DEVAM: 9- NEFİR
(KAFİRLERLE SAVAŞMAYA GİDEN TOPLULUK) İÇİNDE (CİHADA) ÇIKMAK BABI
حدّثنا
مُحَمَّدُ
بْنُ سَعِيدِ
بْنِ يَزيدَ
بْنِ
إِبْراهِيمَ
التُّسْتُرِيُّ.
ثنا أَبو
عَاصِمٍ،
عَنْ شَيْبٍ،
عَنْ أَنَسْ
بْنِ مَالِكٍ
قَالَ؛ قَالَ
رَسُولُ اللهِ
صلى الله عليه
وسلم: ((مَنْ
رِاحَ
رَوْحَةً في
سَبِيلِ اللهِ،
كَانَ لَهُ
بِمِثْلِ مَا
أَصَابَهُ
مِنَ
الْغُبَارِ،
مِسْكاً
يَوْمَ
الْقِيَامَةِ)).
في الزوائد:
هذا إسناد
حسن، مختلف في
رجال إسناده.
Enes bin Mâlik (r.a.)'den
rivayet edildiğine göre Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu,
demiştir: «Kim öğle ile akşam arasındaki zaman içinde Allah yolunda (cihad
için) bir yürüyüş yaparsa, (o yürüyüş dolayısıyla) kendisine konan tozun misli
kıyamet günü ona misk olur.»
Not: Zevaid'de
şöyle denilmiştir: Bu, hasen bir seneddir. Ravileri hakkında ihtilaf vardır.
AÇIKLAMA: Bu babın ilk hadisi Kütüb-i Sitte'nin hepsinde rivayet edilmiştir. Enes
(r.a.) bu hadiste Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in bazı üstün meziyyetlerini dile
getirmiştir.
Resul-i Ekrem
(s.a.v.)'in insanların en güzeli olmasından maksad sadece maddi ve şekil
yönünden olan güzellik değildir, her yönden olan güzelliktir. Yani yaratılışı,
huyu, sureti, sireti, soyu, beşeri münasebeti, arkadaşlığı ve diğer yönleri
bakımından insanların en güzeli idi. Cömertliği ve cesareti ile ilgili cümleyi
de ayni şekilde yorumlamak gerekir.
Enes O'nun
üstün cesaretine dair bir örneği açıklamıştır. Şöyle ki: Medine-i Münevvere'ye
düşmanın baskın düzenlediği haberi geceleyin yayınlanınca Resul-i Ekrem
(s.a.v.) Ebu Taiha'nın çıplak bir atına binerek düşman sesi sanılan semte hızla
ve herkesten önce koşturup varıyor. Yani zaman kaybı endişesiyle ata eğer bile
koymaya fırsat bırakmıyor. Sonra düşman baskını haberinin asılsız olduğunu
anlayıp oradan dönüşünde Medine-i Münevvere halkının o semte doğru gitmekte
olduklarını görüyor ve onları geri çevirip, korkulacak bir şeyin bulunmadığını
bildiriyor.
Hadiste geçen
"Bahr" kelimesi deniz, derya ve su manalarına gelir. Resul-i Ekrem
(s.a.v.), Ebu Talha'nın atını deryaya, suya benzetiyor. Yani bu at su gibi aktı
ve çok hızlı koştu, demek istiyor. Ağır yürüyüşlü olduğu söylenen bu atın böyle
hızlı koşması Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in bir mucizesİdir.
HADİSTEN
ÇIKARILAN HÜKÜMLER
1. Resül-i
Ekrem (s.a.v.)'in insanların en güzeli, en cömerdi ve en cesaretlisi olduğu
belirtilmiştir.
2. Başkasına
ait atı emaneten ve eğreti olarak almak meşrüdur.
3. Hayırlı bir
iş için eğreti istenen atı ve benzerini vermek müstehabtır.
4. Bir İslam
beldesine düşman baskını olduğunda buna karşı koymak için cihada çıkmak
gereklidir. Devlet adamları da bu hizmete bizzat katılabilirler.
5. Cihada giden
müslüman silahlanarak gitmelidir.
6. Hadis
Resül-i Ekrem (s.a.v.)'in üstün tevazuunu (gönül alçaklığını) n bir örneğini
verir. Çünkü eğersiz bir ata binerek gitmiştir.
İbn-i Abbas
(r.a.)'ın hadiSi Zevaid türündendir. Bu hadis, devlet yetkilileri tarafından
kafirlerle cihada çıkmaya çağırılan müslümanların cihada çıkmalarınm farz-ı ayn
olduğuna delalet eder.
Ebu Hureyre
(r.a.)'ın hadisini Nesai de rivayet etmiştir. Ayrıca Tirmizi, Hakim ve Beyhaki
de birer benzerini rivayet etmişlerdir.
Enes (r.a.)'ın
son hadisi ise Zevaid türündendir.
Bu iki hadis de
Allah yolunda savaşa gitmenin faziletini bildirmektedirIer.