SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-FERAİZ

<< 2746 >>

DEVAM: 14- ÇOCUĞUN (KENDİSİNE AİT OLDUĞUNU) İDDİA ETMEK BABI

 

حدّثنا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى، ثنا مُحَمَّدُ بْنُ بَكَّارِ بْنِ بِلاَلٍ الدِّمَشْقِيُّ. أَنْبَأَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رَاشِدٍ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ مُوسَى، عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ جَدِّهِ؛ أَنَّ رَسُولَ اللهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ:  ((كُلُّ مُسْتَلْحَقٍ اسْتُلْحِقَ بَعْدَ أَبِيهِ، الَّذي يُدْعَى لَهُ، ادَّعَاهُ وَرَثَتُهُ مِنْ بَعْدِهِ، فَقَضَى أَنَّ مِنْ كَانَ مِنْ أَمةٍ يِمْلِكُهَا يَوْمَ أَصَابَهَا، فَقَدْ لَحِقَ بِمَنِ اسْتَلْحَقَهُ. وَلَيْسَ لَهُ فِيمَا قُسِمَ قَبْلَهُ مِنَ المِيْرَاُثِ شَيءٌ. وَمَا أَدْرَاكَ مِنْ مِيْرَاثٌ لِمْ يُقْسَمْ، فَلَهُ نَصِيْبُهُ. وَلاَ يَلْحَقُ إِذَا كَانَ أَبُوهُ الَّذي يُدْعَى لَهُ أَنْكَرَهُ. وَإِنْ كَانَ مِنْ أَمَةٍ لاَ يَمْلِكُهَا. أَوْ مِنْ حُرَّةٍ عَاهَرَ بِهَا، فَإِنَّهُ لاَ يَلْحَقُ وَلاَ يُوْرَثُ. وإِنْ كَانَ الَّذي يَدْعَى لَهُ هُوَ ادَّعَاهُ، فَهُوَ زِنَاً. ِلأَهْلِ أُمِّهِ مِنْ كَانُوا. حُرَّةً أَوْ أَمَةٍ)). قَالَ مُحَمَّدُ بْنُ رَاشِدٍ: يَعْنِي ذَلِكَ مَا قُسِمَ فِي الجَاهِليَّةِ قَبْلِ الإِسلاَمِ.

 

في الزوائد: إسناده خ\حسن. وهذا في بعض النسخ دون بعض. ولم يذكره المزّيّ.

 

Amr bin Şuayb'in dedesi (İbn-i Amr) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Nisbet edildiği babasının ölümünden sonra ilhak edilmesi istenen çocuk, babası olduğu söylenen adam'ın ölümünden sonra mirasçılarının ilhak iddiasında bulundukları kimsedir.»

 

Resül-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (bu konuda) şöyle hükmetti: «Adamın cinsel ilişkide bulunduğu zaman mâliki bulunduğu bir cariyeden doğma kimse, onun adamm çocuğu olduğunu iddia eden (mirasçılar)a katılmış olur. Fakat ilhak iddiasından önce (adamın mirasçıları arasında) taksim edilmiş olan miras malından o kimseye bir şey yoktur. Henüz taksim edilmemiş mirastan yetiştiği mikdardan hissesi kendisinedir. Nisbet edildiği babası (hayatta iken) onu inkâr etmiş (yâni çocuğu olmadığını söylemiş) olduğu zaman, artık (mirasçılar ilhak iddiasında bulunsa bile) o kimse mirasçılara katılmaz (ve adamın çocuğu sayılamaz). Eğer çocuk, adamın (cinsel ilişkide bulunduğu zaman) mâlik olmadığı bir cariyeden veya zina ettiği hür bir kadından olsa, (adamın mirasçıları ilhak iddiasında bulunsa bile) çocuk adamın evlâdından sayılamaz ve çocuğa mirasçı olunamaz. Kendisine nisbet edilen adam, çocuğun kendisinden olduğunu iddia etse bile hüküm böyledir. Çünkü o, bir zina çocuğudur, hür veya câriye olan annesinin mirasçılarına katılır.»

 

(Râvi) Muhammed bin Râşid demiştir ki: Hadisteki "İlhaktan önce taksim edilen miras" sözü ile İslâm'dan önce, câhiliyet devrinde mirasçılar arasında taksim edilmiş olan mal kasdedilmiştir."

