SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-CİHAD

<< 2754 >>

DEVAM: 1- ALLAH YOLUNDA CİHAD ETMENİN FAZİLETİ BABI

 

حدّثنا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيبة وَأَبُو كْرِيبٍ، قَالاَ: ثَنا عُبَيْدُ اللهِ بْنُ مُوسى، عَنْ شَيْبَانَ، عَنْ فِرَاسٍ، عَنْ عَطِيَّةَ، عَنْ أَبي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ، عَنِ النَّبِيَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ:  ((الْمُجَاهِدُ فِى سَبِيلِ اللهِ مَضْمُونٌ عَلَى اللهِ. إِمَّا أَنْ يَكْفِتَهُ إِلَى مَغْفِرَتِهِ وَ رَحْمَتِهِ، وَإِمَّا أَنْ يَرِجِعَهُ بِأَجرٍ وَغَنِيمَةٍ.وَمَثَلُ الْمُجَاهِدِ في سَبِيلِ اللهِ؛ كِمَثَلِ الصَّائِمِ الْقَائِمِ، الَّذِي لاَ يَفْتُرُ، حَتَّى يَرْجَعَ)).

 

في الزوائد: في إسناده عطية بن سعيد العوفيّ، ضعفه أحمد وأبو حاتم وغيرهما.

 ((لا يفتر)) أي يديم عَلَى القيام من غير فتور.

 

Ebu Said-i Hudrî (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Allah yolunda cihâd eden (müslüman) kimse, Allah'ın (şu) garantisi altındadır: Allah ya onu mağfiretine ve rahmetine katar veya onu sevâb ve ganimetle (evine selâmetle) geri döndürür. Allah yolunda cihâd eden (müslüman) kimse, (evine) dönünceye kadar durumu, (bu sürece) gevşeklik etmeksizin (gündüzleri) oruçlu ve (geceleyin)  ibâdete devamlı kimsenin durumu gibidir.»

 

Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde Atiyye bin Said el-Avii bulunur. Bu raviyi Ahmed, Ebü Hatim ve başkalan zayıf saymışlardır.

 

 

AÇIKLAMA:     Ebu Hureyre (r.a.)'ın hadisini Buhari, Müslim, Nesai ve Malik de rivayet etmişlerdir. Bu hadisin bazı cümleleri kudsi hadis şeklinde ifade edilmiştir. Bu nedenle bazı ifadeleri parantez içinde ilave etmek durumu oldu.

 

Mücahidin cennete girmesinin Allah'ın kefaleti altında olmasından maksad, Allah'ın ikram ve ihsanı ile cennete kavuşturulmasıdır. Mücahidin selametle ve bol ecirle veya bol ecirle beraber ganimetle evine dÖndürülmesi ile ilgili cümleden maksad da onun hem maddi hem de manevi veya yalnız manevi mükafatla evine dönmesidir.

 

Mücahidin bu mutluluğa erişebilmesi için, cihadını, nam ve şöhret gibi dünyevi maksadlarla değil, sırf Allah rızası için ve ihlaslı yapması gereklidir. Hadis bu duruma da işaret etmektedir.

 

İhlaslı mücahid'in şehid edilmesi halinde cennetlik olduğuna dair cümle ile ilgili olarak Kadı iyaz: Bu cümleden maksad savaş şehidinin ölür ölmez derhal cennete dahil edilmesi olabilir. Nitekim Allah Teala şehidlerle ilgili bir ayette; "Onlar Rableri yanında dirilerdir, nzıklanırlar ... '' buyurmuştur. Anılan cümle ile şu mana kasdedilmiş olabilir: Mücahid, hesaba çekilmeden, azab edilmeden ve hiç bir günahtan dolayı müahaza görmeden, Allah'a çok yakın kullarla beraber öncelikle cennete girer. Çünkü sahih bir hadisle sabit olduğu gibi şehidlik, günahlara kefaret olur.

 

Hadiste geçen "Seriyye" savaş müfrezesi demektir. Nevevi: Seriyye, askeri müfrezedir. Bazen ordudan ayrılarak düşmana saldırıp tekrar orduya katılır. İbrahim El-Harbi demiş ki:

 

Seriyye, yaklaşık dörtyüz kişilik müfrezedir. Bu müfreze genellikle gece yürüyüş yaptığı için ona seriyye ismi verilmiştir, diye bilgi verir.

 

Hadisin son kısmında Resul-i Ekrem (s.a.v.), savaşa giden her askeri müfrezeye katılma iştiyakını beyan buyurarak, ancak müslümanlara olan şefkat ve merhameti dolayısıyla bazı küçük savaşlara katılmadığını belirtmektedir. Şöyle ki, Resul-i Ekrem (s.a.v.) herhangi bir savaşa katıldığı zaman tüm müslümanlar refakat etmek ister ve geri kalmaya gönülleri razı olmaz. Tüm müslümanların savaş araç ve gereçlerini, özellikle binit hayvanlarını sağlamaya ne Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in ne de müslümanların o günlerdeki güçleri yetmiyordu. Savaşa gidecek olanların bir kısmının yaya olarak, süvarileri takip etmesi güçlüğü açıktır. Binit hayvam temin edemiyenleri savaşa götürmemek, gidemeyenleri derin üzüntüye sevk eder. İşte bu güç durumu dikkate alan Resul-i Ekrem (s.a.v.) bazı savaşlara bizzat katılmamayı uygun bulmuştur.

 

Hadisin en son fıkrası da gaziliğin ve şehidliğin faziletini, şehidliği temenni etmenin ve güç yetmez hayırlı işleri dilemenin meşrUluğunu belirtir.

 

Cihadın farz-ı ayn olmayıp farz-ı kifaye olduğu hükmü de bu hadisten çıkanlır .

 

Ebu Said (r.a.)'ın hadisi ise Zevaid türündendir. Bu hadis de cihadın üstün faziletini beyan eder.

 

Mücahid, şehid edildiği takdirde ilahi mağfiret ve rahmete, edilmediği takdirde, sevab ve ganimete kavuşma garantisine sahiptir. Aynca cihad süresi boyunca, gündüzleri oruçla ve geceleri ibadetle ihya etmi!icesine sevap kazanır.