SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’S-SAYD

<< 3217 >>

DEVAM: 8- (ETİ YENEN) HAYVAN HAYATTA OLDUĞU HALDE VÜCUDUNDAN KESİLEN PARÇA (NIN MURDAR OLDUĞUNU BEYAN EDEN HADİSLER) BABI

 

حدّثنا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ. حدّثنا إِسْمَاعِيلُ بْنُ عَيَّاشٍ. حدّثنا أَبُو بَكْرٍ الْهُذَلِيُّ عَنْ شَهْرِ ابْنِ حَوْشَبٍ، عَنْ تَمِيمٍ الدَّارِيِّ؛ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم  ((يَكُونُ فِي آخِرِ الزَّامَانِ قَوْمٌ يَحُبُّونَ أَسْنِمَةَ الإِبِلِ، وَيَقْطَعُونَ أَذْنَابَ الْغَنَمِ. أَلاَ، فَمَا قُطِعَ مِنْ حَيٍّ، فَهُوَ مَيِّتٌ)).

 

في الزوائد: في إسناده أبو بكر الهذليّ، وهوضعيف.

 

Temîm-i Dârî (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: Zamanın sonunda develerin hörgüçlerini ve koyunların kuyruklarını (diri iken) kesen bir topluluk olacaktır. Bilmiş olun ki bir diriden ne kesilirse, kesilen kısım murdardır.

 

Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedinde Ebu Bekir el-Hüzelt vardır. Bu ravi zayıftır.

 

 

AÇIKLAMA:     İbn-i Omer (r.a.)'ın hadisini Ebu Davud. Tirmizi, Darimi, Hakim ve Ahmed, Ebu Vakıd (r.a.)'ın hadisi olarak rivayet etmişlerdir.

 

Temim (r.a.)'ın hadisi ise Zevaid nevindendir. Bu hadisler, eti yenen hayvan hayatta iken vücudundan kesilen parçanın murdar hükmünde olup yenmesinin haramlığına delalet eder. Avlanan hayvan da bu hükme tabidir. Bu itibarla avlanan hayvan henüz ölmemiş il(en vÜcudundan kesilen parça murdar sayılır. Hatta av hayvanı bu parçanın kesilmesinden dolayı ölse bile hüküm budur.

 

Tekmile yazarı konu ile ilgili özetle şu bilgiyi verir: Ebu Hanife (r.a.)'ın rivayetine göre İbrahim Nehai şöyle demiştir: Sen bir hayvanı avlarken onu iki eşit parçaya ayırmak suretiyle avladığın zaman, o avın tamamını ye. Şayet avın baş tarafı diğer parçadan büyük ise, baş in bulundUğU tarafı ye ve diğer tarafı at. Şayet avlarken avın bir parçasını kesip kopanrtış isen, hepsini ye, yalnız kestiğin parçayı yeme. Eğer kestiğin parçanın deri kısmı, diğer deriden tamamen kesilmemiş ise kesilen parçayı da ye.

 

Yukardaki rivayeti Ebu Yusuf ve Muhammed nakletmişler ve Muhammed, el-Asar da bunu rivayet ettikten sonra: Biz bununla amel ederiz, demiştir.

 

Şafii de: Avlanan hayvan, avlanma esnasında kesilip koparılan parçanın kesilmesinden dolayı ölürse, kesilen parça da helaldır, murdar sayılmaz. Avlanma esnasında kesilen parça tamamen kesilmeyip bitiştirilmesi mümkün ise veya kesilip tamamen ayrılan kısım olmaksızın hayvanın yaşamaya devam etmesi mümkün olmazsa, mesela hayvan ikiye bölünmüş veya başı ile vücüdunun bir parçası bir tarafa, vücudunun çoğu da diğer tarafa ayrılmış, ya da hayvanın başının yarısı kesilmiş ise bütün bu şekillerde avın bÜtün par: çalan yenir, hiç bir parçası murdar sayılmaz. Çünkü anlatılan şekilde bir bölümü kesilmiş durumdaki av hayvanının yaşamını devam ettirmesi düşünülemez. Bu nedenle bu meseleler, bu hadisin şümulüne girmez. Ama vücudun üçte ikisi başla beraber olup kalanı kalça ile beraber kesilmiş ise veya başın yarısından azı kesilmiş ise, kesilen kısım murdar sayılır. Çünkü bu takdirde, kesilen parça, diri bir hayvandan kesilmiş durumdadır ve o av yenir, demiştir.

