DEVAM: 32- YAŞ
MEYVALARI (YENİLMEYE) ELVERİŞLİLİĞi BELİRMEDEN ÖNCE (AĞACı ÜSTÜNDE VE AĞAÇTAN
AYRI) SATMANIN YASAKLIĞI BABI
حدّثنا
مُحَمَّدُ بن
المثنى
حدّثنا حجاج
حدّثنا حماد
عَنْ حميد
عَنْ أَنَسِ
بْنِ مَالِكٍ
أَنَّ
رَسُولَ
اللّهِ صلى اللّه
عليه وسلم - نهى
عَنْ بيع
الثمرة حتى
تزهو و عَنْ بيع
العنب حتى
يسود و عَنْ
بيع الحب
حتَّى يشتد
Enes bin Mâlik
(r.a.)'den; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), meyvayı,
kızanncaya veya sararıncaya kadar (ağacı üstünde ve ağaçtan ayrı) satmayı, yaş
üzümü yenilebilirliği belirtisi görülünceye kadar (ağacı üzerinde ve ağaçtan
ayrı) satmayı ve hububata, taneleri sertleşip kuvvetleninceye kadar satmayı
yasakladı.
AÇIKLAMA: Bu hadisin yaş meyvanın satılması ile ilgili ilk
cümlesini Buhari ve Müslim de, yaş üzüm ve hububatın satılmasına ait kısmını
Ebu Davud ve Tirmizi de rivayet etmişlerdir.
Bu babta
rivayet edilen hadislerin zahirine göre ağaç üstündeki meyvalar sararmak veya
kızarmak sureti ile yenilebilirliğinin alameti görülmedikçe ağaçtan ayrı olarak
satılamaz. satmalınamaz. Ağaçla beraber satılmasına ait hükümler ise bundan
önceki babta geçen hadisler bölümünde geçmiştir. Meyvalar kızarınca veya
sararınca yirre bu hadislerin zahirine göre alınır ve satılır. Çünkü bu
durumdaki meyvanın alıcısının malı zayi edilmiş sayılmaz. Ama meyva, nevine
göre kızarmadan veya sararmadan satılırsa satıcı, batıl yolla müslüman
kardeşinin malını yemiş, müşteri de malını zayi etmiş olur. Hadislerde geçen
"Salah" kelimesinin buradaki manası meyvanın kızarmak veya sararmak
sureti ile yemeye yaramasıdır. Büduv kelimesi de bu halin belirmesi ve
görülmesidir. Meyvaya bu halden önceki durumunda koruk dersek, Büduvv-i Salah
hali, onun korukluk halinden çıkıp olgunlaşmaya yüz tutması halidir,
diyebiliriz. Müslim'in rivayetine göre hadisin ravisi İbni Ömer (r.a.)'a
"Meyvanın salah'ı nedir?" diye sorulmuş ve kendisi: "Meyvanın
Metinin gitmesidir," diye cevap vermiştir. Yani meyva kuvvetlenmiş ve
dolu. şiddetli rüzgar gibi bir tabii afetle dökülmesi tehlikesi pek
kalmamıştır. Meyvanın bu haline Salah hali denilir.
Aşağıda bu
hadislerin hükümlerini ve alimlerin konu ile ilgili görüşlerini anlatırken
Büduvv-i salah ifadesi yerine "Olgunlaşma alameti görülmesi"
ifadesini kullanacağım.
Avnü'I-Mabüd
yazarı bu hadislerin şerhi bölümünde şöyle der: ''İbni Ömer'in hadisine göre,
meyvalarda olgunlaşma alameti görüldükten sonra ağaç üstünde iken satılması
caiz ve sahihtir. Bu satış yapılırken meyvaların hemen kesilmesi veya tam
olgunlaşıncaya kadar ağaç üstünde kalması şartı konulsun veya hiç söz konusu
edilmesin hüküm budur. Meyvaların Olgunlaşma alametinin görülmesi kaydının
hikmet ve anlamı şudur: Bu durumdan sonra afetlerden korunması nisbeten mümkündür.
Bundan önceki durumda afetlerden çabucak etkilenir. Cumhur yukarda anlattığım
hükmü vermiştir.
Ebu Hanife'ye
göre ağaç üstünde ipka edilmesi şartı koşulduğu takdirde meyvaların, olgunlaşma
alameti görülmeden önce veya sonra satılması batıl ve geçersizdir. Satıştan
hemen sonra kesilip toplatılması şartı koşulmadığı takdirde ise her iki durumda
da satışı sahihtir. Yani ister olgunlaşma alameti görülmüş olsun ister
görülmemiş olsun fark etmez ..
Bir ağacın
üstündeki meyvalardan yalnız bir tanede olgunlaşma alametinin görülmesi
kafidir. O bahçede bulunan o nevi meyva'ların hepsinin satışı için aranan olgunlaşma
alarnetinin görülmesi şartı gerçekleşmiş sayılır. Allah Teala uzun süre
yararlanmamızı sağlamak hikmetine binaen meyvanın tamamını bir arada
olgunlaştırmıyor peyderpey olgunlaştırıyor. Bu itibarla meyvanın tamamının
olgunlaşmasını satış için şart koşarsak, bu şart gerçekleşmeden satış cihetine
gidilemez. Bundaki sakınca ve güçlük ise malumdur.
Meyvada
olgunlaşma alameti görülmeden önce kesildiği takdirde ondan yararlanmak mümkün
ise satılması icma ile sahihtir. Buna örnek üzüm koruğudur. Kastalani,
Buhari'nin şerhinde bu hükmü anlatmıştır."
