DEVAM: 8- (ETİ YENEN)
HAYVAN HAYATTA OLDUĞU HALDE VÜCUDUNDAN KESİLEN PARÇA (NIN MURDAR OLDUĞUNU BEYAN
EDEN HADİSLER) BABI
حدّثنا
هِشَامُ بْنُ
عَمَّارٍ.
حدّثنا إِسْمَاعِيلُ
بْنُ
عَيَّاشٍ.
حدّثنا أَبُو
بَكْرٍ
الْهُذَلِيُّ
عَنْ شَهْرِ
ابْنِ
حَوْشَبٍ،
عَنْ تَمِيمٍ
الدَّارِيِّ؛
قَالَ: قَالَ
رَسُولُ
اللهِ صلى
الله عليه وسلم ((يَكُونُ
فِي آخِرِ
الزَّامَانِ
قَوْمٌ
يَحُبُّونَ
أَسْنِمَةَ
الإِبِلِ،
وَيَقْطَعُونَ
أَذْنَابَ
الْغَنَمِ.
أَلاَ، فَمَا
قُطِعَ مِنْ
حَيٍّ،
فَهُوَ
مَيِّتٌ)).
في الزوائد:
في إسناده أبو
بكر الهذليّ،
وهوضعيف.
Temîm-i Dârî
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu, demiştir: Zamanın sonunda develerin hörgüçlerini ve koyunların
kuyruklarını (diri iken) kesen bir topluluk olacaktır. Bilmiş olun ki bir
diriden ne kesilirse, kesilen kısım murdardır.
Not: Zevaid'de
şöyle denilmiştir: Bunun senedinde Ebu Bekir el-Hüzelt vardır. Bu ravi
zayıftır.
AÇIKLAMA: İbn-i Omer (r.a.)'ın hadisini Ebu Davud. Tirmizi, Darimi, Hakim ve Ahmed,
Ebu Vakıd (r.a.)'ın hadisi olarak rivayet etmişlerdir.
Temim (r.a.)'ın
hadisi ise Zevaid nevindendir. Bu hadisler, eti yenen hayvan hayatta iken
vücudundan kesilen parçanın murdar hükmünde olup yenmesinin haramlığına delalet
eder. Avlanan hayvan da bu hükme tabidir. Bu itibarla avlanan hayvan henüz
ölmemiş il(en vÜcudundan kesilen parça murdar sayılır. Hatta av hayvanı bu
parçanın kesilmesinden dolayı ölse bile hüküm budur.
Tekmile yazarı
konu ile ilgili özetle şu bilgiyi verir: Ebu Hanife (r.a.)'ın rivayetine göre
İbrahim Nehai şöyle demiştir: Sen bir hayvanı avlarken onu iki eşit parçaya
ayırmak suretiyle avladığın zaman, o avın tamamını ye. Şayet avın baş tarafı
diğer parçadan büyük ise, baş in bulundUğU tarafı ye ve diğer tarafı at. Şayet
avlarken avın bir parçasını kesip kopanrtış isen, hepsini ye, yalnız kestiğin
parçayı yeme. Eğer kestiğin parçanın deri kısmı, diğer deriden tamamen
kesilmemiş ise kesilen parçayı da ye.
Yukardaki
rivayeti Ebu Yusuf ve Muhammed nakletmişler ve Muhammed, el-Asar da bunu
rivayet ettikten sonra: Biz bununla amel ederiz, demiştir.
Şafii de:
Avlanan hayvan, avlanma esnasında kesilip koparılan parçanın kesilmesinden
dolayı ölürse, kesilen parça da helaldır, murdar sayılmaz. Avlanma esnasında
kesilen parça tamamen kesilmeyip bitiştirilmesi mümkün ise veya kesilip tamamen
ayrılan kısım olmaksızın hayvanın yaşamaya devam etmesi mümkün olmazsa, mesela
hayvan ikiye bölünmüş veya başı ile vücüdunun bir parçası bir tarafa, vücudunun
çoğu da diğer tarafa ayrılmış, ya da hayvanın başının yarısı kesilmiş ise bütün
bu şekillerde avın bÜtün par: çalan yenir, hiç bir parçası murdar sayılmaz.
