DEVAM: 15- ŞEHİRLİNİN
(KOMİSYONCU OLARAK) KÖYLÜNÜN MALINI (ONUN HESABINA) SATMASININ YASAKLlĞI BABI
حدّثنا
الْعَبَّاسُ
بْنُ عَبْدِ
الْعَظِيمِ
الْعَنْبَرِيُّ
حدّثنا
عَبْدُ
الرَّزَّاقِ
أَنبأَناَ
مَعمرٌ عَنْ
ابنِ طَاوُسٍ
عَنْ أَبِيِه
عَنْ ابْنِ
عبَّاسٍ
قاَلَ
-
نَهَى رَسُولُ
اللّهِ صلى
اللّه عليه
وسلم أَنْ
يَبيعَ حَاضِرٌ
لِبادٍ
قُلْتُ
لاِبْنِ
عَبَّاسٍ : مَا
قَوْلُهُ
حَاضِرٌ
لِبَادٍ
قاَلَ : لاَ
يَكُونُ لَهُ
سِمْسَاراً
Tavus'un
rivayetine göre İbn-i Abbas (r.a.) şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem), bir şehirlinin bir köylü hesabına (onun malını) satmasını yasakladı.
(Tavus demiştir
ki:) Ben İbn-i Abbas'a : Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in: «Bir
şehirlinin bir köylü hesabına.» sözünün manası nedir ? diye sordum. İbn-i
Abbas: Şehirli, köylü'ye simsar olamaz, diye cevap verdi.
Diğer tahric:
Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nesai
AÇIKLAMA: Sindi: Bu hadisler, satışlarla menfaat karşılığı
aracılığı yasaklar. Çünkü aracılık toplumun zarannadır. Şöyle ki, malını
satmaya gelen köylü kendi haline bırakılırsa malını günün rayicine göre satıp
gider. Toplum da normal fiyatla satın almış olur. Bir kavle göre hadislerden
kasdedilen mana şudur: «Şehirli, malını (yalnız) köylüye satmasın.» Bu da şöyle
olur: Şehirli, malını şehirlilere satmaz. Çünkü şehirliler günün rayicini
bildikleri için fazla fiyatla satınalmazlar. Bu nedenle şehirli, malını yalnız
köylülere satar. Sebebi de, köylünün günün rayicini bilmemesi ve işini bir an
önce bitirip köyüne dönmesi arzusudur. Dolayısıyla köylü pahalı almış olur.
Ancak bu yorum, hadislerin zahir manalarından uzaktır, diye bilgi vermiştir.
Nevevi de şöyle
der: "Bu hadisler, şehirlinin, köylünün malını satmaya aracı olmasının
haramlığına delalet ederler. Şafii ve alimlerin ekserisi böyle hükmetmişlerdir.
Bizim arkadaşlarımız şöyle yorumlamışlardır: Bu hadislerden maksat şudur:
Yabancı adam köyden veya başka şehirden bir satılık mal getirir. Umumun ihtiyaç
duyduğu bu malı günün rayici ile satmak ister. Bir şehirli ona: Bu malı benim
yanıma bırak. Ben azar azar ve yüksek fiyatla satarım, der. İşte bu şartlarla
satış yasaktır. Bir de o şehirlinin böyle yapmasının haram olduğunu bilmesi
şarttır. Şayet bunun haram olduğunu bilmezse veya o mal ihtiyaç duyulan bir mal
değil ise, ya da getirilen mal az olduğu için ihtiyacı karşılamaktan uzak ise,
böyle yapmak haram değildir. Yukarda anılan şartlar tahakkuk ettiğinde
şehirlinin aracılık etmesi haram olduğuna rağmen böyle yapıp satarsa, yapılan
satış akdi geçerlidir. Ama geçerli olmakla beraber haram ve günah bir satış
olmuş olur. Bizim mezhebimiz budur. Maliki'lerden ve başka alimlerden bir
cemaatın görüşü de böyledir.
Malikiler'in bir
kısmına göre yapılan satış feshedilir. Ancak satılan mal geri verilemiyecek
durumda değişmiş ise satış feshedilmez.
Ata, Mücahid ve
Ebu Hanife'ye göre şehirlinin köylünün hesabına malını satması her durumda
caizdir. Bunun yasaklanmasına ait hadis mensuhtur.
Bazıları da:
Hadislerdeki yasaklama tenzihen mekruhluk içindir, demişlerdir.
Nevevi yukardaki
görüşleri naklettikten sonra: Sıhhatlı olan görüş ilk görüştür. Delilsiz iddia
ile ne nesih durumu ne de yasaklığın tenzihen mekruhluğu için olma durumu kabul
olunur, demiştir."
Avnü'l-Mabüd
yazarının beyanına göre Buhari, hadisteki aracılığın yasaklığını, bir ücret
karşılığı olan aracılığa tahsis etmiştir. Ücretsiz ve menfaatsiz aracılık ve
simsarlık bu yasağın dışında kalır.
Hattabi: Hadis,
aracının satmasını yasakladığı gibi satın almasını da yasaklar. Çünkü «Bey'
kelimesi satın alma anlamında da kullanılır, demiştir.