DEVAM: 11- HALİTLAR
(YANİ ÜZÜM VE HURMA KARIŞIMININ ŞIRASIN) IN YASAKLlĞI BABI
حدّثنا
هِشَامُ بْنُ
عَمَّارٍ.
حدّثنا الْوَالِيدُ
بْنُ
مُسْلِمٍ.
حدّثنا
الأَوْزَاعِيُّ
عَنْ يَحْيَى
بْنِ أَبِي
كَثِيرٍ،
عَنْ عَبْدِ
اللهِ بْنِ
أَبِي
قَتَادَةَ،
عَنْ
أَبِيهِ؛
أَنَّهُ
سَمِعَ
رَسُولَ اللهِ
صلى الله عليه
وسلم يَقُولُ: ((لاَ
تَجْمَعُوا
بَيْنَ
الرُّطَبِ وَالزَّهُوِ،
وَلاَ بَيْنَ
الزَّبِيبِ
وَالتَّمْرِ.
وَانْبِذُوا
كُلَّ
وَاحِدٍ مِنْهُمَا
عَلَى
حِدَتِهِ)).
Ebû Katâde
(Haris) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre kendisi Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'den şu buyruğu işitmiştir: «Hurma ile hurma koruğunu bir
arada birleştirmeyim/, kuru üzüm ile kuru hurmayı da bir arada
birleştirmeyiniz. (Yâni birarada sulandırmak suretiyle şıra yapmayınız.)
Bunların her birini yalnızca sulandırıp şırasını yapınız.»'
Tahric: Bu
hadisi Buhârl, Müslim, Ebû Dâvûd ve Nesâî tarafından da rivayet edilmiştir.
AÇIKLAMA: Cabir (r.a.)'ın hadisini Buhari, Müslim, Ebü Davud ve Nesai de rivayet
etmişlerdir. Tirmizi de bunun benzerini rivayet etmiştir.
Ebü Hureyre
(r.a.)'ın hadisi Müslim tarafından da rivayet edilmiştir.
Ebü Katade
(r.a.)'ın hadisi ise Buhari, Müslim, Ebü Davud ve Nesai tarafından da rivayet
edilmiştir.
Bu hadislerde
geçen bazı kelimeleri açıklayalım: Temr: Kuru hurmadır. Zebib:' Kuru üzümdür.
Rütab: Olgunlaşan taze hurmadır. Büsr: Hurma koruğudur. Zehv: Olgunlaşmamış,
fakat alacalanmış hurma koruğudur.
Bu hadisler
bunlardan ikisini bir kabakoyup sulandırmak süretiyle şıra yapmanın yasaklığına
delalet eder.
Nevevi, bu
hadislerj kuru hurma ile kuru üzümü veya kuru hurma ile yaş hurmayı, ya da kuru
hurma ile hurma koruğunu ve- . ya yaş hurma ile hurma koruğunu ya da bunlardan
herhangi birisini diğerine karışararak sulandırmak süretiJle şırasını yapıp
içmenin yasak kılındığına delalet eder. Bizim arkadaşlarımız ve diğer alimler
demişler ki, bunun mekruh kılınması sehebij iki maddenin kanşımı olması
yüzünden çabuk tahammur etmesidir. Yani sarhoşluk verecek duruma çabuk
dönüşmesidir. Böyle bir şırahenüz tadı değişmemiş iken sarhoşluk verebilir.
Böyle bir şırayı içen kimse bunun sarhoşluk vermediğini zanneder. Oysa
sarhoşluk verecek duruma gelmiş olabilir.
Bizim
mezhebimiz ve Cumhurun mezhebi; bu yasağın tenzihen mekruhluk anlamında
olmasıdır. Yukarda anılan iki maddenin karışımının şırası, sarhoşluk verecek
duruma geçmedikçe, içilmesi haram değildir. Alimlerin Cumhurunun görüşü
böyledir. Malikiler'in bazısına göre böyle bir şırayı içmek haramdır. Ebu
Hanıfe ile Ebu Yusuf'a göre ise, anılan iki maddenin kanşımından yapılan şırayı
içmek caizdir, mekruhluğu da yoktur. Çünkü anılan maddelerden her birinden
yapılan şırayı içmek caizdir. Bunu bir başka şıraya kanştırmak da caizdir.
Fakat Cumhur, Ebu Hanife ile Ebu Yusuf'un bu görüşünü reddetmiştir. Çünkü sahih
ve apaçık olan bu hadisler böyle bir şırayı içmeyi yasaklamıştır. Bu yasak
haramlık manasını değil ise, en az mekruhluk manasını ifade eder.
Hadislerde
anılan maddelerden iki veya dana fazlasını kanştınp yoğurmak suretiyle veya
başka türlü işleyip tatlı veyA yemek yapmak ise caizdir. Bunda bir mekruhluk
yoktur, der.
Aynü'l-Mabud
yazannın beyanına göre Hattabi, anılan iki maddenin kanştınlarak sulandınlmak suretiyle
yapılan şırayı içmenin bazı ilim adamlarma göre haram olduğunu ifade ederek:
Böyle hükmeden ilim adamları bu konuda rivayet edilen hadislerin zAhirini
tutmuşlardır. Onlara göre böyle bir şıra sarhoşluk vermese bile haramdır. Ata
ve Tavus böyle hükmedenlerdendir. Malik, Ahmed bin Hanbel, İshak ve
hadisçilerin hepsi böyle hükmetmişlerdir. Şafii mezhebi alimlerinin ek serisi
de bu görüştedir. Anılan alimlere göre, böyle bir şırayı içen kimse hadislerle
yasaklanmış bir şırayı içmekle günah işlemiş olur. Şayet şıra müskir hale
gelmiş ise iki yönden günah işlemiş olur. Çünkü hem kanşık bir şıra içmiş olur
ve hem de müskir bir içki içmiş sayılır.
Hülasa, yukarda
beyan edilen görüşlerden ve bilgiden elde edilen sonuç şudur: Anılan
maddelerden şıra yapılması istendiği zaman yalnız bir maddeden yapılmalıdır.
İki maddeden bir arada yapılmama!ıdır. En sağlıklı ve takvaya en uygun olanı
budur!