DEVAM: 44- CÜZZAM
HASTALIĞI BABI
حدّثنا
عَمْرُو بْنُ
رَافِعٍ.
حدّثنا هُشَيْمٌ
عَنْ يَعْلَى
بْنِ
عَطَاءٍ،
عَنْ رَجُلٍ
مِنْ آلِ
الشَّرِيدِ
يُقَالُ لَهُ
عَمْرٌو،
عَنْ
أَبِيهِ؛
قَالَ: كَانَ
فِي وَفْدِ
ثَقِيفٍ
رَجُلٌ
مَجْذُومٌ.
فَأَرْسَلَ إِلَيْهِ
النَّبِيُّ
صلى الله عليه
وسلم، ((ارْجعْ
فَقَدْ
بَايَعْنَاكَ)).
Şerîd ailesinden
Amr denilen bir adam'ın babası (Şerîd bin Suveyd es-Sakafî) (r.a.)'dan; Şöyle
demiştir: Sakif (kabilesini temsilen Medine-i Münevvere'ye gelen) hey'et içinde
cüzzamlı bir adam vardı. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) o adam'a şöyle
haber gönderdi: (Memleketine) dön. Biz senin bey'at'ini kabul ettik.
AÇIKLAMA: Bu babın ilk hadisi Tirmizi, Ebu Davud, Nesai, Hakim ve İbni Hibban tarafından
da rivayet edilmiştir. İkinci hadis Zevaid nevindendir. Son hadis Müslim ve
Nesai tarafından da rivayet edilmiştir.
ilk hadiste
Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in Allah'a güvenip O'na dayanarak cüzzamlı bir adamın
elini tuttuğu ve onunla beraber aynı kabtan yemek yediği; son hadiste ise,
Resul-i Ekrem (s.a.v.) ile bey'at etmek, yani İslamiyet'i kabullendiklerini ve
bağlılıklarını belirtmek için Medine-i Münevvere'ye gelen Sakif kabilesi
hey'etinde bulunan cüzzamlı bir adamın elini tutmak suretiyle değil de ona
haber göndermek suretiyle bey'atleştiğini bildirir.
Bu iki hadis
arasında zahiren görülen çelişki aslında yoktur. Şöyle ki: Avnü'l-Mabud
yazarının beyanına göre el-Erdebili bu konuda şöyle demiştir:
Resul-i Ekrem
(s.a.v.)'in cüzzamlı adamın elini tutması ve onunla beraber aynı kabtan yemek
yemesi, hoşlanılmayan durumlara karşı sabır ve metanet gösteren ve kaza ile
kader sahasında kendi iradesini terkeden kimseler hakkında bir örnektir. Sakif
kabilesinden cüzzamlı adam hakkındaki buyruk ise hoşlanılmayan durumlara karşı
sabır ve tahammül edemeyen kimseler için meşru bir yol göstermek
mahiyetindedir.
Nevevi de;
Cüzzamlı kimseler hakkında muhtelif hadisler rivayet olunmuştur. Sakif
kabilesine mensup cüzzamlı adam hakkındaki hadis ile; "Cüzzamlı kimseden
kaç ... " hadisi sabittir. Resul-i Ekrem (Aleyhi's-salatü 'Ie's-selam)'in
cüzzamlı bir adamla beraber yemek yediğine dair Cabir (r.a.)'ın hadisi de
sabittir. Bu konuda ilim adamlarmm ekserisinin söylediği sağlıklı söz şudur: Bu
konuda varid olan ve cüzzamlıdan kaçmayı ifade eden hadis ile benzeri
hadislerin diğer hadislerle mensuhluğu durumu yoktur. Cüzzamlı kimseden kaçma
emri vaciblik için değil, müstehablık içindir, ihtiyati bir tedbir
mahiyetindedir. Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in cüzzamlı adamla aym kabtan yemek
yemesi ise bunun caizliğini ifade etmek içindir, der.
Avnü'l-Mabüd
yazarının beyanına göre Resul-i Ekrem (Aleyhi'ssalatü ve's-selam) ile beraber
yemek yiyen cüzzamlı adamın ismi Muaykib bin Ebi Fatıma ed-Devsi'dir.
Sindi de bu son
üç hadisin izahı ile ilgili olarak özetle şu bilgiyi verir: Resuli Ekrem
(s.a.v.)'in cüzzamlı adamla beraber aynı kabtan yemek yemesi ve elini tutması,
bulaşıcı hastalıklarm ancak Allah'ın takdiri ile bulaşabileceğinin halk
tarafından bilinmesi içindir. (Nitekim O, cüzzamImm elini tutmuş ve yemek
yediği kaba onun elini sokarak beraberinde yemek yemiş, buna rağmen O, cüzzam
hastalığına tutulmamıştır. Demek ki hastalığın bulaşması ancak Allah'ın kaza ve
takdiri iledir.)
Resul-i Ekrem
(s.a.v.)'in Sakif kabilesine mensup adama anılan biçimde haber göndermesi
sebebine gelince bu noktada müteaddid görüşler beyan edilmiştir: Bir kavle göre
bunun hikmeti, sahabilerin cüzzamlı adamı görmesi sonucunda kendilerini ondan
üstün görme hatasına düşmesi endişesinin Resül-i Ekrem (s.a.v.) tarafından
duyulmasıdır. Diğer bir görüşe göre bu emirden maksad, cüzzamlı adamın cemaatın
içine gelmekle mahcup ve müteessir olmasını, üzülmesini önlemektir. Başka bir
görüşe göre ise bu emrin hikmeti cüzzam hastalığının başkalarına bulaşma ortamının
hazırlanmamasıdır. Çunkü yukarda da anlatıldığı gibi bulaşıcı hastalıklar,
hastalığın bulaşması için bir sebeptir.