Çünkü anlatılan şekilde bir bölümü kesilmiş durumdaki av hayvanının yaşamını
devam ettirmesi düşünülemez. Bu nedenle bu meseleler, bu hadisin şümulüne
girmez. Ama vücudun üçte ikisi başla beraber olup kalanı kalça ile beraber
kesilmiş ise veya başın yarısından azı kesilmiş ise, kesilen kısım murdar
sayılır. Çünkü bu takdirde, kesilen parça, diri bir hayvandan kesilmiş
durumdadır ve o av yenir, demiştir.
Hattabi de Ebu
Vakıd (r.a.)'ın hadisinin şerhinde: Bu hadis, eti yenen hayvanın eti ve ona
bitişik organları hakkındadır. Hayvanın kılı, yünü tüyü hakkında değildir. Av
köpeğinin avdan kestiği ve atılan okun avdan kopardığı parça da diri hayvanın
,vücudundan kesilen parça gibidir. Mesela av peşine gönderilen köpek yakaladığı
avın bir parçasını önce kesip sonra avı öldürürse veya atılan ok avın bir
parçasını kopardıktan sonra av ölürse, avın ölümünden önce vücudundan kesilen
parça murdadır. Çünkü av henüz hayatta iken bu parça onun vücudundan
kesilmiştir. Şayet köpek veya atılan ok, avı ikiye bölerse, bu kesim, hayvanı
boğazlama hükmündedir. Dolayısıyla iki taraf da yenir. Ebu Hanife: Bu takdirde
avın başının bulunduğu taraf, diğer parçadan küçük olursa, murdar sayılır, eşit
iseler ikisi de yenir, demiştir. Şafii'ye göre ise fark yoktur. Yani başın
bulunduğu taraf diğer taraftan küçük de olsa her iki taraf yenir. Çünkü, ruh
iki taraftan da beraber çıkınca, diri bir hayvanın bir parçasını kesmek durumu
oluşmaz. Bu parçalayış, bir boğazlama hükmündedir. Çünkü avın tamamı bu
parçalama ile öldürülmüş olur. Artık avın bir tarafının diğer tarafa tabi
tutulması söz konusu değildir, hepsi ayni hükme tabidir.
YÜN, KIL VE TÜY
İLE İLGİLİ HÜKÜMLER
Eti yenen
hayvan hayatta iken kesilen yünü, kılı ve tüyü helaldır, temizdir. Kesen,
kırpan kişi müslüman olsun, gayri müslim olsun farketmez. Alimler bu hususta
itıifak halindedir. İmamü'l-Haremeyn'in beyanına göre bu hususta müslümanlarm
icma'ı vardır.
Yün, kıl ve tüy
murdar bir hayvanın vücudundan kesilirse bunun hükmü hakkında ihtilaf vardır.
Şöyle ki:
1. Malikiler'e
göre bunlar yolmak suretiyle değil de kesmek ve kırmak suretiyle alındığı
takdirde temiz sayılır. Eti yenmeyen hayvan ister diri, ister ölü iken kesilen
yünü, kılı ve tüyü temiz sayılır. Hatta köpek ve domuzun kılı da olsa hüküm
aynidir. Eti yenmeyen herhangi bir hayvanın kıh, yünü veya tüyü yolmak
suretiyle alınırsa, bunların deri tarafında olan ueları necis ve pistir, diğer
kısmı temiz sayılır.
2. Hanefi ve
Hanbeli mezheb alimleri de Malikiler gibi hükmetmişlerdir. Şu farkla ki domuzun
kılları necistir, pistir. İster yolmak suretiyle, ister kırpmak suretiyle
alınsın. Keza ister domuz diri iken kılları alınsın, ister ölü iken alınsın
hüküm aynidir. Hanbelilere göre köpek de domuz gibidir.
3. Şafiiler'e
göre yün, kıl ve tüy, murdar bir hayvandan alınma veya eti yenmeyen diri bir
hayvandan alınma olduğu zaman ister yolmak suretiyle, ister kesmek suretiyle
elde edilsin mutlaka neds ve pistir. Onlara göre köpek ve domuz ile bunlardan
doğma hayvanlar necistir.