SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-TİCARAT

<< 2189 >>

DEVAM: 20- SENİN YANINDA (= MÜLKİYETİN ALTINDA) BULUNMAYAN BİR MALI SATMAKTAN VE (SATIN ALINIP DA HENÜZ) TESLİM ALINMAMIŞ BİR MALIN (BAŞKASINA SATILIP) KARINDAN NEHİY BABI

 

حدّثنا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ حدّثنا مُحَمَّدُ بْنُ الْفُضَيْلٍ عَنْ لَيْثٍ عَنْ عَطَاءٍ عَنْ عَتَّابِ قَالَ لَمَّا بَعَثَهُ رَسُولُ اللّهِ صَلَّى اللّهُ عَلِيهِ وَسَلَّم إِلَى مَكَّةَ نَهاَهُ عَنْ شِفِّ مَالَمْ يُضْمَنْ

 

في الزوائد : في إسناده ليث بن أبي سليم ضعيف ومدلس وعطاء هو ابن أبي رباح لم يدرك عتابا

 

Attab bin Esid (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kendisini Mekke'ye (vali olarak) gönderdiği zaman kendisini, teslim alınmamış bir malın karından men etmiştir.

 

Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde bulunan Leys bin Ebi Selim zayıf ve tedlisçidir. Ravi Ata. bin Ebi Rabah da Attab'a yetişmemiştir.

 

AÇIKLAMA: Hakim bin Hizam ve Abdullah (r.a.)'nın hadislerini diğer üç sünen sahibIeri de rivayet etmişlerdir. Attab (r.a.)'ın hadisi ise Zevaid türündendir. Bunun senedi zayıf ise de ifade ettiği hüküm bir önceki hadis'te de ifade edilmiştir.

 

Hakim'in Ebu Davud ile Tirmizi'nin yanındaki hadisi biraz daha uzuncadır. Ebu Davud'un yanındaki rivayette mevcut soru şekli şöyledir: (Müşteri) adam bana gelir ve yanımda (= mülkiyetimde) bulunmayan satılık mal ister. Ben onun için (Yani ona devretmek üzere) çarşıdan mal satın alabilir miyim?"

 

Tuhfe yazarı bu soru ile kasdedilen manayı şöyle açıklar: Yani kişi mülkiyeti altında bulunmayan bir malın satış akdini yapıp sonra o malı piyasadan satınalarak o kişiye teslim edebilir mi?

 

Resul-i Ekrem (s.a.v.), satış akdi yapılırken satıcının mülkiyeti altında bulunmayan bir malın satılmasını yasaklamıştır.

 

Selem denilen satış nevi bu hükmün dışındadır. Selem: Teslim edilmesi şart koşulan zaman ve yerde piyasada bulunan bir malın aydınlatıcı vasıfları tesbit edilmek sureti ile bilahare satıcı tarafından temin edilmek ve tayin edilen vadede ve yerde alıcıya teslim edilmek üzere yapılan satış çeşididir. Mesela: 10 litre süzülmüş inek yağının beher litresi 100 liradan olmak kaydı ile beş ayın bitiminde şu yerde teslim edilmek üzere bir satış-akdi yapılır. Müşteri yağ bedelini peşin verir. Satıcı da belirtilen evsaftaki yağı, gösterilen vadede müşteriye teslim eder. Böyle bir satışa selem denilir. Bununla ilgili gerekli bilgi. 2280 - 2282 nolu hadisler bölümünde verilecektir.

 

Selem ve selef ismi verilen satış çeşidinin meşruluğu numaraları verilen hadisler ve. benzeri hadislerle sabit olduğu için buradaki hadislerde yasaklanan satışlar selem'in dışında kalan satışlara mahsustur.

 

Ölçü, tartı ve sayı birimleri ile mikdarı apaçık bir şekilde tesbit ve tayin edilemeyen mallarda selem olmaz. Dolayısı ile buradaki yasağın kapsamına girer .. ,

 

Bunu da bir misal ile aydınlatalım: Mesela müşteri, satıcıya müracatla birtakım misafir koltuğu ister. Satıcı bu mal bulunmadığı halde satış akdini yapar. Sonra gidip bu malı temin eder ve müşteriye teslim eder. İşte bu akid fasiddir. Çünkü akid yapılırken anılan takım satıcının mülkiyeti altında değildi. Satıcı, kendisinin henüz almamış olduğu bu takımı akidden önce müşteriye bir bahane ile gösterse bile hüküm aynıdır. Fakat satıcı müşteri ile görüşüp satış akdini yapmadan önce gidip o takımı satın alıp, teslim aldıktan sonra müşteriye satarsa, bunda bir sakınca yoktur. Çünkü bu takdirde kendi mülkiyeti ve eli altında bulunan bir malı satmış olur.

 

Şerhü's-Sünne'de bu hadisin selem'in dışında kalan malların satışına ait olduğu belirtildikten sonra: Efendisinden kaçıp nereye gittiği bilinmeyen kölenin satışı, satınalınmış olup henüz teslim alınmamış bir malın satışı ve başkasının malını sahibinden izin almadan satmak da bu hadisin hükmüne tabidir. Çünkü bunların hiç birisinin satıcının mülkiyeti altında olduğu kabul olunmaz. Başkasının malını ondan habersiz satmanın caiz olmamasının sebebi, mal sahibinin bunu kabul edip etmiyeceğinin bilinmemesidir. Şafii böyle demiştir. Ebu Hanife'nin arkadaşları, Malik ve Ahmed'e göre bu satışın geçerliliği mal sahibinin tasvibine bağlıdır. O, kabul ederse bu satış geçerli sayılır, diye bilgi verilmiştir.

 

Bu hadis, kişinin mülkiyeti altında bulunmayan veya alıcıya teslim etmeye gücünün yetmediği bir malı satmasının haramlığına delalet eder.

 

Bu babın ikinci ve üçüncü hadisi satın alınıp henüz teslim alınmamış bir malın satılmasını yasaklar ve elde edilecek kar'ın helal olmadığını bildirir. Böyle bir satış da geçersizdir. Çünkü henüz ilk satıcıdan teslim alınmamıştır. Telef ve helak olmasından ilk satıcı sorumludur. Evvela ilk satıcıdan teslim alınır. Sonra alıcı onu satabilir. Şerhü's-Sünne'de: Bir mal satıldıktan sonra, alıcısına teslim edilmediği sürece, o malın sorumluluğu satıcısına aittir. Yani zayi veya helak olsa bunun zarar ve ziyanı satıcıdan tazmin edilir. Alıcısı sorumlu değildir. Alıcı zarardan sorumlu değil iken kar etme hakkı da yoktur, denilmiştir,