DEVAM: 12- VEZAG (YANİ
ALACA KELERLERİ) ÖLDÜRME (HÜKMÜNÜN BEYANI) BABI
حدّثنا
أَبُو بَكْرِ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ. حدّثنا
يُونُسُ بْنُ
مُحَمَّدٍ
عَنْ جَرِيرِ
بْنِ
حَازِمٍ،
عَنْ
نَافِعٍ،
عَنْ سَائِبَةَ،
مَوْلاَةِ
الْفَاكِهِ
بْنِ
الْمُغِيَرةِ؛
أَنَّهَا
دَخَلَتْ
عَلَى
عَائِشَةَ فَرَأَتْ
فِي
بَيْتِهَا
رُمْحاً
مَوْضُوعاً.
فَقَالْتْ:
يَا أُمَّ
الْمُؤْمِنِينَ!
مَا
تَصْنَعِينَ
بِهذَا؟
قَالَتْ:
نَقْتُلُ بِهِ
هذِهِ
الأَوْزَاغَ.
فَإِنَّ
نَبِيَّ اللهِ
صلى الله عليه
وسلم
أَخْبَرَنَا
أَنَّ
إِبْرَاهِيمَ،
لَمَّا
أُلْقِيَ فِي
النَّارِ
لَمْ تَكُنْ
فِي الأَرْضِ
دَابَّةٌ
إِلاَّ
أَطْفَأَتِ
النَّارَ.
غَيْرَ
الْوَزَغِ.
فَإِنَّهَا كَانَتْ
تَنْفُخُ
عَلَيْهِ.
فَأَمَرَ
رَسُولُ
اللهِ صلى
الله عليه
وسلم
بِقَتْلِهِ.
في الزوائد: إسناد
حديث عائشة
صحيح، ورجاله
ثقات.
Fâkih bin
el-Müğîre'nin âzadlı cariyesi Sâibe (r.ankâ)'dan rivayet edildiğine göre:
Kendisi bir kere Âişe (r.anhâ)'nın yanına girmiş ve odasında bir tarafa
konulmuş bir mizrâk görmüş. Bunun üzerine (Hz. Âişe'ye): Ey mu'minlerin anası!
Sen bu mizrakla ne yapıyorsun? diye sormuş. Âişe (r.anhâ) da: Biz bununla şu
alaca kelerleri öldürüyoruz. Çünkü İbrahim ateşe atıldığı zaman alaca kelerler
hâriç, yer yüzünde olan bütün hayvanların o ateşi söndürdüklerini, fakat alaca
kelerlerin İbrahim aleyhine (ateşe) üfürdüğünü Allah'ın Nebi'i (Muhammed)
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bize haber verdi. Sonra Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) alaca keleri öldürmeyi emretti.
Not: Zevaid'de
şöyle denilmiştir: Aişe (r.anha)'nın hadisinin senedi sahih ve ravileri sıka
zatlardır.
AÇIKLAMA: Ümmü Şerik (r.anha)'nın hadisini Buhari, Müslim ve Nesai de rivayet
etmişlerdir. Buhari'nin rivayet ettiği metin şöyledir: "ResuluIlah
(s.a.v.) alaca keleri öldürmeyi emretti ve buyurdu ki: Alaca keler, İbrahim
(Aleyhisselam)'ın üzerine ateşi üfürüyordu."
Ebu Hureyre
(r.a.)'ın hadisini Müslim, Tirmizi ve Ebu Davud da rivayet etmişlerdir. Sindi
bu hadisin izahı bölümünde şöyle der: "Müslim' in bir rivayetine göre
"Kim alaca keleri birinci darbede öldürürse o kimse için yüz sevab vardır
... " buyurulmuştur. Yine Müslim 'deki diğer bir rivayete göre "Kim
alaca keleri birinci darbede öldürürse o kimse için yetmiş sevab vardır ...''
buyurulmuştur. Alimler: Alaca kelerleri öldürme emrinin hikmeti bunun zararlı ve
eziyet edici olmasındandır. ilk darbede öldürme sevabının çokluğunun hikmeti
ise, alaca keleri öldürmeye önem vermek ve bir an önce öldürmeye teşviktir.
Çünkü ilk vuruşta isabet almaması halinde kaçırılması kuvvetle muhtemeldir. Bir
rivayette yetmiş sevab buyurulmuş iken diğer rivayette yüz sevab buyurulmuş
olması meselesine gelince, muhtemelen Resul-i Ekrem (s.a.v.), önce yetmiş sevab
hükmünü beyan etmiş. Sonra Allah Teala bu sevabı yüze çıkarınca Resül-i Ekrem
(s.a.v.) son hükmü de beyan buyurmuştur, derler."
Nevevi de;
Alimler, kelerin eziyet edici hayvanlardan olduğu noktasında ittifak
halindedir. Resül-i Ekrem (s.a.v.), bu. sebeble alaca keleri öldürmeyi emretmiş
ve müslümanlan teşvikte bulunmuştur, der.
Aişe
(r.anha)'nın 3230 nolu hadisini Müslim de rivayet etmiştir. Bu hadiste alaca
kelere fasıkcık sıfatı verilmiştir. Fasıklığın lügat manası, çıkmaktır. Alaca
keler, fazla zarar vermek ve eziyet etmekle diğer bir çok hayvanın
karekterinden ve huyundan aynIdığı, çıktığı için ona bu sıfat takılmıştır.
Saibe
(r.a.)'nın hadisini Zevaid yazarı, Zevaid nevinden, yani yalnız müellifimizin
rivayet ettiği hadislerden saymıştır. Fakat el-Münziri'nin et-Terğib'te beyan
ettiğine göre bu hadisi Nesai ve İbn-i Hibban da rivayet etmişlerdir. İbrahim
(a.s.)'ın ateşe atılması meselesi malum ve meşhurdur. Alaca keler, İbrahim
(a.s.)'ın ateşine üfürmekle, insan nesIine karşı beslediği düşmanlığı ve kin'i
açığa vurmuştur.
İbrahim
(a.s.)'ın ateşe atılması olayı Enbiya süresinin 68, 69 ve 70. ayetlerinde
bildirilmiştir. Konu ile ilgili gerekli bilgi için bu ayetlerin tefsirlerine
bakılmalıdır.