DEVAM: 17- SATICI VE
ALICI BİRİBİRLERİNDEN AYRILMADIKÇA (YAPTIKLARI SATIŞ AKDİNİ KABUL VE RED
HUSUSUNDA) MUHAYYERDİRLER, BABI
حدّثنا
مُحَمَّدُ
بْنُ يَحْيَى
وَ إِسْحَاقُ
بْنُ
مَنْصُورٍ
قاَلاَ حدّثنا
عَبْدُ
الصَّمَدِ
حدّثنا
شُعْبَةُ عَنْ
قَتَادَةَ
عَنْ
اَلْحسَنِ
عَنْ
سَمُرَةَ قَالَ
قَالَ
رَسُولُ
اللّهِ
-
((الْبَيِّعاَنِ
بالْخِياَرِ
مَالَمْ يَتَفَرَّقاَ))
Semure (b.
Cündüb) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Satıcı ile alıcı (akidden sonra) birbirinden
ayrılmadıkça (satış akdini bozmakta) serbesttirler.»
Diğer tahric:
Nesai
AÇIKLAMA: İlk hadis, Kütüb-i Sitte'nin hepsinde rivayet
edilmiştir. Müslim ve Nesai'deki hadis metni buradakinin aynısıdır. Diğerleri
kısadır. Ben bu hadisi terceme ederken «Tahyir» kelimesini kullandım. Satıcı
ile alıcıdan birisinin diğerini tahyir etmesinin manası şudur: Bunlardan
birisinin diğerine: Yapılan satış akdinin kesinleşmesi, yani bundan dönüş yapmama
şıkkını seç, demesi ve muhatabın da bu şıkkı seçmesidir. Tahyir kelimesi ile
kasdedilen mana uzun olduğu için tercemede tahyir kelimesini kullanmayı tercih
ettim. Hadisin manasının hulasası şudur:
Satıcı ile
alıcı satış akdini yaptıktan sonra biribirinden aynlırlarsa, mesela birisi
kalkıp giderse, yapılan satış akdi kesinleşmiş olur. Artık akdi bozamazlar.
Keza akidden sonra bunlardan birisi diğerini tahyir ederse, yani akdin
kesinleşmesi şıkkını seçmesini teklif edip, diğeri de, bu şıkkı seçerse, akid
kesinleşmiş olur. Akdin kesinleşme şıkkını tercih eden taraf, artık akdi
bozamaz ve yapılan alım satımdan cayamaz. Tahyir işi satış akdinin hemen
arkasında ve taraflar henüz biribirinden ayrılmamış iken de yapılırsa hüküm
budur. Eğer taraflardan birisi diğerini tahyir edip, karşı taraf susarsa susan
taraf, oradan ayrılmadan akdi feshedebilir. Çünkü, akdin kesinleşmesi şıkkını
tercih etmemiştir. Kendisine tahyir teklifinde bulunan taraf ise en sahih kavle
göre akdin kesinleşmesini kabullenmiş sayılır ve dolayısıyla akdi feshedemez.
Nevevi bu
hadisin şerhinde şöyle der: "Bu hadis, satış akdinden sonra satıcı ile
alıcı, akdin yapıldığı meclisten ayrılıncaya kadar, akdi feshetme hakkına sahib
olduklarına delalet eder. Bunlar bedenen biribirinden ayrılınca (mesela birisi
o meclisten çıkarsa) akid kesinleşmiş olur, feshedilemez.
Sahabilerin,
tabiiIerin ve bunlardan sonra gelenlerin cumhuru böyle hükmetmişlerdir. Böyle
hükmedenlerin bazıları şu zatIardır: Ali bin Ebi Talib, İbn-i Ömer, İbn-i
Abbas, Ebu Hureyre, Ebu Berze el-Eslemi, Tavus, Said bin el-Müseyyeb, Ata, Kadı
Şüreyh, Hasan-ı Basri, Şa'bi, Zühri, Evzai, İbn-i Ebi Zi'b Süfyan bin Uyeyne,
Şafii, İbnü'l-Mübarek, Ali bin el-Medeni, Ahmed bin Hanbel, İshak bin Rahuveyh,
Ebu Sevr, Ebu Ubeyd, Buhari. diğer hadisçiler ve başkaları. Allah cümlesinden
razı olsun.
Ebu Hanife ile
Malik'e göre akid yapılınca satış kesinleşmiş olur. Satıcı ile alıcı, akid
yapıldıktan sonra, henüz akdi yaptıkları yerden ayrılmamış olsalar bile bunu
feshedemezler. Rabia da böyle demiştir. Bu kavil Nehai'den de nakledilmiştir.
Sevri'den yapılan bir rivayet de böyledir. Allah hepsinden razı olsun.
Nevevi sözüne
devamla şöyle söyler: Bu babta rivayet edilen sahih hadisler, ikinci grubun
görüşünü reddeder ve bunların bu hadislere karşı sahih bir cevabları yoktur.
Doğrusu, satıcı ile alıcıya anılan muhayyerIik hakkmın varlığıdır. Cumhurun
görüşü böyledir. Allah daha iyi bilir."
Avnü'l-Mabud
yazarı da Cumhurun görüşünü tercih etmiş ve: Satıcı ile alıcmın ayrılmasından
maksad bedenen biribirinden ayrılmalarıdır, demiştir.
Nehai ve rey
ehIi, hadisteki ayrılmayı, satıcı ile alıcının satış akdini bitirmeleri ile
konuşmalarını tamamlamaları manasına yorumlamışlardır. Bunlara göre ayrılmak
söz ve konuşmanın kesilmesidir. Tarafların bedenen ayrılmaları değildir ..
Hattabi: Eğer
hadis, Nehai'nin dediği gibi yorumlanırsa, hadis faydasız ve manasız olur.
Şöyle ki: Hadisin manası şöyie olur: «Satıcı ile alıcı akid işini tamamladıkça,
yani satıcı, sattım ve alıcı, satın aldım, demedikçe taraflar serbesttir.»
Halbuki herkesin malumu olduğu üzere, satıcı, satış akdini yapmadıkça kendi
malında muhayyer ve serbesttir. Keza müşteri bir malın satın alınmasını kabul
ettim, demedikçe, muhayyer ve serbesttir. Bunu herkes bildiği için hadis neyi
ifade etmiş olur, demiştir.
Bu hususta daha
geniş bilgi almak isteyenler hadis kitablarının şerhlerine müracaat etsinler.