 

Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedi hasendir. Bu hadis sünenin bazı nüshalannda bulunur, bazılarında bulunmaz ve eI-Müzzi bu hadisi anmamıştır.

 

 

AÇIKLAMA:     Zevaid yazan bu hadisi Zevaid türünden saymış ise de bu hadisi Ebu Davud da rivayet etmiştir. Hadisin manasının izahına geçmeden önce cahiliyet devrinin kötü bir adetini anlatmak isterim. Çünkü bu adet bilindikten sonra hadisin manasının anlaşılması daha kolayolur.

 

Cahiliyet devri adamları, mülkiyetleri altındaki cariyeleri fuhuşta çalıştırırlardı. Ayni zamanda kendileri de bu cariyelerle cinsel ilişkide bulunurlardı. Bu nedenle doğan çocuğun, cariyenin sahibinden mi, yoksa zina edenlerden mi olduğu, çoğu zaman bilinmezdi. Bazen de cariye sahibi ile cariye ile zina eden adam arasında çocuk konusunda ihtilaf doğardı. Cariye sahibi çocuğun kendisinden olduğunu iddia ederken, zinakar adam da çocuğun kendisinden olduğunu iddia ederdi. İslamiyet gelince Resul-i Ekrem (s.a.v.) çocuğun cariyenin sahibine ait olduğuna ve zinakar kişinin çocuktan mahrumiyetine hükmetti. 

 

Hattabi bu hadisin şerhinde özetle şu bilgiyi verir; Bu hadiste beyan buyurulan hükümler Resul-i Ekrem (s.a.v.)'ın İslamiyet'in ilk zamanlarında ve Şer-i Şerif'in kuruluşunun başlangıcında koymuş olduğu hükümlerdir. Hadisle konulan hükümler şunlardır: Bir adam ölüp de ölümünden sonra mirasçıları bir çocuğun ondan olduğunu iddia ettikleri zaman duruma bakılır. Eğer adam hayatta iken çocuğun kendisinden olduğunu inkar etmiş ise, ölümünden sonra mirasçılarının bu iddiası kabul olunmaz ve çocuk, babası oldUğU söylenen adama mirasçı olamaz.

 

Şayet adam hayatta iken çocuğun kendisinden olduğunu inkar ve red etmemiş ise ve çocuğun annesi de bu adamın cariyesi ise, mirasçıların ilhak, yani çocuğun adamdan olduğu davası kabulolunur ve davanın kabulü tarihine kadar taksim edilmemiş bulunan adamın malına mirasçı olur. Fakat davanın kabulünden önce taksim edilmiş olan miras malından hisse taleb edemez.

 

Şayet çocuk, adamın cariyesinden değil de başkasının cariyesinden doğma ise, yani adamın başkasına ait cariye ile gayri meşru cinsel ilişkide bulunması neticesinde kendisinden olma bir çocuk ise veya adamın hür bir kadınla zina etmesi dolayısıyla doğan zina çocuğu ise, adam çocuğun kendisinden olduğunu söylemiş olsa bile ço-

cuk adamın çocuğu sayılamaz, ilhak davası kabul edilemez ve çocuk adama mirasçı olamaz. Çünkü gayri meşru birleşme yoluyla neseb oluşamaz.

 

Nevevi: de: Hadisin manası şöyledir: Adamın nikahlı bir karısı veya mülkiyeti altında olup cinsel ilişkide bulunduğu bir cariyesi olduğu zaman, bakılır. Adam nikahlı karısı veya cariyesiyle cinsel ilişkide bulunduktan sonra gebelik süresinin en az süresi geçer ve daha sonra bir çocuk doğarsa, çocuk adama ilhak edilir, yani onun çocuğu sayılır ve çocuk ile adam arasında mirasçılık ve diğerilgili hükümler uygulanır. Çocuk adama benzesin veya benzemesin hüküm budur, demiştir.

 

Hadisten çıkarılan diğer bir hüküm de, zina çocuğunun annesine ve annesinin yakınlarına akrabalığının geçerliliğidir. Annesi cariye . olsun, hür olsun fark etmez. Zina çucuğu hür annesine, annesi de kendisine mirasçı olur.