SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-HUDUD

<< 2550 >>

DEVAM: 7- ZİNA HADDİ (YANİ CEzASI) NIN BEYANI BABI

 

حدّثنا بَكْرِ بْنُ خَلَفٍ أَبُو بِشْرٍ. ثنا بحيى بْنُ سعِيدٍ عَنْ سَعشيد بْنُ أَبِي عَرُوبَةض عَنْ قَتَادَةَ، عَنْ يُونُسَ بْنُ جُبَيْرٍ ، عَنْ حِطَّنَ بْنُ عَبْد اللهِ، عَنْ عُبَادَةَ بْنُ الصَّامِتِ؛ قال: قَالَ رَسُول الله صلى الله عليه وسلم:  ((خُذُوا عَنِّي. قَدْ جَعَلَ اللهُ لَهُنَّ سَبِيلاً. البِكْرُ بِالبِكْرِ جَلْدُ مِائَةٍ وَتَغْرِيبُ سَنَةٍ. وَالثَّيِّبُ بِالثَّيِّبِ جَلْدُ مِائَةٍ وَ الرَّجْمُ)).

 

Ubâde bin es-Sâmit (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «(Zina cezasının hükmünü) benden alınız. Allah şüphesiz o (zina eden) kadınlar için bir yol açtı. Bekâr (erkeğin) bekâr (kadın) la (zina etmesi cezası) yüz değnek ve bir yıl sürgündür. Seyyib (sahîh nikâhla evlenip bir defa olsun eşiyle birleşen erkeğin) seyyib (kadın) la (zina etmesi cezası) yüz değnek ve recimdir.»

 

 

Diğer tahric: Müslim, Ebu Davud, Tirmizi ve Nesai de rivayet etmişlerdir.

 

AÇIKLAMA:     2549. hadis Kütüh-i Sitte'nin hepsinde rivayet olunmuştur. Bu hadis yukarda isimleri anılan Üç sahabi tarafından rivayet edilmiştir. Buhari, Müslim ve Ebu Davud'un rivayetlerinde bunlardan ŞibL (r.a.)'ın ismi geçmiyor. Bunun sebebi ise bu zatın sahabi olup olmadığı hususundaki ihtilaf olabilir. Resul-i Ekrem (s.a.v.)'e müracaat eden hasımıar, O'nun Allah'ın kitabı ile hüküm buyurmasını istemişlerdir. Bu istekten amaç O'nun sulh yoluyla meseleyi hal etmemesidir. Çünkü hakim hasımıarın rızasıyla onlar arasında sulh yapabilir. Hasımlar sulh yoluyla değil ilahi hükümle haklarında karar verilmesini istemek üzere bu ifadeyi kullanmışlardır. Başka bir amaç söz konusu değildir. Zira, hasımlar da Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in ilahi hükümden başka bir hüküm ve sisteme göre hüküm vermeyeceğini biliyorlardı. Hadiste: ''Allah'ın kitabı ile hüküm verme,. ifadesi kullanılmıştır. Tıybi: Burada kitab'tan maksad Kur'an-ı Kerim değil ilahi hükümdür. Çünkü Kur'an'da zina edenin recmedilmesine dair bir hüküm yoktur. Kitab'tan maksad Kur'an-ı Kerim olabilir. Bu takdirde hadiste anılan olay zina eden muhsan yani evlinin recmedilmesine ait ayetin lafzını neshedilmesinden önce olmuştur, der. (Tıybi'nin değindiği ayet ile ilgili gerekli bilgi 2553 nolu hadisin izahı bölümünde verilecektir.)

 

Ravi, ikinci hasmın daha dirayetli ve edebli olduğunu belirtmiştir. Avnü'l-Mabüd yazarı bu nokta hakkında: Ravinin hasımları olaydan önce tanıması muhtemeldir. Bunun için ikinci hasmın daha bilgili olduğunu belirtmiştir. Ravinin maksadı ikinci hasmın bu olayla ilgili dini hükümler konusunda daha bilgili olduğunu beyan etmek olabilir. Ya da ikinci hasmın huzur-i saadette daha edebli davranması ve konuşmak için Resul-i Ekrem (s.a.v.)'den izin istemesi nedeniyle ravi bunun daha dirayetli ve edebli olduğunu belirtmek istemiştir, diyerek İrşadü's-Sari'den naklen bilgi verir.

