırı nefreti durumu
hakkında Resul-i Ekrem (s.a.v.), amcası Abbas'a ''... şaşmaz mısın?"
buyurmuştur. İbn-i Abbas da bazı rivayetlerde belirtildiği gibi: Ben Berire'nin
nikahmı feshetmesi üzerindeki Muğis'in halini müşahede ettim, demiştir. Şu
halde kendisi de orada bulunmuştur. Müellifin rivayeti de bunu gösteriyor.
İbn-i Abbas ise babası ile beraber Medine'ye gelmiştir. Bu da olayın yukardaki
tarihte olduğunu gösterir.
2077 nolu hadis
Zevaid türünden olup senedi sahih ve ravileri güvenilir zatlardır. Bu hadise
göre azad edilen cariye nikahmı feshettiği zaman; üç defa aybaşı adetini
görmesi onun için iddettir. Şu halde hür bir kadm gibi iddet bekler. Ahmed ve
Beyhaki de bunun benzerini merfü olarak İbn-i Abbas'tan rivayet etmişlerdir.
Alimlerin bu husustaki görüşlerini bundan sonra gelen babta anlatacagım.
İnşallah!!!