DEVAM: 14- KATİL
(MAKTUL'E) VARİS OLMAZ, BABI
حدّثنا
أَبُو
كُرَيْبٍ وَ
عَبْد اللهِ
بْنُ سَعِيدٍ
الكِنْدِيُّ،
قَالا: ثنا
أَبُو خَالِدٍ
الأحْمَرُ
عَنْ يَحْيَى
بْنِ سَعِيدٍ،
عَنْ عَمْرِو
بْنِ شُعَيْبٍ؛
أَنَّ أَبَا
قَتَادَةَ،
رَجُلٌ مِنْ بَنِي
مُدْلِجٍ،
قَتَلَ
ابْنَهُ،
فَأَخَذَ مِنْهُ
عُمَرُ
مَائَةً مِنَ
الإِبِلِ.
ثَلاَثِينَ
حِقَّةً،
وَثَلاَثِينَ
جَذَعَةً، وَأَرْبَعِينَ
خَلِفَةً.
فَقَالَ:
أَيْنَ أَخُو
المَقْتُولِ؟
سَمِعْتُ
رَسُولُ اللَهِ
صلى الله عليه
وسلم يَقُولُ: ((لَيْسَ
لِقَاتِلْ
مِيرَاثٌ))
في الزوائد:
إسناده حسن.
Amr bin Şuayb'den
rivayet edildiğine göre: Müdlic oğullarından Ebû Katâde denilen bir adam oğlunu
öldürdü. Ömer (r.a.) kendisinden otuz hikka (beş yaşına basmış dişi deve), otuz
cezaa ve kırk hahfa olmak üzere yüz deve aldı. Sonra: Maktulün erkek kardeşi
nerdedir? Ben Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işittim buyurdu ki:
«Kâtil'e (maktulün malına) vâris olma hakkı yoktur,» dedi.
Not: Bu hadisin
senedinin hasen olduğu Zevaid'de belirtilmiştir.
AÇIKLAMA: Ebu Hureyre (r.a.)'ın hadisini Tirmizi de rivayet etmiştir. Nesai de
büyük süneninde rivayet etmiştir. Tirmizi bu hadisi rivayet ettikten sonra: Bu
hadis sahih değildir. Ancak bu senedIe bilinmektedir. Senedin ravilerinden İshak
bin Abdillah bin Ebi Ferve'yi bazı ilim adamları terketmişlerdir. Ahmed bin
Hanbel de onu terkedenlerdendir. Alimlerin uygulaması ise bu hadise göredir.
İster kasden, ister yanlışlıkla olsun bir kimse bir yakınını öldürürse,
öldürdüğü kişinin mirasçısı olamaz. Bazı alimler: Yanlışlıkla öldüren katil
maktülün malına mirasçı olur, demişlerdir. Malik de böyle söyleyenlerdendir,
diye bilgi vermiştir.
Tuhfe yazarı da
Şevkani'den naklen bu hususla ilgili genişçe bilgi vermektedir. Kasden veya
yanlışlıkla bir yakınını öldüren kimse ona varis olamaz, diyen alimlerin
delillerini beyan eden Şevkani de bu görüşün kuvvetliolduğunu söyler. Orda
verilen bilgiye göre:
1. Ebu Hanife,
arkadaşları ve Şafii ile ilim ehlinin ekserisi: Katil, öldürdüğü kimsenin
mirasçısı olamaz. Öldürme işi kasden olsun, yanlışlıkla olsun fark etmez.
Katil, maktülün malına mirasçı olmadığı gibi onun diyetine, kan bahasına da
mirasçı olmaz, demişlerdir.
2. Malik, Nehai
ve Hanefiler: Yanlışlıkla öldüren kişi, maktülün malına mirasçı olur. Fakat
diyetine mirasçı olmaz, demişlerdir. Ömer (r.a.), Ali (r.a.), Şüreyh (r.a.) ve
diğer İslam kadılarının da katilin mirasçı olamayacağına hükmettikleri rivayet
olunmuştur.
Amr bin Şuayb
(r.a.)'ın hadisi ise Zevaid türündendir. Bundan çıkan hüküm de şöyledir:
1. Baba,
öldürdüğü oğlunun malına ve diyetine mirasçı olmaz. 2. Baba oğlunu öldürdüğü
takdirde, kısas olarak öldürülmez.
Diyet vermekle
mükelleftir. Bu diyet katilden sonra gelen ve maktülün baba tarafından olan
yakınlarına verilir.
EVLADINI ÖLDÜREN
BABA KISAS, MİSİLLEME OLARAK ÖLDÜRÜLÜR MÜ?
1. Hanefiler,
Şafiiler ve Hanbeliler: Adam, oğlunu öldürdüğü gerekçesiyle kısas edilmez.
Çünkü Peygamber (s.a.v.): ''Baba, veledini (çocuğunu) öldürdüğü gerekçesiyle
kısas edilmez'' buyurmuştur. Bu, meşhür bir hadistir. İslam ümmeti bu hadisle
amel etmiştir. Şu halde bu hadis kısas ayetinin hükmünü hususileştirmiş olur.
Ömer (r.a.) da oğlunu öldüren kimse aleyhinde diyetle hükmetmiş ve hiç bir
sahabi bu hükme karşı çıkmamıştır, derler.
2. Malikiler ise:
Baba oğlunu öldürdüğü için kısas edilmez. Ancak oğlunu yere yatırıp boğazlarsa
veya aç ve susuz olarak bir yere hapsedip ölümüne sebebiyet verirse, o zaman
kısas edilir Yani öldürülür. Şayet baba öldürme kasdı olmaksızın oğluna büyük
bir taş atsa veya so pa ile dövse ve oğlu bu darbelerden ölse, baba kısas
edilmez. Hülasa baba öldürme kasdım taşıyor idi ise teammüden öldürdüğünde
kısas edilir. Öldürme kasdı yok ise kısas edilmez, demişlerdir.