Tuhfe yazarı
ise konu hakkında şöyle nakiller yapar: "Meyvalarda olgunlaşma alameti
görülmeden önce satılması hususunda el-Hafız, el-Fetih'te: Bu hususta alimler
değişik görüşler beyan etmişlerdir. Şöyle ki:
1. İbni Ebi
Leyla ve Sevri'ye göre satış mutlaka batıldır. (Yani meyvaların hemen kesilmesi
veya ipka edilmesi şart edilsin edilmesin hüküm budur. Ancak bu hususta icma
vardır, diyenler yanılmışlardır.
2. Yezid bin
Ebi Habib'e göre meyvaların ibkası şartı bile konsa satışı sahihtir. Bu hususta
icma vardır, diyenler de yanılmıştır .
3. Şafii,
Ahmed, Cumhur ve bir rivayetinde Malik'e göre hüküm şöyledir: Eğer meyvaların
satıştan hemen sonra kesilmesi şart edilirse, satış batıl değildir. Aksi
takdirde batıldır.
4. Hanefiler'in
ekserisi: Satış akdi yapılırken, meyvaların tam olgunlaşıncaya kadar ibkası
şartı konmamış ise satış sahihtir. Hadislerdeki yasaklama henüz mevcud olmayan
meyvalar hakkında yorumlanır, demişlerdir. Bir kavle göre hadisler zahirine
göre manalandırılır. Ancak bunlardaki yasaklama tenzihen mekruhluk manasınadır,
diye bilgi vermiştir. (eI-Fetih'ten alınan bilgi bitti.)
Şevkani de
en-Neyl'de: Bilmiş ol ki, bu babta rivayet olunan hadisler ve benzeri
hadislerin zahirine göre olgunlaşma alameti görülmeyen meyvaların bu durumda
iken satılması yasaktır ve yapılan satış akdi batıldır. Çünkü yasaklama o
satışın geçersizliğine delalet eder. Meyvalar anılan durumda iken; kesilmesi
şartı ile satılabilir, diyenler, yasaklayıcı hadislerin manalarını
hususileştirmeye ve kısıtlamaya elverişli delil göstermek durumundadırlar. Bu
hususta icma vardır. diyenlerin sözü de sıhhatlı değildir. Çünkü yukarda
görüldüğü gibi ilk görüş sahibIeri bu durumdaki satışın mutlaka batıl olduğunu
söylemişlerdir. Kesmek şartı ile bu durumdaki meyvaların satılmasının
caizliğini savunanlar birtakım illetler (sebebIer) göstermişler ise de bunlar,
nass olan buradaki hadisler karşısında geçerli değillerdir. Hak olan ilk
görüştür. Yani kesme şartı olsa bile meyvalarda olgunlaşma alameti görülmedikçe
yapılacak satış geçersizdir.
Yine bu
hadislerin zahirine göre meyvalarda olgunlaşma alameti görülünce yapılacak
satış sahihtir. Meyvaların ağaçta ibka edilmesi şartı konulsun veya konulmasın
hüküm aynıdır. Çünkü Şari-i Hakim, satış yasağını, meyvaların olgunluk
alametini göstermeye başlaması zamanı ile sınırlandırmıştır. Şu halde bu
zamandan sonraki durumun hükmü ayrıdır.
Meyvalar
olgunluk alametini göstermeye başlayınca, hemen kesmek şartı ile satılması
caizdir, fakat ibka edilmesi şartı ile satılması caiz değildir, diyenler
davalarını delil ile ispatlamak durumundadırlar, diye bilgi vermiştir."
(Tuhfe'den yapılan nakil bitti.)
Enes {r.a.)'ın
hadisinden şu hüküm de çıkarılıyor: Buğday, arpa ve bunlar gibi hububat nevinin
taneleri sertleşip kuvvetlenince başak halinde iken satılabilir. Malik;
Kufe'liler ve alimlerin ekserisi böyle hükmetmişlerdir. Nevevi'nin Müslim'in
şerhinde beyan ettiğine göre Şafii mezhebindeki hüküm şöyledir: Arpa ve darı
gibi taneleri açıkta bulunan hububat başak halinde iken taneleri sertleştikten
sonra satılabilir. Fakat buğday gibi taneleri başak içinde gizli olan hububat
nevi başak halinde iken satılamaz. Ancak harman etmek gibi bir yolla kabuğu
giderildikten sonra satılabilir.
Hububatın,
taneleri sertleşmeden önce satılması ise yukarda geçen Büduvv-i salah, yani
olgunlaşma alametinin görülmesi meselesinin hükmüne tabidir. Yani olgunlaşma
alameti görülmeyen meyvaların satılmasının caiz olup olmadığı hususunda yukarda
geçen ihtilaf, taneleri henüz sertleşmemiş hubübat nevinin satılması hakkında
da mevcuttur. Mühim olan bir noktasını belirteyim: Ebu Hanife'ye göre, taneleri
olgunlaşıncaya kadar ibkası şartı ile başakların satışı sahih değildir. Böyle
bir şart koşulmadan yapılan satış sahihtir. Başaklardaki taneler sertleşmemiş
iken yapılan hubübat satışında, hemen kesilmesi şart edilirse satış sahihtir,
diyen alimler ekseriyeti teşkil ederler.
Çıkan hulasa:
Ekilen buğday, arpa ve darı gibi hubübat henüz başaklanmamış iken veya
başaklanıp da taneleri sertleşmemiş iken, tam olgunlaştıktan sonra biçilmek
kaydı ile yapılan satışlar Cumhür'a göre batıl ve geçersizdir. Memleketimizde
bazı zamanlarda bu tür satışlar yapılmaktadır. Bu gibi satışlardan kaçınmak
gerekir. Satıcı da alıcı da mes'uldür.