DEVAM: 14- CARİYELERE
(ZİNA, SUÇUNDAN DOLAYI) HAD CEZALARININ TATBİKİ BABI
حدّثنا
مُحَمَّد
بْنُ رُمْحٍ،
قَالَ: أَنْبَأَنَا
اللَّليْثُ
بْنُ سَعْدٍ،
عَنْ يَزِيدَ
بْنِ أَبِي
حَبِيبٍ،
عَنْ
عَمَّارِ بْنِ
أَبِي
فَرْوَةَ؛
أَنَّ
مُحَمَّد
بْنُ مُسْلِمٍ
حَدَّثَهُ
أَنَّ
عُروَةَ
حَدَّثَهُ
أَنَّ عَمْرَةَ
بِنْتَ
عَبْدِ
الَّرَحْمَنُ
حَدَّثَتْهُ؛
أَنَّ
عَائِشَةَ
حَدَّثَتْهَا؛
أَنَّ
رَسُولَ
اللهِ صلى
الله عليه
وسلم قَالَ:
((إِذَا
زَنَتِ
الأَمَةُ
فَاجْلِدُوهَا.
فَإِنْ
زَنَتْ
فَاجْلِدُوهَا,
فَإِن زَنَتْ فَاجْلِدُوهَا.
فَإِنْ
زَنَتْ
فَاجْلِدُوهَا.
ثُمَّ بِيعُوهَا
وَ لَو
بِضَفِيرٍ)).والضَّفِيرُ
الحَبْلُ.
في الزوائد:
في إسناده
عمار بْنُ أبي
فروة، وهو
ضعيف، كما
ذكىه
البخاريّ
وغيره. وذكّره
ابن حبّان في
الثقات.
Âişe (r.anha)'dan
rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: «Câriye zina ettiği zaman onu (elli değnekle) dövünüz. Eğer (yine)
zina ederse yine onu (elli değnekle) dövünüz. Sonra (tekrar) zina ederse (yine)
onu (elli değnekle) dövünüz. Sonra (yine) zina ederse (tekrar) onu (elli
değnekle) dövünüz. Sonra (aybını beyân ederek) bükülmüş bir ipe de olsa
satınız.» Dafir, (bükülmüş) ip anlamınadır.
Not: Zevaid'de
şöyle denilmiştir: Bunun senedinde Ammar bin Ebi Ferve bulunur. Buhari ve
başkasının dediği gibi bu ravi zayıftır. Fakat İbn-i Hibban onu sika
(güvenilir) zatlar arasında anmıştır.
AÇIKLAMA: ilk hadisi Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi ve Nesai de rivayet
etmişlerdir.
Müellifimiz bu
hadisi Süfyan bin Uyeyne yoluyla Ebü Hureyre. Zeyd bin Halid ve Şibl'den
rivayet etmiştir. Ebu Hüreyre ile Zeyd'in rivayetlerine bir diyecek yoktur.
Fakat Şibl'in sahabi olmadığı Tirmizi ve İbn-i Main tarafından ifade
edilmiştir. Bu nedenledir ki diğerleri bu hadisi Ebu Hureyre ve Zeyd'den
rivayet etmişlerdir. Tirmizi, Hudud kitabının "Bekar olmayan zaninin
reemedilmesi"ne ait 8. babında bu hadisi rivayet ederek özetle şöyle der:
Süfyan bin Uyeyne bu hadisi Ebu Hüreyre, Zeyd bin Halid ve Şibl'den rivayet
etmiştir. Malik bin Enes. Mamer ve başkaları ise bu hadisi Ebu Hureyre ve Zeyd
bin Halid'den rivayet etmişlerdir. Süfyan bin Uyeyne burada yanılmıştır. Bir
hadisin senedini diğer bir hadisin senedine dahil etmiştir. Bu senedlerin doğru
şekli şöyledir: Birisinde Zühri, UbeyduIIah aracılığıyla Ebu Hureyre ve
Zeyd'den merfu olarak rivayette bulunmuştur. Diğerinde Zühri. Ubeydullah'tan
UbeyduIlah da Şibl bin Halid aracılığıyla AbduIlah bin Malik el-Evsi'den merfü
olarak rivayette bulunmuştur. Her iki senedle rivayet edilen hadis metni
aynidir. Hadis alimlerince sahih olan senedler böyledir. Şibl bin Halid,
Peygamber (s.a.v.)'e ulaşmamıştır. Şibl, Abdullah bin Malik el-Evsi
aracılığıyla Peygamber (s.a.v.)'den rivayette bulunmuştur. Süfyan'dan rivayet
edih!iğine göre Şibl denilen zatın Şibl bin Hamid olduğunu söylemiştir. Bu da
hatadır. Doğrusu Şibl bin Halid'dir. Bir kavle göre Şibl bin Huleyd'dir.
