SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-MENASİK

<< 2980 >>

41- HACC'I FESHETMEK (YANİ UMRE'YE ÇEVİRMEK) BABI

 

حدّثنا عَبْدُ الرَّحْمنِ بْنُ إِبْرَاهِيمَ الدَّمَشْقِيُّ.حدّثنا الْوَلِيدُ بْنُ مُسْلِمٍ. حدّثنا الأَوْزَاعِيُّ عَنْ عَطَاءٍ، عَنْ جَابِرٍ بْنِ عَبْدِ اللهِ. قَالَ: أَهْلَلْنَا مَعَ رَسُولِ اللهِ صلى الله عليه وسلم بِالْحَجِّ خالِصاً, لاَنَخْلِطُهُ بِعُمْرةٍ. فَقَدِمْنَا مَكَّةَ لأَرْبَعِ لَيَالٍ خَلَوْنَ مِنْ ذِي الْحِجَّةِ. فَلَمَّا طُفْنَا بِالْبَيْتِ، وَسَعَيْنَا بَيْنَ الصَّفَا وَالْمَرْوَةِ، أَمَرَنَا رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم أنْ نَجْعَلَهَا عُمْرَةً، وَاَنْ نَحِلَّ إِلَى النِّسَاءِ. فَقُلْنَا مَا بَيْنَنَا: لَيْسَ بَيْنَنَا وَبَيْنَ عَرَفَةَ إِلاَّ خَمْسٌ. فَنَخْرُجُ إِلَيْهَا وَمَذَاكِيرُنَا تَقْطُرُ مَنِيّاً؟

 فَقَالَ: رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم ((إِنِّي لأَبَرُّكُمْ وَأَصْدَقُكُمْ. وَلَوْلاَ الْهَدْيُ لأَحْلَلْتُ)) فَقَالَ سُرَاَةُ بْنُ مَالِكٍ: أَمُتْعَتُنَا هذِهِ لَعَامِنَا هذَا، أَمْ لأَبَدٍ؟

 فَقَالَ ((لاَ. بَلْ لأَبَدِ الأَبَدِ)).

 

Câbir bin Abdillah (r.a.)'dm; Şöyle demiştir: Biz Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in beraberinde sırf hac niyetiyle ihrama girdik, umre yi hacca katmadık. Sonra Zilhicce ayının dördüncü günü (sabahı) Mekke'ye vardık. Biz Ka'be'yi tavaf edip Safa ile Merve arasında sa'y edince Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) haccımızı umre'ye çevirmemizi ve ihramdan çıkıp kadınlarımıza yaklaşabilmemizi emretti. Bunun üzerine biz kendi aramızda: Bizim ile Arefe (günü veya Arafat) arasında ancak beş gün var. Biz kadınlarımızdan bile yararlanmış olarak Arafat'a çıkacağız (Bu ne hâldir?) diye konuştuk (bu duruma hayret ettik). Sonra Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

Ben şüphesiz hepinizden ziyâde hayra düşkün, Allah'a itaatkâr ve doğruyum. Ve (beraberimdeki) kurbanlık olmasaydı (umre yi yaptıktan sonra) ben muhakkak ihramdan çıkacaktım, buyurdu. Sonra Surakâ bin Mâlik (r.a.) (Resül-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e): Bu mut'a'mız (yâni umre için ettiğimiz tavaf ve sa'y'den sonra ihramdan çıkmak suretiyle yararlanmamız) bu yılımıza mı mahsustur, yoksa ebediyen meşru mudur? diye sordu. ResûM Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): Hayır, (bu yıla mahsus değildir). Bilâkis ilelebed meşrudur, buyurdu.

 

 

AÇIKLAMA:     Bu hadisi" Müslim. Ebu Davud. Nesai ve Ahmed de rivayet etmiştir. Tekmile yazarının dediği gibi Cabir (r.a.)'ın maksadı Veda haccında Resül-i Ekrem (s.a.v.)'e refakat eden sahabilElrin çoğunun Hacc-ı İfrad'a niyet ettiklerini beyan etmektir. Çünkü sahabilerin bir kısmının Hacc-ı Kıran'a, bir kısmının da Hacc-ı Temettü'a niyetlendikleri başka hadislerde sabittir. Bu durum Buhari, Ahmed, Ebu Davud ve başkalarının rivayet ettikleri Aişe (r.anha)'nın bir hadisinde açıklanmıştır.