 

Hadiste geçen "Hadim" kelimesi köle ve cariye manalarında kullanılır. Ancak burada cariye manası kasdedilmiştir. Çünkü bazı rivayetlerde cariye kelimesi kullanılmıştır.

Resul-i Ekrem (s.a.v.) fidye olarak verilen koyunların ve cariyenin geri verilmesine hükmetmiştir. Bu hüküm batıl ve fasid akid ile alınan malın geri verilmesinin gerekliliğine delalet eder. Nitekim bu olayda fasid bir sulh yoluyla ödenen meblağın geri verilmesi emredilmiştir.

 

Hadisten çıkarılan diğer bir hüküm de bekar iken zina eden kimsenin cezasının yüz değnek dövülmesi ve bir yıl süreyle başka bir memlekete sürülmesidir. Muhammed bin Nasr, Kufe alimleri hariç, sürgün hükmü üzerinde ittifak edildiğini savunur.

 

İbnü'l-Münzir: Resul-i Ekrem (s.a.v.) bu olayda Allah'ın kitabı ile hükmedeceğine yemin ettikten sonra zina eden bekar kişinin yüz değnek dövülmesine ve bir yıl sürgün cezasına çarptmlmasına hükmetmiştir. Allah'ın kitabının yegane açıklayıcısı Resul-i Ekrem (s.a.v.)'dir. Allah'ın kitabının yegane açıklayıcısı ve tefsircisi Resul-i Ekrem (s.a.v.)'dir. Ömer bin el-Hattab da bekar zaniyi bir yıl sürgüne mahkum edip minber üzerinde bu hükmü ilan etti ve dört halife'nin tatbikatı böyle devam etti. Sahabi-lerden bu hükme karşı çıkan da olmadı. Bu itibarla sürgün hükmü üzerine icma edilmiştir, der.

 

Resul-i Ekrem (Aleyhi's-salatü ve' s-selam) , sahabilerden Üneys'e: İlk hasmın kansına git. Eğer zina ettiğini itiraf ederse onu recmet, buyurdu, Bu fıkranın zahirine göre Üneys kadının zina edip etmediğini araştırmak üzere görevlendirilmiştir. Halbuki, zina haddının tatbiki için suçun işlendiği yolunda araştırma ve suçu meydana çıkarmaya çalışılmaz. Bilakis zina ettiğini itiraf eden kimseye bu itiraftan dönüş yapma telkinini yapmak müstahabtır. Bu itibarla anılan fıkradan maksadın şu olduğu alimlerce beyan edilmiş ve yorum yapılmıştır: İkinci hasım ilk hasmın kansına zina isnad etmekle sanık durumuna düşmüştür. İsnad ettiği suç sübut bulmazsa Kazif haddı olarak kendisine seksen değnek dövülmesi gerekir. Üneys durumu kadına bildirmek ve gereğini yapmak üzere gönderilmiştir. Eğer kadın zina suçunu itiraf etmezse kendisini zina ile itham eden tarafın Kazif haddine çarptmlmasını taleb edebilir veya bağışlar. Şayet zina suçunu itiraf ederse o zaman isnadda bulunan taraf Kazif cezasından kurtulmuş olur ve itirafta bulunan kadın recmedilir. Çünkü evlidir. Kastalani ve Nevevi bu fıkradan maksadın bu olduğunu ve alimlerin böyle yorum yaptıklarını bildirirler. Hadis, zina eden evlinin recmedilmesi hükmünü de beyan eder.

 

Ubade (r.a.)'ın hadisini Müslim, Ebu Davud, Tirmizi ve Nesai de rivayet etmişlerdir.

