DEVAM: 5- TELBİNE
(MUHALLEBİYE BENZEYEN TATLI) BABI
حدّثنا
عَلِيُّ بْنُ
أَبِي
الْخَصِيبِ.
حدّثنا
وَكِيعٌ عَنْ
أَيْمَنَ
بْنِ
نَابِلٍ، عَنِ
امْرَأَةٍ
مِنْ
قُرَيْشٍ
((يُقَالَ
لَهَا
كلْثُمٌ))
عَنْ عَائِشَةَ؛
قَالَتْ:
قَالَ
النَّبِيُّ
صلى الله عليه
وسلم:
((عَلَيْكُمْ
بِالْبَغِيضِ
النَّافِعِ،
التَّلْبِينَةِ))
يَعْنِي
الْحَسَاءَ. قَالَتْ:
وَكَانَ
رَسُولُ
اللهِ صلى
الله عليه
وسلم، إِذَا
اشْتَكَى
أَحَدٌ مِنْ
أَهْلِهِ،
لَمْ تَزَلِ
الْبُرْمَةُ
عَلَى النَّارِ.
حَتَّى
يَنْتَهِيَ
أَحَدُ
طَرَفَيْهِ. يَعْنِي
يَبْرَأُ
أَوْ يَمُوتُ.
Âige (r.anhâ)'dan
rivayet edildiğine göre Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Yararlı olup
hoşlanılmayan telbîne'ye (yâni hasâ'yı yemeğe) devam ediniz» buyurmuştur. Âişe
(r.anha) (sözlerine devamla): Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), ev
halkından birisi hasta olduğu zaman iki tarafından biri bitinceye, yâni
iyileşinceye veya ölünceye kadar telbine çömleği devamlı ateş üstünde olurdu,
demiştir..
AÇIKLAMA: El-Hafız'ın el-Fetih'te beyan ettiğine göre bu hadisi Nesai ve Ahmed de
rivayet etmişler
ve Nesai'nin
rivayetinde; "Muhammed'in nefsi elinde bulunan (Allah) a yemin ederim ki
sizden birisi, yüzünden kiri su ile yıkadığı gibi, telbine de birinizin karnını
yıkar (temizler)" ilüvesi vardır. Buhari de Aişe (r.anha)'dan rivayet
ettiğine göre kendisi telbine (yi yeme) yi emrederek: Bu, Bağiz-i Nan (yani,
hoşlamlmayan yararlı yemek) dir, derdi"
Bağiz:
Buğzedilen. hoşlamlmayan demektir. Hasta anılan bulamaçtan hoşlanmadığı için bu
isim verilmiştir.