 

Buradaki rivayetin zahirine göre Hacc-ı İfrad niyetiyle ihrama giren sahabiler tava! ve sa'y ettikten sonra Resul-i Ekrem (s.a.v.) onlara, haclarını umre'ye çevirmelerini emretmiştir. Halbuki bu emir Buhari ve Müslim' in rivayet ettikleri Cabir (r.a.)'ın bir hadisinde belirtildiği gibi tavaf ve say'dan önce buyurulmuştur. Asılolan da budur. Anılan emrin mükerrer buyurulduğu kuvvetle muhtemeldir ve buradaki rivayet böyle yorumlanmalıdır. Buhari, Müslim ve Ebu Davud 'un rivayet ettikleri Aişe (r.anha)'nın bir hadisinden anlaşıldığı gibi Veda haccında Mekke'ye girilmeden önce Resul-i Ekrem (s.a.v.). beraberinde kurbanlık getirenlere hac ve umre'ye niyetlenmelerini emretmiş ve kurbanlığı olmayanlar ise umre'ye niyetlenmişlerdir.

 

Sahabiler hac için Mekke'ye gidenlerin her türlü nefsi arzulardan uzak durmasının gerekliliğine inandıkları için hacc'ı umre'ye çevirmekle ihramdan çıktıktan sonra kadınlara yaklaşmayı ve bunun akabinde ihrama girip Arafat'a çıkmayı fazilet bakımından yadırgamış olabilirler. Cahiliyet devrinin itikadına göre ise hac aylarında umre yapmak en büyük günahlardandı. Resul-i Ekrem (s.a.v.) bu batıl itikadı yıkmak üzere beraberinde kurbanlık getirmeyen sahabilerin haclarını umre'ye çevirmelerini emretmiş ve bu hükme hayret eden sahabilerine hadiste anılan cevabı buyurmuştur.

 

HADİSİN FIKIH YÖNÜ

 

1. Hacc-ı İfrad niyetiyle ihrama giren bir kimse tavaf etmeden önce bunu umre'ye çevirebilir. Ahmed, Mücahid, el-Hasan ve Zahiriye mezhebi mensublarından bir grub böyle hükmetmişlerdir. Fakat cumhur bu hükmün Veda haccına mahsus olduğu görüşündedir. Veda haccında verilen ruhsat ve izin, hac mevsiminde umre yapmanın büyük günahlardan olduğuna dair cahiliyet devrinin batıl itikadını yıkmak içindir. Bu husus bundan sonra gelen babta rivayet edilen hadislerin izahı bölümünde tekrar ele alınacaktır.

 

2. Hacc-ı Temettü eden kimseler umre'ye aİt ihramdan çıktıktan sonra ihramlı kimse için haram olan şeyleri işleyebilirler. Bu cümleden olarak kadınlarına yaklaşabilirler.

3. Hacc-ı İfrad veya Hacc-ı Kıran niyetiyle ihrama giren ve beraberinde kurban getiren kimseler Veda haccında da hacılarını umre'ye çevirememişlerdir.

 

Şu noktayı da belirteyim:

 

Suraka (r.a.)'ın Resul-i Ekrem (s.a.v.)'e sordugu; "Bu mut'amız bu yılımıza mı mahsustur, yoksa ilelebed meşru mudur? sorusu ve buna karşılık buyurulan; "Hayır. (bu yıla

. mahsus değil). Bilakis İlelebed meşriidur" cevab değişik şekillerde yorumlanmıştır: Hacc'ın umre'ye çevirilmesine hükmeden Ahmed ve Zahiriye mezhebi mensublarına göre bu hükmün Veda haccı yılına mahsus olmayıp kıyamete dek meşrii olduğu yolunda yorum yapmışlardır. Cumhiira göre ise bu soru ile verilen cevab Hacc-ı Temettü'ün meşriiluğuna dairdir. Yani Hacc-ı Temettü daima meşriidur, meşruluğu Veda haccı yılına mahsus değildir.