DEVAM: 7- ZİNA HADDİ
(YANİ CEzASI) NIN BEYANI BABI
حدّثنا
بَكْرِ بْنُ
خَلَفٍ أَبُو
بِشْرٍ. ثنا
بحيى بْنُ
سعِيدٍ عَنْ
سَعشيد بْنُ
أَبِي عَرُوبَةض
عَنْ
قَتَادَةَ،
عَنْ يُونُسَ
بْنُ
جُبَيْرٍ ،
عَنْ حِطَّنَ
بْنُ عَبْد
اللهِ، عَنْ
عُبَادَةَ بْنُ
الصَّامِتِ؛
قال: قَالَ
رَسُول الله
صلى الله عليه
وسلم: ((خُذُوا
عَنِّي. قَدْ
جَعَلَ اللهُ
لَهُنَّ
سَبِيلاً.
البِكْرُ
بِالبِكْرِ
جَلْدُ
مِائَةٍ
وَتَغْرِيبُ
سَنَةٍ.
وَالثَّيِّبُ
بِالثَّيِّبِ
جَلْدُ
مِائَةٍ وَ الرَّجْمُ)).
Ubâde bin
es-Sâmit (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «(Zina cezasının hükmünü) benden alınız. Allah
şüphesiz o (zina eden) kadınlar için bir yol açtı. Bekâr (erkeğin) bekâr (kadın)
la (zina etmesi cezası) yüz değnek ve bir yıl sürgündür. Seyyib (sahîh nikâhla
evlenip bir defa olsun eşiyle birleşen erkeğin) seyyib (kadın) la (zina etmesi
cezası) yüz değnek ve recimdir.»
Diğer tahric:
Müslim, Ebu Davud, Tirmizi ve Nesai de rivayet etmişlerdir.
AÇIKLAMA: 2549. hadis Kütüh-i Sitte'nin hepsinde rivayet olunmuştur. Bu hadis
yukarda isimleri anılan Üç sahabi tarafından rivayet edilmiştir. Buhari, Müslim
ve Ebu Davud'un rivayetlerinde bunlardan ŞibL (r.a.)'ın ismi geçmiyor. Bunun
sebebi ise bu zatın sahabi olup olmadığı hususundaki ihtilaf olabilir. Resul-i
Ekrem (s.a.v.)'e müracaat eden hasımıar, O'nun Allah'ın kitabı ile hüküm
buyurmasını istemişlerdir. Bu istekten amaç O'nun sulh yoluyla meseleyi hal
etmemesidir. Çünkü hakim hasımıarın rızasıyla onlar arasında sulh yapabilir.
Hasımlar sulh yoluyla değil ilahi hükümle haklarında karar verilmesini istemek
üzere bu ifadeyi kullanmışlardır. Başka bir amaç söz konusu değildir. Zira,
hasımlar da Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in ilahi hükümden başka bir hüküm ve sisteme
göre hüküm vermeyeceğini biliyorlardı. Hadiste: ''Allah'ın kitabı ile hüküm
verme,. ifadesi kullanılmıştır. Tıybi: Burada kitab'tan maksad Kur'an-ı Kerim
değil ilahi hükümdür. Çünkü Kur'an'da zina edenin recmedilmesine dair bir hüküm
yoktur. Kitab'tan maksad Kur'an-ı Kerim olabilir. Bu takdirde hadiste anılan
olay zina eden muhsan yani evlinin recmedilmesine ait ayetin lafzını
neshedilmesinden önce olmuştur, der. (Tıybi'nin değindiği ayet ile ilgili
gerekli bilgi 2553 nolu hadisin izahı bölümünde verilecektir.)
Ravi, ikinci
hasmın daha dirayetli ve edebli olduğunu belirtmiştir. Avnü'l-Mabüd yazarı bu
nokta hakkında: Ravinin hasımları olaydan önce tanıması muhtemeldir. Bunun için
ikinci hasmın daha bilgili olduğunu belirtmiştir. Ravinin maksadı ikinci hasmın
bu olayla ilgili dini hükümler konusunda daha bilgili olduğunu beyan etmek
olabilir. Ya da ikinci hasmın huzur-i saadette daha edebli davranması ve
konuşmak için Resul-i Ekrem (s.a.v.)'den izin istemesi nedeniyle ravi bunun
daha dirayetli ve edebli olduğunu belirtmek istemiştir, diyerek
İrşadü's-Sari'den naklen bilgi verir.
