SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-EDAHİ

<< 3154 >>

DEVAM: 12- BAYRAM NAMAZINDAN ÖNCE KURBAN KESMENİN YASAKLlĞI BABI

 

حدّثنا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ. حدّثنا عَبْدُ الأَعْلَى عَنْ خَالِدٍ الْحَذَاءِ، عَنْ أَبِي قِلاَبَةَ؛ عَنْ أَبِي زَيْدٍ. قَالَ أَبُو بَكْرٍ: وَقَالَ غَيْرُ عَبْدِ الأَعْلَى: عَنْ عَمْرِو بْنِ بُجْدَانَ، عَنْ أَبِي زَيْدٍ الأَنْصَارِيِّ؛ قَالَ: مَرَّ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم بِدَارٍ مِنْ دُورِ الأَنْصَارِ. فَوَجَدَ رِيحَ قُتَارٍ.  فَقَالَ ((مَنْ هذَا الَّذِي ذَبَحَ؟)) فَخَرَجَ إِلَيْهِ رَجُلٌ مِنَّا. فَقَالَ: أَنَا. يَا رَسُولَ اللهِ! ذَبَحْتُ قَبْلَ أَنْ أُصَلِّيَ لأُطْعِمَ أَهْلِي وَجِيرَانِي. فَأَمَرَهُ أَنْ يُعِيدَ. فَقَالَ: لاَ. وَاللهِ! الَّذِي لاَإِلهَ إِلاَّ هُوَ. مَاعِنْدِي إِلاَّ جَذَعٌ أَوْ حَمَلٌ مِنَ الضَّأْنِ.  قَالَ ((اذْبَحْهَا، وَلَنْ تُجْزِئَ جَذَعَةٌ عَنْ أَحَدٍ بَعْدَكَ)).

 

Ebû Zeyd el-Ensârî (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ensâr'ın evlerinden birinin yanından geçti de pişirilmekte olan et kokusunu duydu da bunun üzerine: «Şu boğazlayan adam kimdir?» diye sordu. Bizden bir adam Onun huzuruna çıkarak: Benim, Yâ Resûlallah. Çoluk çocuğuma ve komşularıma (et) yedireyim diye ben bayram namazını kılmadan önce kurbanımı boğazladım, dedi. Resul i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de adam'a yeniden kurban kesmesini emretti. Adam da:

 

Kendisinden başka ilâh olmayan Allah'a yemin ederim ki (kurban edeceğim başka hayvan) yoktur. Benim yanımda ceza' (yâni yaşça küçük hayvan) veya kuzudan başkası yoktur, dedi. Resul i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): Cezaa'yı boğazla, fakat cezaa, senden sonra hiç kimse için kifayet etmez (yâni kurban olamaz), buyurdu.

 

 

AÇIKLAMA:     Enes (r.a.)'ın hadisini Buhari ve Müslim de rivayet etmişlerdir.

Cündeb (r.a.)'ın hadisini bunlarla beraber Nesai de rivayet etmiştir.

Zevaid nevinden olan Uveymir (r.a.)'ın hadisini İbn-i Hibban da rivayet etmiştir.

 

Ebü Zeyd (r.a.)'ın hadisinin Zevaid nevinden olduğuna dair bir kayıt bulunmamakla beraber, buna Kütüb-i Sitte'nin kalanlarında rastlayamadım.

Son hadiste geçen "Hamel" kuzu demektir.

Ceza' ve Cezaa yaşça küçük deve, sığır ve davar hakkıda kullanılan birer kelimedir. Ceza' erkeğine, Cezaa da dişisine denilir.

 

Bu kelime, beş yaşına girmiş deve, cumhüra göre iki yaşına girmiş sığır, Malik 'e göre üç yaşına basan sığır, altı ayını doldurmuş olup bir yılını doldurmuşundan farksız görülen kuzu ve alimlerin ekserisine göre henüz iki yaşına basmış keçi oğlağı, Şafiiler'e göre henüz üç yaşına girmemiş keçi oğlağı hakkında kullanılır. Başka görüşler de vardır.

Deve, sığır ve keçinin cezaa denilen küçük yaştakilerden kurban olamaz. Bu hususta alimlerin ittifakı vardır. Koyundan olan cezaa ise cumhüra göre kurban olabilir. İbn-i Omer ile Zühri buna karşı çıkmışlardır.

 

Son hadiste Resül-i Ekrem (s.a.v.), ensar! olan zata mahsus olmak üzere cezaa'yı kurban etmesine izin vermiştir. Bu ruhsat özelolduğuna göre ensari'nin kesmek istediği cezaa, muhtemelen keçi oğlağıdır. Yada sığır veya devedendir. Çünkü koyun nevinden olan cezaa, yani en az altı ayını doldurmuş ve bir yılını doldurandan farksız olan kuzuyu kurban etmek meşrüdur, hatta bazı alimlere göre daha faziletlidir. Bu konu bu kitabın yedinci babında rivayet edilen 3138 - 3141 nolu hadislerin izahı bölümünde etraflıca izah edilmiştir.