Hadisin
manasına ve ihtiva ettiği hükme gelince, zina eden cariyenin cezasının eeld,
yani kamçılamak ve dövmek olduğu, bu ve bundan sonra gelen hadislerde
belirtiliyor. Soru sahibi henüz evlenmemiş durumda olan cariye'nin zina etmesi
halindeki cezanın mahiyetini soruyor: Resul-i Ekrem (s.a.v.) ise verdiği
cevapta cariyenin bekar ve evlenmiş durumunu söz konusu etmeden celd
edilmesini, kamçılanmasını emrediyor. El-Hafız bu inceliği belirtmektedir.
Zaten Muhsan, yani evlenmiş durumdaki eariyenin zina etmesi halinde verilecek
cezanın elli değnek dövmek olduğu Nisa suresinin 25. ayetindeki;
"earlyeler evlendirildiğinde zina edecek olurlarsa onlara hür (bekar)
kadınlara edilen azabın yarısı edilir'' bildirilmiştir. Şu halde cariye bekar
olsun, evli veya dul olsun zina ettiğinde verilecek ceza elli sopa atmaktır. Bu
suç defalarca tekerrür ederse her defa ayni ceza tekrar edilir.
Evli veya
dulolan hür kadın zina ettiği takdirde bunun cezasının recmetmek olduğu
bilinmektedir. Ayni durumdaki cariyeye öldürme cezasının yarısını vermek mümkün
olmadığı için yukardaki ayetten maksadın bekar olan hür kadına verilecek
cezasının yarısı olduğu anlaşılır.
Bekar olsun
veya olmasın cariyeye verilecek cezanın elli değnek dövmek olduğu hususunda Ebu
Hanife, Malik, Şafii ve alimlerin cumhuru ittifak halindedir. Köle de cariye
gibidir.
İbn-i Abbas,
Tavus, Ata, İbn-i Cüreyc ve Ebu Ubeyd'in dahil olduğu seleften bir gruba göre
evli olmayan köle ve cariyeye had cezası verilmez.
Kastalani bu
hadisin şerhinde özetle şöyle der: "Hadisteki emir cariye sahibinedir. Şu
halde köle ve cil.riye sahibi şahidleri dinler ve bunların suçu sabit olduğunda
bizzat cezayı tatbik eder. Devlet yetkilisinin kararına gerek yoktur. Malik.
Şafii Ahmed ve Cumhur'un görüşü böyledir. Fakat Ebu Hanife ve bir cemaata göre
bu yetki devlet adamına mahsustur.
Üç veya dört
defa zina edince artık o cariye veya köleyi satma emri müstahablık içindir.
Yani efendisi onu satmak mecburiyetinde değildir. Satarsa onun bu aybını ve
kusurunu söylemek zorundadır. Aksi halde müşteri bu kusuru öğrenince satışı
bozabilir. Buhari. Kadı Şüreyh (r.a.)'ın bu konuda verdiği kararı nakleder.
Yani cariye veya kölenin zinakarlığı satışı iptal ettirebilen kusur ve
ayıplardan sayılır.
El-Hafız şöyle
der: Her mü'min kendi nefsi için arzulamadığı bir şeyi hiç bir mü'min kardeşi
için de arzulamamak durumda iken kişinin zinakar kölesini veya cariyesini
satması emri nasıl izah edilir? diye insanın hatırına bir soru gelebilir. Bu
soruya şöyle cevap verilir: Köle ve cariyenin satılmasına sebep olan bu kötü
hallerinin müşterinin yanında devam edeceği malum değildir. Bu kötü hali
bırakmaları muhtemeldir. Çünkü köle ve cariye zina suçunu işIemelerinin
satılmalarına sebep olduğunu bilirler ise sahip değiştirmenin, muhit ve
memleket değiştirmenin güçlülüğünü düşünebilir ve bu işten vazgeçebilirler.
Çünkü alışılmış bir muhiti terk etmek kolay değildir.
Sonra yer
değiştirmek, muhit değiştirmek bazen kötü huylan değiştirmeye vesile olur.
İkinci hadis
Zevaid türündendir. Bunun metninin ihtiva ettiği mana bir öncekinin benzeridir.
Ayrıca izah edilecek bir yönünü görmüyorum.