SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-TİCARAT

<< 2225 >>

DEVAM: 36- (ALIM SATIMLARDA) HİYLE VE ALDATMADAN NEHİY BABI

 

حدّثنا أَبُو بكر بن أَبِي شَيْبَةَ حدّثنا أَبُو نعيم حدّثنا يونس بن اللّهِ إِسْحَاقُ عَنْ اللّهِ إِسْحَاقُ عَنْ اللّهِ داود عَنْ اللّهِ الحمراء قاَلَ : رأيت رَسُولَ اللّهِ صلى اللّه عليه وسلم مر بجنبات رجلٍ عنده طعام في وعاء فأدخل يده فيه فَقَالَ -((لَعَلَّكَ غَشَشْتَ مَنْ غَشَّنَا فَلَيْسَ مِنَّا))

 

في الزوائد : في سنده أبو داود وهو نُفَيع بن الحارث الأعمى أحد الضعفاء المتروكين وقال ابن عمر: أبو الحمراء اتفقوا على ضعفه وكذّبه بعضهم وأجمعوا على ترك الرواية عنه ونسبه ابن معين إلى الوضع نعم للمتن شاهد تقدم

 

Ebu'I-Hamra' (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i gördüm: Kendisi, yanında bir kab içinde bir mikdar (satılık) zahire bulunan bir adam'ın yakınlarından geçti ve mübarek elini o zahirenin içine soktu. Sonra adama: «Sen galiba hile etmişsin. Kim bize hile eder — aldatır —sa, o bizden değildir,» buyurdu.

 

Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde Ebu Davud künyeli bir ravi vardır. Bu adam, Nüfey' bin el-Haris el-Ama olup terkedilmiş zayıf ravilerden birisidir. İbn-i Ömer: Alimler, Ebu'l-Hamra'nın zayıflığı üzerinde ittifak etmişler. bazıları da onu tekzib etmişler ve ondan rivayet etmeyi bırakmak için icma etmişlerdir, demiştir. İbn-i Main de onun mevzu hadisleri rivayet ettiğini söylemiştir. Ama buradaki hadisini teyid eden yukardaki hadis mevcuttur. O hadis bu hadisin şahididir.

 

AÇIKLAMA: Ebu Hureyre (r.a.)'ın (2224.) hadisini Müslim, Ebu Davud ve Tirmizi de rivayet etmişlerdir. Tirmizi ve Ebu Davud'un rivayetlerindeki metin uzuncadır. Tirmizi'dekinin meali şöyledir: "ResUluIlah (s.a.v.) (satılık) bir küme zahirenin yanından geçti de elini kümenin içine soktu. Parmakları ıstandı. Bunun üzerine: "Ey zahire sahibi! Bu (ıslaklık) nedir?'' buyurdu. Zahire sahibi: Yağmurdan ıslandı, diye cevab verdi. Resul-i Ekrem (s.a.v.): ''O halde, ıslak kısmı niçin kümenin üstüne koymadın ki herkes görebiısin'' buyurduktan sonra: ''Kim hiyle ederse - aldatırsa - o bizden değildir,'' buyurdu."  Tirmizi bu hadisin hasen-sahih olduğunu söylemiştir.

 

''Hiyle edip aldatan kimse bizden değildir," buyurulmuştur. "Bizden değildir" ifadesi ile kasdedilen mana ile ilgili olarak Avnü'l-Mabud yazarı şu nakilleri yapar: Hattabi: Yani bizim yolumuz ve ahlakımız üzerinde değildir. Çünkü din kardeşine hiyle eden onu aldatan bir kimse bana uymayı ve yoluma sarılmayı terk etmiştir. Bazı alimlere göre bunun manası; Böyle davranan kimse müslüman değildir, denilmiş ise de bu yorum sıhhatlı değildir. Cümlenin sıhhatlı yorumu benim dediğim yorum şeklidir, demiştir.

 

Nevevi de Müslim'in rivayetindeki ''Benden değildir,''. buyruğun şerhinde: Yani böyle davranan kimse benim ilmime, amelime ve güzel yoluma uyup gösterdiğim hidayet prensibine riayet edenlerden değildir. Nasıl ki evladının hareketlerini beğenmeyen adam, evladına: Sen benden değilsin, der. Süfyan bin Uyeyne bu tür yorumlamadan hoşlanmazdı ve şöyle derdi: Bu nevi yorumlama iyi değildir, buyurulan tehdidin daha etkili olması açısından böyle yorum yapmayıp olduğu gibi bırakmak gerekir, diye bilgi vermiştir.

 

Avnü'l-Mabud yazarı yukardaki nakilleri yapar ve bu arada: Bu hadis, alım satımlarda hiyle etmenin, bir müslümanı aldatmanın haramlığına delalet eder. Bu hüküm hakkında icma vardır, der."