 

El-Hafız, el-Fetih'te: Ebu Zeyd el-Ensari'nin hadisinde, yani 3154 nolu hadisimizde sözü edilen ensari adamın Ebu Bürde olduğu yorumu yapılır. Çünkü Ebü Bürde ensar'dandır, der. Ebu Bürde madıyalhlhü anh)'ın kesmesine izin verilen kurbanlığının keçi oğlağı olduğu Ebu Davud ile Buhari'nin rivayetlerinde belirtilmiştir.

 

El-Hafız'ın yorumlamasına göre bu hadiste geçen Cezaa. keçi oğlağı manasına yorumlanır.

BU BAB IN HADISLERDEN ÇıKAN FıKıH HÜKMÜ

Kurban kesme zamanı, Kurban bayramı namazından sonra girer.

Bayram namazından önce kesilen kurban, kurban sayılmaz. Böyle yapan bir kimse kurbanını iade etmekle, yani tekrar kurban kesmekle mükelleftir.

 

ALİMLERİN BU HUSUSTAKİ GÖRÜŞLERİ

 

1. Hanefi mezhebine göre kurban kesme zamanı şehirlerde ve şehir hükmünde olan yerlerde bayram namazı kılındıktan sonra başlar. Şayet böyle bir yerde herhangi bir sebeble bayram namazı kılınmazsa, bayramın ilk günü öğle namazı vaktinin girmesiyle kurban kesme zamanı başlamış olur.

 

Göçebe hayatı yaşayan kimseler ile köylerde ikamet edenler bayram namazı kendilerine vacib olmadığı için bayramın ilk günü fecir doğduktan sonra kurban kesebilirler. Çünkü böyle kimseler kurban kesmekle meşgulolmaları, onları vacib olan başka bir ibadetten alakoymaz.

 

Bir kimse yukarda belirtilen vakit girmeden önce kurban keserse, onun kestiği kurban sayılmaz. Dolayısıyla yeniden kurban kesmekle mükelleftir. Yani şer'an zengin sayılıyorsa yeniden kurban kesmesi vacibtir.

 

2. Şafii, Davud ve İbnü'l-Münzir'e göre bayramın ilk günü güneş doğduktan sonra bayram namazını kılmak ve iki hutbe okumak için gerekli sürenin geçmesiyle kurban kesme zamanı girmiş olur. Bu zaman girdikten sonra kesilen kurban geçerlidir. İster henüz imam bayram namazını kıldırmış olsun veya olmasın, keza kurban sahibi bayram. namazını henüz kılmamış ise de hüküm aynidir. Bu hüküm husüsunda köylü veya şehirli ayırımı yoktur. Keza misafir ile memleketinde ikÜmet eden arasında da bir fark yoktur. En faziletlisi ise kurban sahibinin imam la beraber bayram namazını kıldıktan sonra kurban kesmesidir.

 

3. Malik'e göre kurban -kesme zamanı bayram namazı ve hutbesinden sonra girer. İmam kurban kesecekse, bayram namazı ve hutbesinden sonra önce kendisi kurban keser. Bundan sonra kişiler kurbanlarını kesebilirler. Şayet bir kimse namazdan veya hmbeden önce ya da imamdan önce kurban keserse. onun kestiği kurban sayılmaz. Şayet imam kurban kesmeyecek ise onun kurban kesmesi süresi kadar bir zaman geçtikten sonra cemaat kurbanlarını keserler. Bu hüküm husüsunda köylü ve şehirli ayırımı yoktur.

4. Ahmed, Evzai,. İshak ve Hasan-i Basri'ye göre imam bayram namazını kıldırdıktan sonra kurban kesme zamanı girmiş olur. Köylü ve şehirli farkı yoktur.

 

KURBAN BAYRAMININ KAÇINCI GÜNÜNE KADAR KESİLEBİLİR?

 

Alimler arasında bu hususta da ihtilaf vardır. Şöyle ki:

 

1. Hanefiler, Malik, Ahmed ve Sevri'ye göre kurban, bayramın üçüncü günü akşamına kadar kesilebilir. Daha sonra kesilemez. Bu görüş, Ömer, oğlu Abdullah ve Ebu Hureyre (r.a.)'den de rivayet olunmuştur.

 

2. Şafiiler ve Zahiriyye mezhebi mensublarına göre ise kurban, bayramın dördüncü günü akşamına kadar kesilebilir. Daha sonraya bırakılamaz. Ali. Cübeyr bin Mut'im, İbn-i Abbas (r.a.) ile Ata, Hasan-i Basri ve Omer bin Abdilaziz'den de bu görüş rivayet olunmuştur.

Yukarıdaki görüşlerden başka görüşler de vardır. Onları buraya aktarmaya gerek görmüyorum.

 

Hanefiler, Şafii, İshak ve Cumhura göre kurbanı geceleyin kesmek caiz ise de mekruhtur. Bu görüş Ahmed'den de rivayet edilmiştir .