DEVAM: 3- CED (BABANIN
BABASIN) IN MİRAS HİSSELERİ BABI
حدّثنا
أَبُو
حَاتِمٍ. ثنا
ابْنُ
الطَّبَّاعٍ.
ثنا هُشَيْمٌ
عَنْ
يُونُسَ،
عَنِ الْحَسَنِ،
عَنْ
مَعْقِلِ
ابْنِ
يَسَارٍ،
قَالَ: قَضَي
رَسُولُ اللهِ
صلى الله عليه
وسلم فِي
جَدٍّ كَانَ
فِينَا،
بِالسُّدُسِ.
Ma'kil bin Yesâr
(r.a.,)'den; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), bizde
olan bir cedd(in mirası) hakkında altıda bir hisse ile hükmetti.
AÇIKLAMA: Müellifimizin iki senedIe rivayet ettiği Ma'kil (r.a.)'ın hadisinin
ikinci metninin bir benzerini Ebu Davud ve Nesai rivayet etmişlerdir. Sindi.
Ma'kil (r.a.)'ın ilk hadisi ile ilgili olarak: Bu hadisten bu hüküm
anlaşılamaz. Çünkü dedeye üçte bir veya altıda bir verildiği hususunda tereddüd
vardır. Keza, dede hangi mirasçılarla beraber iken anılan hissenin verildiği de
açıklanmamıştır, der.
Ma'kil'in
ikinci hadisinde de cedd'e hangi mirasçılarla beraber iken altıda bir hisse
verildiği açıklanmamıştır.
Tirmizi, Ebu
Davud ve Nesai'nin İmran bin Husayn (r.a.)'den rivayet ettikleri bir hadise
göre 'Resul-i Ekrem bir baba babaya altıda bir hisse verdikten sonra asabelik
nedeniyle de ikinci bir altıda bir hisse vermiştir. El-Kari: İmran'ın rivayet
ettiği hadiste konu edilen miras meselesinde baba babanın beraberinde ölünün
iki kızının bulunduğu Resul-i Ekrem (s.a.v.) ile sahabilerce biliniyordu,
demiştir.
Tıybi de:
İmran'ın hadisinde sözü edilen miras meselesi şöyle idi: Ölünün iki kızı ve
dedesi, yani baba babası vardı. Kızlara terekenin üçte ikisi verilir. Geriye
terekenin üçte biri kalır. Resul-i Ekrem (s.a.v.) dedeye altıda bir hisse farz,
yani tayin ve takdir edilmiş belirli payolarak vermiştir. Sonra geri kalan
altıda bir nisbetindeki malı da dedeye vermiş ve bunun asabelik nedeniyle
olduğunu beyan buyurmuştur ki, dede, kendisinin belirli hissesinİn üçte bir
olmadığını bilsin, diye demiştir.
Ced, YEmi dede
sahih ve fasid diye ikiye ayrılır. Fasid ced için belirli bir payolmadığı gibi
asabelik hakkı da yoktur. Yani belirli payları bulunan mirasçılar kendilerine
ait hisseleri aldıktan sonra yerde kalan malı alma hakkına sahip olup asabe
ismi verilen mirasçılardan da değildir. Fasid dede kendisi ile ölü arasında bir
veya birden fazla kadın bulunan dedeye denilir. Mesela ölünün annesinin babası
gibi. Görüldüğü gibi bu dede ile ölü arasında bir kadın bulunur.
Sahih ced ise
kendisi ile ölü arasında kadın bulunmayan dedeye denilir. Ölünün babasının
babası ve bunun babası gibi.
Sahih cedd'in
miras durumu hakkında sahabiler arasında uzun ihtilaf vardır. El-Hafız,
el-Fetih ve et-Telhis'te, Şevkani de en-Neyl'de bu ihtilafı anlatmışlardır.
Oralara bakılabilir.
Şu kadarını
söylemekle yetineceğim: Sahih ced, bazı istisnalar dışında kendisi ile ölü
arasındaki erkekler sağ değil ise baba gibi miras alır. Örneğin baba babası
ölünün oğlan evladı ile beraber olup, ölünün babası yok ise ölünün baba
babasına altıda bir hisse verilir. Bu meselede ölünün oğlan evladı olmayıp
kızları var ise ölünün baba babasına altıda bir hisse verilir. Ayrıca kızlar ve
varsa diğer pay sahipleri paylarını aldıktan sonra artan malı da baba babası
asabelik sıfatıyla alır. Şayet ölünün babası ve ölünün ne oğlan ne de kız
çocukları ve ölünün oğlan evladının çocukları yok ise ölünün baba babası asabe
sıfatıyla mirasçı olur. Bu takdirde ölünün belirli pay sahibi mirasçıları var
ise bunlar paylarını aldıktan sonra artakalan mal ölünün baba babasına verilir.
Belirli pay sahiplerinden kimse yok ise ölünün bütün malı baba babaya verilir .