3- BİR SADAKA VERİP
SONRA ONA MİRASÇI OLANIN BABI
حدّثنا
عَلِيُّ بْنُ
مُحَمَّدٍ.
ثنا وَكِيْعٌ
عَنْ
سُفْيَانَ،
عَنْ عِبْدِ
اللهِ بْنِ عَطَاءٍ،
عَنْ عِبْدِ
الله اْبنِ
بُرَيْدَةَ،
عَنْ
أَبِيهِ؛ قَالَ:
جَاءَتْ
امْرَأَةٌ
إِلَى
الْنَّبِيِّ
صلى الله عليه
وسلم
فقَالَتْ: يَا
رَسُولَ اللهِ!
إِنِّي
تَصَدَّقِتُ
عَلَى أُمِّي
بِجَارِيةٍ.
وَإِنَّهَا
مَاتَتْ.
فَقَالَ: ((آجَرَكِ
اللهُ!
وَرَدَّ
عَلَيْكِ الْمِيْرَاثَ)).
Büreyde (bin
el-Husayb) (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Bir kadın, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'e gelerek: Yâ Resulallan! Ben anneme (genç) bir cariyeyi sadaka olarak
verdim. Annem de öldü (ve o cariyeyi bıraktı), dedi. Bunun üzerine Resûl-i
Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (kadına) şöyle buyurdu: «Allah seni
sevablandırdı ve (cariyeyi) mirasla sana geri verdi..»