Bu hadisin ''Allah, şüphesiz o (zina eden) kadınlar için bir yol açtı'' cümlesinin aşağıda yazılı Nisa suresinin 15. ayetine işaret olduğu, Nevevi tarafından beyan edilmiştir.

 

Kadınlarınızdan zina edenlere, bunu ispatlayacak aramzdan dört şahid getirin, şehadet ederlerse o kadınlan, ölünceye veya Allah onlar için bir yol açıncaya kadar evlerde tutunuz.''

 

Resul-i Ekrem (s.a.v.) ayette sözü edilen yolu bu hadiste beyan etmiştir. Bu da bekar iken zina eden erkek veya kadının yüz değnek dövülmesi ve bir yıl sürgün edilmesidir. Sahih bir nikah ile evlenip bir defa olsun cinsel ilişkide bulunduktan sonraki hayatında zina eden erkek veya kadının recmedilmesidir. Hadiste durumu böyle olana Seyyib denilmiştir. Seyyib kelimesinin asıl manası dul demektir. Fakat burda bu mana kasdedilmemiştir. Yukarda anlattığım mana kasdedilmiştir.

 

Yukarda yazılı ayet-i celilenin mensuh olup olmadığı yolunda ihtilaf vardır: Bir kavle göre ayet mensuh değildir. Bu hadis bu ayetin tefsir ve açıklamasıdır. Yani ayet, zina eden kadınların ölünceye veya Allah onlar için bir yol açıncaya kadar evlerde tutulmalarını emreder. Sonra buyurulan hadis açılan yolun ne oldUğunu açıklar. Diğer bir kavle göre bu ayetin, hükmü zina eden erkek ve kadının yüz değnek dövülmelerini emreden Nür süresinin 2. ayetiyle neshedilmiştir. Bir başka kavle göre bu ayet Seyyib iken zina edenler N ü r süresindeki ayet ise bekar iken zina edenler hakkındadır.

 

Bu hadise göre Seyyib iken zina eden erkek ve kadına önce yüzer değnek vurulur. Sonra recmedilirler. Bir grub alim bu hadisin zahirini tutmuşlardır. Aii bin Ebi Talib, Hasan-ı Basri. İshak bin Raheveyh, Davud ve Şafii'nin bazı arkadaşları böyle hükmedenlerdendir.

Alimlerin cumhüru ile Seyyib iken zina edenlere ayrıca yüz değnek vurmaya gerek yoktur. Onları recmetmek, yani taşa tutmak süretiyle öldürmek yeterdir. Cumhürun delili ise 2554, 2555 ve 2558 nolu hadisler ve benzeri hadislerdir. Çünkü bu gibi hadislerde Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in zina edan Seyyib'leri recmettirdiği bildirilmekte ve ayrıca bunlara yüzer değnek vurulduğundan söz edilmemektedir.

 

Hadis zina eden bekar kişinin bir yıl sürgün edilmesinin vacibliğine de delalet eder. Bu hüküm erkeğe de kadına da şümuııüdür.

 

Cuınhlir;un görüşü de böyledir. Yani kadın ile erkek arasında bir fark yoktur. Bir yıl sürgün edilir. Malik ve Evzai'ye göre sürgün cezası erkeğe aittir.

 

Kadın sürgün cezasına çarptırılmaz. Aii bin Ebi Talib'den de bu kavil rivayet olunmuştur. Bu grubun gerekçesi şudur: Kadın sürgün edilirse kötülüğe maruz bırakılmış olur. Nitekim yanında mahremi olmadıkça yolculuğa çıkması yasaklanmıştır.

 

Haınste ''Bekar erkek, bekar kadınla zina ederse, seyyib erkek seyyib kadınla zina ederse ... '' hükmü umumidir. Yani zina edenlerin bu cezalara çarptırılması için iki tarafın bekar veya iki tarafın evlenmiş olması şart değildir. Bekar kişi ister bekar bir kimse ile zina etsin ister evli bir kimse ile zina etsin onun cezası yüz değnek ve sürgündür. Keza evli kişi ister bir bekarla zina etsin ister bir evli ile zina etsin onun cezası recmedilmesidir .