SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-TİCARAT

<< 2183 >>

DEVAM: 17- SATICI VE ALICI BİRİBİRLERİNDEN AYRILMADIKÇA (YAPTIKLARI SATIŞ AKDİNİ KABUL VE RED HUSUSUNDA) MUHAYYERDİRLER, BABI

 

حدّثنا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى وَ إِسْحَاقُ بْنُ مَنْصُورٍ قاَلاَ حدّثنا عَبْدُ الصَّمَدِ حدّثنا شُعْبَةُ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ اَلْحسَنِ عَنْ سَمُرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللّهِ  

- ((الْبَيِّعاَنِ بالْخِياَرِ مَالَمْ يَتَفَرَّقاَ))

 

Semure (b. Cündüb) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Satıcı ile alıcı (akidden sonra) birbirinden ayrılmadıkça (satış akdini bozmakta) serbesttirler.»

 

 

Diğer tahric: Nesai

 

AÇIKLAMA: İlk hadis, Kütüb-i Sitte'nin hepsinde rivayet edilmiştir. Müslim ve Nesai'deki hadis metni buradakinin aynısıdır. Diğerleri kısadır. Ben bu hadisi terceme ederken «Tahyir» kelimesini kullandım. Satıcı ile alıcıdan birisinin diğerini tahyir etmesinin manası şudur: Bunlardan birisinin diğerine: Yapılan satış akdinin kesinleşmesi, yani bundan dönüş yapmama şıkkını seç, demesi ve muhatabın da bu şıkkı seçmesidir. Tahyir kelimesi ile kasdedilen mana uzun olduğu için tercemede tahyir kelimesini kullanmayı tercih ettim. Hadisin manasının hulasası şudur:

Satıcı ile alıcı satış akdini yaptıktan sonra biribirinden aynlırlarsa, mesela birisi kalkıp giderse, yapılan satış akdi kesinleşmiş olur. Artık akdi bozamazlar. Keza akidden sonra bunlardan birisi diğerini tahyir ederse, yani akdin kesinleşmesi şıkkını seçmesini teklif edip, diğeri de, bu şıkkı seçerse, akid kesinleşmiş olur. Akdin kesinleşme şıkkını tercih eden taraf, artık akdi bozamaz ve yapılan alım satımdan cayamaz. Tahyir işi satış akdinin hemen arkasında ve taraflar henüz biribirinden ayrılmamış iken de yapılırsa hüküm budur. Eğer taraflardan birisi diğerini tahyir edip, karşı taraf susarsa susan taraf, oradan ayrılmadan akdi feshedebilir. Çünkü, akdin kesinleşmesi şıkkını tercih etmemiştir. Kendisine tahyir teklifinde bulunan taraf ise en sahih kavle göre akdin kesinleşmesini kabullenmiş sayılır ve dolayısıyla akdi feshedemez.

 

Nevevi bu hadisin şerhinde şöyle der: "Bu hadis, satış akdinden sonra satıcı ile alıcı, akdin yapıldığı meclisten ayrılıncaya kadar, akdi feshetme hakkına sahib olduklarına delalet eder. Bunlar bedenen biribirinden ayrılınca (mesela birisi o meclisten çıkarsa) akid kesinleşmiş olur, feshedilemez.

 

Sahabilerin, tabiiIerin ve bunlardan sonra gelenlerin cumhuru böyle hükmetmişlerdir. Böyle hükmedenlerin bazıları şu zatIardır: Ali bin Ebi Talib, İbn-i Ömer, İbn-i Abbas, Ebu Hureyre, Ebu Berze el-Eslemi, Tavus, Said bin el-Müseyyeb, Ata, Kadı Şüreyh, Hasan-ı Basri, Şa'bi, Zühri, Evzai, İbn-i Ebi Zi'b Süfyan bin Uyeyne, Şafii, İbnü'l-Mübarek, Ali bin el-Medeni, Ahmed bin Hanbel, İshak bin Rahuveyh, Ebu Sevr, Ebu Ubeyd, Buhari. diğer hadisçiler ve başkaları. Allah cümlesinden razı olsun.

 

Ebu Hanife ile Malik'e göre akid yapılınca satış kesinleşmiş olur. Satıcı ile alıcı, akid yapıldıktan sonra, henüz akdi yaptıkları yerden ayrılmamış olsalar bile bunu feshedemezler. Rabia da böyle demiştir. Bu kavil Nehai'den de nakledilmiştir. Sevri'den yapılan bir rivayet de böyledir. Allah hepsinden razı olsun.

 

Nevevi sözüne devamla şöyle söyler: Bu babta rivayet edilen sahih hadisler, ikinci grubun görüşünü reddeder ve bunların bu hadislere karşı sahih bir cevabları yoktur. Doğrusu, satıcı ile alıcıya anılan muhayyerIik hakkmın varlığıdır. Cumhurun görüşü böyledir. Allah daha iyi bilir."

 

Avnü'l-Mabud yazarı da Cumhurun görüşünü tercih etmiş ve: Satıcı ile alıcmın ayrılmasından maksad bedenen biribirinden ayrılmalarıdır, demiştir.

 

Nehai ve rey ehIi, hadisteki ayrılmayı, satıcı ile alıcının satış akdini bitirmeleri ile konuşmalarını tamamlamaları manasına yorumlamışlardır. Bunlara göre ayrılmak söz ve konuşmanın kesilmesidir. Tarafların bedenen ayrılmaları değildir ..

 

Hattabi: Eğer hadis, Nehai'nin dediği gibi yorumlanırsa, hadis faydasız ve manasız olur. Şöyle ki: Hadisin manası şöyie olur: «Satıcı ile alıcı akid işini tamamladıkça, yani satıcı, sattım ve alıcı, satın aldım, demedikçe taraflar serbesttir.» Halbuki herkesin malumu olduğu üzere, satıcı, satış akdini yapmadıkça kendi malında muhayyer ve serbesttir. Keza müşteri bir malın satın alınmasını kabul ettim, demedikçe, muhayyer ve serbesttir. Bunu herkes bildiği için hadis neyi ifade etmiş olur, demiştir.

 

Bu hususta daha geniş bilgi almak isteyenler hadis kitablarının şerhlerine müracaat etsinler.