DEVAM: 12- NEBİZ'İN
(ŞIRANIN) YAPILIŞI VE İÇİLMESİ BABI
حدّثنا
مُحَمَّدُ
بْنُ عَبْدِ
الْمَلِكِ بْنِ
أَبِي
الشَّوَارِبِ.
حدّثنا أَبُو
عَوَانَةَ
عَنْ أَبِي
الزُّبَيْرِ،
عَنْ جَابِرِ
بْنِ عَبْدِ
اللهِ؛ قَالَ:
كَانَ
يُنْبَذُ
لِرَسُولِ
اللهِ صلى
الله عليه
وسلم فِي
تَوْرٍ مِنْ
حِجَارَةٍ.
Câbir bin
Abdillah (r.a.)'dan; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
için taştan (mamul) tevr (denilen) kabta şıra yapılırdı.
AÇIKLAMA: Aişe (r.anha)'nın hadisi Müslim ve Ebu Davud tarafından da rivayet
edilmiştir. İbn-i Abbas (r.a.)'ın hadisini Müslim, Ebü Davud ve Nesai de
rivayet etmişlerdir. Cabir (r.a.)'ın hadisi de İbn-i Abbas' ın hadisini rivayet
eden bu üç zat tarafından rivayet edilmiştir.
Sıka: Su kabı
manasınadır. Ancak bazı rivayetler burada. bu kelime ile tulum manasının
kasdedildiğine delalet der.
Tevr: Bakır
veyA taştan yapılan kab manasınadır. Burada taştan mamul kab anlamında
kullanıldığı hadisin metninden anlaşılır.
Gudve: Sabah
namazından sonra güneş doğuncaya kadar olan zaman mAnAsını ifade eder.
Aşiyye: Öğle
zamanı ile güneşin batması arasında geçen süre mAnasınadır. Tercemede bu
kelimeleri sabahleyin ve akşamleyin biçiminde ifade ettim.
Aişe
(r.anha)'nın hadisini İbn-i Mace, Osman biII Ebi Şeybe aracılığıyla Ebu
Muaviye'den, ayrıca Muhammed bin Abdülmelik aracılığıyla Abdulvahid bin
Ziyad'dan rivayet etmiştir. Gudve ve Aşiyye ifadeleri Abdülvahid'in rivayetinde
bulunur. Ebu Muaviye'nin rivayetinde ise bu kelimeler yerine Nahar (yAni
gündüz) ve Leyi (yani gece) kelimeleri bulunur. İbn-i Mace hadisin sonunda bu
duruma işaret eder.
Bu hadIste Aişe
(r.a.). Resul-i Ekrem (Aleyhi'ssalatü ve's-selam) için şıranın nasıl
hazırlandığını açıklar. Ve sabahleyin hazırlanan şıranın akşamleyin içildiğini,
akşam hazırlanan şıranın sabahleyin içildiğini, başka bir tabirle, gündüz
hazırlanan Şıranın geceleyin içildiğini ve gece hazırlanan şıranın gündüz
içildiğini ifade eder.
İbn-i Abbas
(r.a.)'ın hadisinden Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in şırayı, hazırlandığı gün, ertesi
gün ve üçüncü gün içtiği anlaşılır.
Bu iki hadis
arasında ihtilM söz konusu değildir. Çünkü şıranın, hazırlandığı gün içilmesi,
daha sonra içilmediğini ifade etmez.
BAzılan şöyle
demişlerdir. Aişe (r.anha)'nın hadIsinde belirtilen durum sıcak mevsime ait
olabilir. Çünkü sıcak günlerde şıranın ikinci gün bozulmasından korkulur. İbn-i
Abbas (r.a.)'ın hadisindeki duı::um ise. sıcak olmayan zamanlara ait olabilir.
Yani şıranın üç güne kadar bozulması endişesi olmayan zamanlara aİt olabilir.
Bir kavle göre
Aişe (r.anha)'nın söz konusu ettiği şıra bir günde bitirilen az şıra, İbn-i
Abbas (r.a.)'ın konu ettiği şıra ise çokça yapılan şıra hakkındadır, diye yorum
yapılabilir.
Bu hadisler,
şıra yapmanın ve içilmesinin cı:i.izliğine delAlet eder.
Yapılan şıra
tatlı kalıp bozulmadıkça ve kabarmadıkça içilir. Nevevi' nin ifade ettiği gibi
bu hususta tüm müslümanların icma'ı vardır.