SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-FERAİZ

<< 2723 >>

DEVAM: 3- CED (BABANIN BABASIN) IN MİRAS HİSSELERİ BABI

 

حدّثنا أَبُو حَاتِمٍ. ثنا ابْنُ الطَّبَّاعٍ. ثنا هُشَيْمٌ عَنْ يُونُسَ، عَنِ الْحَسَنِ، عَنْ مَعْقِلِ ابْنِ يَسَارٍ، قَالَ: قَضَي رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم فِي جَدٍّ كَانَ فِينَا، بِالسُّدُسِ.

 

Ma'kil bin Yesâr (r.a.,)'den; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), bizde olan bir cedd(in mirası) hakkında altıda bir hisse ile hükmetti.

 

 

AÇIKLAMA:     Müellifimizin iki senedIe rivayet ettiği Ma'kil (r.a.)'ın hadisinin ikinci metninin bir benzerini Ebu Davud ve Nesai rivayet etmişlerdir. Sindi. Ma'kil (r.a.)'ın ilk hadisi ile ilgili olarak: Bu hadisten bu hüküm anlaşılamaz. Çünkü dedeye üçte bir veya altıda bir verildiği hususunda tereddüd vardır. Keza, dede hangi mirasçılarla beraber iken anılan hissenin verildiği de açıklanmamıştır, der.

 

Ma'kil'in ikinci hadisinde de cedd'e hangi mirasçılarla beraber iken altıda bir hisse verildiği açıklanmamıştır.

 

Tirmizi, Ebu Davud ve Nesai'nin İmran bin Husayn (r.a.)'den rivayet ettikleri bir hadise göre 'Resul-i Ekrem bir baba babaya altıda bir hisse verdikten sonra asabelik nedeniyle de ikinci bir altıda bir hisse vermiştir. El-Kari: İmran'ın rivayet ettiği hadiste konu edilen miras meselesinde baba babanın beraberinde ölünün iki kızının bulunduğu Resul-i Ekrem (s.a.v.) ile sahabilerce biliniyordu, demiştir.

 

Tıybi de: İmran'ın hadisinde sözü edilen miras meselesi şöyle idi: Ölünün iki kızı ve dedesi, yani baba babası vardı. Kızlara terekenin üçte ikisi verilir. Geriye terekenin üçte biri kalır. Resul-i Ekrem (s.a.v.) dedeye altıda bir hisse farz, yani tayin ve takdir edilmiş belirli payolarak vermiştir. Sonra geri kalan altıda bir nisbetindeki malı da dedeye vermiş ve bunun asabelik nedeniyle olduğunu beyan buyurmuştur ki, dede, kendisinin belirli hissesinİn üçte bir olmadığını bilsin, diye demiştir.

 

Ced, YEmi dede sahih ve fasid diye ikiye ayrılır. Fasid ced için belirli bir payolmadığı gibi asabelik hakkı da yoktur. Yani belirli payları bulunan mirasçılar kendilerine ait hisseleri aldıktan sonra yerde kalan malı alma hakkına sahip olup asabe ismi verilen mirasçılardan da değildir. Fasid dede kendisi ile ölü arasında bir veya birden fazla kadın bulunan dedeye denilir. Mesela ölünün annesinin babası gibi. Görüldüğü gibi bu dede ile ölü arasında bir kadın bulunur.

 

Sahih ced ise kendisi ile ölü arasında kadın bulunmayan dedeye denilir. Ölünün babasının babası ve bunun babası gibi.

 

Sahih cedd'in miras durumu hakkında sahabiler arasında uzun ihtilaf vardır. El-Hafız, el-Fetih ve et-Telhis'te, Şevkani de en-Neyl'de bu ihtilafı anlatmışlardır. Oralara bakılabilir.

Şu kadarını söylemekle yetineceğim: Sahih ced, bazı istisnalar dışında kendisi ile ölü arasındaki erkekler sağ değil ise baba gibi miras alır. Örneğin baba babası ölünün oğlan evladı ile beraber olup, ölünün babası yok ise ölünün baba babasına altıda bir hisse verilir. Bu meselede ölünün oğlan evladı olmayıp kızları var ise ölünün baba babasına altıda bir hisse verilir. Ayrıca kızlar ve varsa diğer pay sahipleri paylarını aldıktan sonra artan malı da baba babası asabelik sıfatıyla alır. Şayet ölünün babası ve ölünün ne oğlan ne de kız çocukları ve ölünün oğlan evladının çocukları yok ise ölünün baba babası asabe sıfatıyla mirasçı olur. Bu takdirde ölünün belirli pay sahibi mirasçıları var ise bunlar paylarını aldıktan sonra artakalan mal ölünün baba babasına verilir. Belirli pay sahiplerinden kimse yok ise ölünün bütün malı baba babaya verilir .