Hadiste geçen
"Hadim" kelimesi köle ve cariye manalarında kullanılır. Ancak burada
cariye manası kasdedilmiştir. Çünkü bazı rivayetlerde cariye kelimesi kullanılmıştır.
Resul-i Ekrem
(s.a.v.) fidye olarak verilen koyunların ve cariyenin geri verilmesine
hükmetmiştir. Bu hüküm batıl ve fasid akid ile alınan malın geri verilmesinin
gerekliliğine delalet eder. Nitekim bu olayda fasid bir sulh yoluyla ödenen
meblağın geri verilmesi emredilmiştir.
Hadisten
çıkarılan diğer bir hüküm de bekar iken zina eden kimsenin cezasının yüz değnek
dövülmesi ve bir yıl süreyle başka bir memlekete sürülmesidir. Muhammed bin
Nasr, Kufe alimleri hariç, sürgün hükmü üzerinde ittifak edildiğini savunur.
İbnü'l-Münzir:
Resul-i Ekrem (s.a.v.) bu olayda Allah'ın kitabı ile hükmedeceğine yemin
ettikten sonra zina eden bekar kişinin yüz değnek dövülmesine ve bir yıl sürgün
cezasına çarptmlmasına hükmetmiştir. Allah'ın kitabının yegane açıklayıcısı
Resul-i Ekrem (s.a.v.)'dir. Allah'ın kitabının yegane açıklayıcısı ve
tefsircisi Resul-i Ekrem (s.a.v.)'dir. Ömer bin el-Hattab da bekar zaniyi bir
yıl sürgüne mahkum edip minber üzerinde bu hükmü ilan etti ve dört halife'nin
tatbikatı böyle devam etti. Sahabi-lerden bu hükme karşı çıkan da olmadı. Bu
itibarla sürgün hükmü üzerine icma edilmiştir, der.
Resul-i Ekrem
(Aleyhi's-salatü ve' s-selam) , sahabilerden Üneys'e: İlk hasmın kansına git.
Eğer zina ettiğini itiraf ederse onu recmet, buyurdu, Bu fıkranın zahirine göre
Üneys kadının zina edip etmediğini araştırmak üzere görevlendirilmiştir.
Halbuki, zina haddının tatbiki için suçun işlendiği yolunda araştırma ve suçu
meydana çıkarmaya çalışılmaz. Bilakis zina ettiğini itiraf eden kimseye bu itiraftan
dönüş yapma telkinini yapmak müstahabtır. Bu itibarla anılan fıkradan maksadın
şu olduğu alimlerce beyan edilmiş ve yorum yapılmıştır: İkinci hasım ilk hasmın
kansına zina isnad etmekle sanık durumuna düşmüştür. İsnad ettiği suç sübut
bulmazsa Kazif haddı olarak kendisine seksen değnek dövülmesi gerekir. Üneys
durumu kadına bildirmek ve gereğini yapmak üzere gönderilmiştir. Eğer kadın
zina suçunu itiraf etmezse kendisini zina ile itham eden tarafın Kazif haddine
çarptmlmasını taleb edebilir veya bağışlar. Şayet zina suçunu itiraf ederse o
zaman isnadda bulunan taraf Kazif cezasından kurtulmuş olur ve itirafta bulunan
kadın recmedilir. Çünkü evlidir. Kastalani ve Nevevi bu fıkradan maksadın bu
olduğunu ve alimlerin böyle yorum yaptıklarını bildirirler. Hadis, zina eden
evlinin recmedilmesi hükmünü de beyan eder.
Ubade (r.a.)'ın
hadisini Müslim, Ebu Davud, Tirmizi ve Nesai de rivayet etmişlerdir.