 

Hattabi de Ebu Vakıd (r.a.)'ın hadisinin şerhinde: Bu hadis, eti yenen hayvanın eti ve ona bitişik organları hakkındadır. Hayvanın kılı, yünü tüyü hakkında değildir. Av köpeğinin avdan kestiği ve atılan okun avdan kopardığı parça da diri hayvanın ,vücudundan kesilen parça gibidir. Mesela av peşine gönderilen köpek yakaladığı avın bir parçasını önce kesip sonra avı öldürürse veya atılan ok avın bir parçasını kopardıktan sonra av ölürse, avın ölümünden önce vücudundan kesilen parça murdadır. Çünkü av henüz hayatta iken bu parça onun vücudundan kesilmiştir. Şayet köpek veya atılan ok, avı ikiye bölerse, bu kesim, hayvanı boğazlama hükmündedir. Dolayısıyla iki taraf da yenir. Ebu Hanife: Bu takdirde avın başının bulunduğu taraf, diğer parçadan küçük olursa, murdar sayılır, eşit iseler ikisi de yenir, demiştir. Şafii'ye göre ise fark yoktur. Yani başın bulunduğu taraf diğer taraftan küçük de olsa her iki taraf yenir. Çünkü, ruh iki taraftan da beraber çıkınca, diri bir hayvanın bir parçasını kesmek durumu oluşmaz. Bu parçalayış, bir boğazlama hükmündedir. Çünkü avın tamamı bu parçalama ile öldürülmüş olur. Artık avın bir tarafının diğer tarafa tabi tutulması söz konusu değildir, hepsi ayni hükme tabidir.

 

YÜN, KIL VE TÜY İLE İLGİLİ HÜKÜMLER

 

Eti yenen hayvan hayatta iken kesilen yünü, kılı ve tüyü helaldır, temizdir. Kesen, kırpan kişi müslüman olsun, gayri müslim olsun farketmez. Alimler bu hususta itıifak halindedir. İmamü'l-Haremeyn'in beyanına göre bu hususta müslümanlarm icma'ı vardır.

Yün, kıl ve tüy murdar bir hayvanın vücudundan kesilirse bunun hükmü hakkında ihtilaf vardır. Şöyle ki:

 

1. Malikiler'e göre bunlar yolmak suretiyle değil de kesmek ve kırmak suretiyle alındığı takdirde temiz sayılır. Eti yenmeyen hayvan ister diri, ister ölü iken kesilen yünü, kılı ve tüyü temiz sayılır. Hatta köpek ve domuzun kılı da olsa hüküm aynidir. Eti yenmeyen herhangi bir hayvanın kıh, yünü veya tüyü yolmak suretiyle alınırsa, bunların deri tarafında olan ueları necis ve pistir, diğer kısmı temiz sayılır.

 

2. Hanefi ve Hanbeli mezheb alimleri de Malikiler gibi hükmetmişlerdir. Şu farkla ki domuzun kılları necistir, pistir. İster yolmak suretiyle, ister kırpmak suretiyle alınsın. Keza ister domuz diri iken kılları alınsın, ister ölü iken alınsın hüküm aynidir. Hanbelilere göre köpek de domuz gibidir.

 

3. Şafiiler'e göre yün, kıl ve tüy, murdar bir hayvandan alınma veya eti yenmeyen diri bir hayvandan alınma olduğu zaman ister yolmak suretiyle, ister kesmek suretiyle elde edilsin mutlaka neds ve pistir. Onlara göre köpek ve domuz ile bunlardan doğma hayvanlar necistir.