18- KENDİSİNE HAD
CEzASI VACİB OLAN YAŞLI VE HASTA KİMSE (YE AİT HÜKÜMLER) BABI
حدّثنا
أَبُو بَكْرِ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ . ثنا
عَبْد اللهِ
بْنُ
نُمَيْرٍ. ثنا
مُحَمَّد بْنُ
إِسْحَاقَ
عَنْ
يَعْقُوبَ
بْنُ عَبْد
اللهِ بْنُ
الأَشَجِّ،
عَنْ أَبِي
أُمَامَةَ
بْنُ سَهْلِ
بْنُ
حُنَيْفٍ، عَنْ
سَعِيدِ بنِ
سَعدِ بنِ
عُبَادَة؛قَالَ:
كَانَ بَيْنِ
أَبْياتِنَا
رَجُلٌ
مُخْدَجٌ
ضَعِيفٌ.
فَلَمْ
يٌرَعْ
إِلاَّ وَ
هُوَ عَلَى
أَمَةٍ مِنْ
إِمَاءِ
الدَّارِ
يَخْبُثُ
بِهَا. فَرَفَعَ
شَأْنَهُ
سَعْدُ بْنُ
عُبَادَةَ إِلَى
رَسُولِ
اللهِ صلى
الله عليه
وسلم. فَقَالَ: ((اجْلِدُوهُ
ضَرْبَ
مِائَةِ
سَوْطٍ)) قَالُوا:
يَانَبِيَّ
اللهِ! هُوَ
أَضْعَفُ مِنْ
ذَلِكَ. لَو
ضَرَبْنَاهُ
مِائِةَ
سَوْطٍ مَاتَ.
قَالَ:
((فَخُذُا
لَهُ
عِثْكَالاً
فِيهِ
مِائَةُ
شِمْرِاخٍ،
فَاضْرِبُوهُ
ضَرْبَةً
وَاحِدَةً.
حدّثَنَا
سُفٍيَانُ
بْنُ
وَكِيعٍ، ثنا
المحارِبِيُّ،
عَنْ
مُحَمَّد به
إسحاقَ، ع يَعْقُوبَ
بْنُ عَبْد
اللهِ، عَنْ
أَبِي أُمَامضةَ
بْنُ سَهْلٍ،
عَنْ سَعْدِ
بْنُ عُبَادَةَ،
عَنِ النبس
صلى الله عليه
وسلم ، نَحْوَهُ.
في الزوائد:
مدار الإسناد
على مُحَمَّد
بْنُ إسحاق،
وهو مدلس. وقد
رواه
بالعنعنة.
Saîd bin Sa'd bin
Ubâde (r.a.)'dm; Şöyle demiştir: Evlerimiz arasında vücût yapısı noksan ve
zayıf bir adam vardı. (Bir defa) binanın cariyelerinden birisiyle kötü vaziyette
aniden yakalandı. Bunun üzerine (babam) Sa'd bin Ubâde onun durumunu Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e arz etti. Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Ona yüz sopa
atınız.» buyurdu. Sahâbîler: Ey Allah'ın nebisi adam bu dayağa dayanamıyacak
derecede çok zayıftır, ona yüz sopa atmış olsaydık ölecekti, dediler. Resûl-i
Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «O halde onun için yüz salkımlı bir hurma
dalını alınız ve onu (o dal ile) bir defa dövünüz.» buyurdu.
Bu hadîsin
benzeri Ebû Ümâme bin Sehl tarafından doğrudan doğruya (yâni Saîd bin Sa'd'ın
aracılığı olmaksızın) Sa'd bin Ubâde'den merfû olarak ve kısmen değişik bir
sened ile de müellifimize intikal etmiştir.
Not: Zevaid'de
şöyle denilmiştir: Bu senedin kuvvet durumu ravi Muhammed bin İshak'ın haline
bağlıdır. Bu ravi tedlisçidir ve bunu an'aneyIe rivayet etmiştir.
AÇIKLAMA: Bu hadis Zevaid türündendir. Ebu Davud da bunun bir benzerini gene Ebu
Ümame bin Sehl bin Huneyf (r.a.) aracılığıyla bir sahabiden ve merfu olarak
rivayet etmiştir. Ordaki senedde Ebu Ümame sahabinin ismini açıklamayıp sadece
Ensar'dan olduğunu belirtmekle yetinmiştir. Bilindiği gibi sahabinin isminin
verilmemesi hadis senedinin kuvvetini haleldar etmez.
Hadiste geçen
bazı kelimeleri açıklayalım: İskal: Üzerinde küçük dalcıklar bulunan büyük
hurma dalıdır. Şimrah: Büyük hurma dalı üzerinde bulunan küçük dalcıklardır.
Tiybi bu iki kelimeyi böyle açıklamıştır. En-Nihaye'de de böyle açıklama
yapılmakla beraber Şimrah: Üzerinde hurma bulunan dalcıklar, denilmiştir. Yani
Şimrah, hurmaları alınmış salkım çubuğudur.
Sevt: Kamçı,
sopa, cop gibi dövme işinde kullanılan şeye denilir. Avnü'l-Mabüd yazarı buna
benzer hadisin şerhinde özetle şu bilgiyi verir: "Had cezasına
dayanamıyacak durumdaki hasta suçluya, üzerinde yüz dalcık bulunan bir hurma
dalı veya benzeriyle bir defa dövmekle cezasının infazının caizliği bu hadisten
anlaşılır. Bütün dalcıkiarın suçluya değmesi şarttır. Bir kavle göre anılan
dalı vurmak yeterlidir. Yani her dakığın mutlaka suçlunun vücuduna değmesi şart
değildir. Hastalar hakkındaki bu uygulama şer'an caiz olan hilelerdendir.
Hanefi
fıkıhçılardan İbnü'l-Hümam; Cezası recme tmek olan yani bekar olmayan bir hasta
zina ettiği zaman cezası infaz edilir. Çünkü öldürülmesi gereklidir. Bu sebeple
hastalık hali bu cezanın infazına mani değildir. Şayet zina eden hastanın
cezası yüz dayak atmak ise, yani bekar ise, iyileşinceye kadar cezası
ertelenir. Çünkü hastalık halinde dayak cezasının infazı onun ölümüne sebebiyet
verebilir. Eğer ,iyileşmesi umulmayan bir hastalığa tutulmuş veya noksan
yapılı, zayıf bünyeli ise bize ve Şafii'ye göre yüz dalcık1ı bir hurma dalı ile
bir defa dövülür ve her dalcığın suçlunun vücuduna değmesi vaciptir. Bunun
içindir ki dalın yaygın olmasının gerekliliği söylenmiştir, der.
Sa'd bin Ubade
(r.a.)'ın Oğlu Said (r.a.) da sahabidir. Peygamber (s.a.v.)'dan hadis
rivayetinde bulunduğu gibi babasından da rivayette bulunmuştur. Ravisi ise oğlu
Şürahil'dir. Ali (r.a.)'ın hilafeti döneminde Yemen valiliğinde bulunmuştur.
Nesai ve İbn-i Mace onun hadislerini rivayet etmişlerdir.