Bu hadisin
''Allah, şüphesiz o (zina eden) kadınlar için bir yol açtı'' cümlesinin aşağıda
yazılı Nisa suresinin 15. ayetine işaret olduğu, Nevevi tarafından beyan
edilmiştir.
Kadınlarınızdan
zina edenlere, bunu ispatlayacak aramzdan dört şahid getirin, şehadet ederlerse
o kadınlan, ölünceye veya Allah onlar için bir yol açıncaya kadar evlerde
tutunuz.''
Resul-i Ekrem
(s.a.v.) ayette sözü edilen yolu bu hadiste beyan etmiştir. Bu da bekar iken
zina eden erkek veya kadının yüz değnek dövülmesi ve bir yıl sürgün
edilmesidir. Sahih bir nikah ile evlenip bir defa olsun cinsel ilişkide
bulunduktan sonraki hayatında zina eden erkek veya kadının recmedilmesidir.
Hadiste durumu böyle olana Seyyib denilmiştir. Seyyib kelimesinin asıl manası
dul demektir. Fakat burda bu mana kasdedilmemiştir. Yukarda anlattığım mana
kasdedilmiştir.
Yukarda yazılı
ayet-i celilenin mensuh olup olmadığı yolunda ihtilaf vardır: Bir kavle göre
ayet mensuh değildir. Bu hadis bu ayetin tefsir ve açıklamasıdır. Yani ayet,
zina eden kadınların ölünceye veya Allah onlar için bir yol açıncaya kadar
evlerde tutulmalarını emreder. Sonra buyurulan hadis açılan yolun ne oldUğunu
açıklar. Diğer bir kavle göre bu ayetin, hükmü zina eden erkek ve kadının yüz
değnek dövülmelerini emreden Nür süresinin 2. ayetiyle neshedilmiştir. Bir
başka kavle göre bu ayet Seyyib iken zina edenler N ü r süresindeki ayet ise
bekar iken zina edenler hakkındadır.
Bu hadise göre
Seyyib iken zina eden erkek ve kadına önce yüzer değnek vurulur. Sonra
recmedilirler. Bir grub alim bu hadisin zahirini tutmuşlardır. Aii bin Ebi
Talib, Hasan-ı Basri. İshak bin Raheveyh, Davud ve Şafii'nin bazı arkadaşları
böyle hükmedenlerdendir.
Alimlerin
cumhüru ile Seyyib iken zina edenlere ayrıca yüz değnek vurmaya gerek yoktur.
Onları recmetmek, yani taşa tutmak süretiyle öldürmek yeterdir. Cumhürun delili
ise 2554, 2555 ve 2558 nolu hadisler ve benzeri hadislerdir. Çünkü bu gibi
hadislerde Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in zina edan Seyyib'leri recmettirdiği
bildirilmekte ve ayrıca bunlara yüzer değnek vurulduğundan söz edilmemektedir.
Hadis zina eden
bekar kişinin bir yıl sürgün edilmesinin vacibliğine de delalet eder. Bu hüküm
erkeğe de kadına da şümuııüdür.
Cuınhlir;un
görüşü de böyledir. Yani kadın ile erkek arasında bir fark yoktur. Bir yıl
sürgün edilir. Malik ve Evzai'ye göre sürgün cezası erkeğe aittir.
Kadın sürgün
cezasına çarptırılmaz. Aii bin Ebi Talib'den de bu kavil rivayet olunmuştur. Bu
grubun gerekçesi şudur: Kadın sürgün edilirse kötülüğe maruz bırakılmış olur.
Nitekim yanında mahremi olmadıkça yolculuğa çıkması yasaklanmıştır.
Haınste ''Bekar
erkek, bekar kadınla zina ederse, seyyib erkek seyyib kadınla zina ederse ...
'' hükmü umumidir. Yani zina edenlerin bu cezalara çarptırılması için iki
tarafın bekar veya iki tarafın evlenmiş olması şart değildir. Bekar kişi ister
bekar bir kimse ile zina etsin ister evli bir kimse ile zina etsin onun cezası
yüz değnek ve sürgündür. Keza evli kişi ister bir bekarla zina etsin ister bir
evli ile zina etsin onun cezası recmedilmesidir .