DEVAM: 56- MİSAFİR.
MÜNKER (YANİ MEŞRÜ OLMAYAN) BİR ŞEY GÖRDÜĞÜ ZAMAN GERİ DÖNER, BABI
حدّثنا
عَبْدُ
الرَّحْمنِ
بْنُ عَبْدِ
اللهِ
الْجَزَرِيُّ.
حدّثنا
عَفَّانُ
بْنُ مُسْلِمٍ.
حدّثنا
حَمَّادُ بْنُ
سَلَمَةَ.
حدّثنا
سَعِيدُ بْنُ
جُمْهَانَ. حدّثنا
سَفِينَة،
أَبُو عَبْدِ
الرَّحْمنِ:
أَنَّ
رَجُلاً
أَضَافَ
عَلِيَّ بْنَ
أَبِي
طَالِبٍ.
فَصَنَعَ
لَهُ
طَعَاماً.
فَقَالَتْ
فَاطِمَةُ:
لَوْ
دَعَوْنَا
النَّبِيَّ صلى
الله عليه
وسلم
فَأَكَلَ
مَعَنَا.
فَدَعَوْهُ
فَجَاءَ.
فَوَضَعَ
يَدَهُ عَلَى
عِضَادَتَي الْبَابَ.
فَرَأَى
قِرَاماً فِي
نَاحِيَةِ الْبَيْتِ.
فَرَجَعَ.
فَقَالَتْ
فَاطِمَةُ لِعَلِيٍّ:
الْحَقْ.
فَقُلْ لَهُ:
مَارَجَعَكَ؟
يَا رَسُولَ
اللهِ! قَالَ:
((إِنَّهُ
لَيْسَ لِي
أَنْ
أَدْخُلَ بَيْتاً
مُزَوَّقاً)).
Sefine Ebû
Abdirrahmân (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Bİr adam bir yemek yapıp Alî
bin Ebî Tâlib (r.a.)'ın evine göndermiş, Fâtıma (r.anha) da: Keşke Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i davet edip O da bizimle beraber yiyerdi, demiş
ve bunun üzerine Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i davet etmişler.
Resûl-i Ekrem de gelmiş ve elini kapının iki tarafında ağaçların üstüne koymuş.
Sonra (içeri gireceği sırada) odanın bir kenarında desenli bir örtü görüp geri
gitmiş. Bunun üzerine Fâtıma, Alî'ye: Yetiş de, Seni geri çeviren nedir? Yâ
Resûlallah, diye sor, demiş.
(Ali de yetişip
sormuş ve) Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): Müzevvak (yâni
nakışlarla süslü) bir eve girmek benim için yoktur, buyurmuştur.
AÇIKLAMA: Bu babın ilk hadisinin Kütüb-i Sitte'nin kalanlarından hangisinde rivayet
edildiğini tesbit edemedim. Bu hadiste geçen Tasavir kelimesi Tasvir'in
çoğuludur, suretler manasınadır. Suret, resim demektir. Bu hadis evde resim
bulundurmanın caiz olmadığına delalet eder. Bir canlının boy resminin açık ve
yüksekçe yere asılı bulunduğu eve meleklerin girmediği hususunda rivayet olunan
hadisler sünenimizin Libas kitabının 44. babında gelecektir. Konu ile ilgili
gerekli bilgi orada inşaallah verilecektir. Oradaki hadisler 3649 - 3652 noludur.
HADİSTEN ÇIKAN
HÜKÜM ŞUDUR:
Bir müslümanın
davet edildiği evde bir canlının yaşayabilir biçimdeki boy resmi asılı durumda
bulunursa davetli kişi oraya girmemelidir.
Bu babın ikinci
hadisini Ebu Davud ve Ahmed de rivayet etmiştir.
Bu hadiste
geçen Idade kapının kenarın ja dikili ağaç demektir.
Yani kapıyı
tutturmak için sağ ve solunda bulunan iki ağaç parçasına verilen isimdir.
Kıram: Örtü
olarak kullanılan desenli vo nakışlı yünden mamul perdedir, çeşitli renklerden
pamuk ipliği ile işlenir.
EI-Misbah
isimli lügat kitabında. Kıram: İnce örtüdür. Bazılarına göre çizgili ve nakışlı
ince örtüdür, diye tarif edilmiştir.
Müzevvak:
Nakışla rla süslenen. demektir.
Hadisin baş kısmında
bulunan; ........... cümlesinin zahirine göre bir adam Ali'yi misafir etmiş.
Ebü Davüd'un süneninin bazı nüshaları da böyledir. Diğer bazı nüshalarında ise;
.......... ifadesi kullanılmıştır. Bu rivayet in zahirine göre ise bir adanı
Ali'ye misafir olmuştur.
Tiybi ilk
rivayet şeklini şöyle yorumlamıştır: Yani adam yemek yapıp Ali'ye göndermişliL
Yoksa zan edildiği gibi adam Ali'yi kendi evine davet etmemiştir.
Kanımca
Tıybi'nin böyle yorum yapmasının sebebi hadisin devamında gelen Fatima (r.anha)'ya
ait sözlerdir, Onun sözleri Resül-i Ekrem (s.a.v.)'in onun evine geldiğini de
ifade eder.
El-Mirkat'ta
belirtildiği gibi bu hadis, bir münker'in yani ğayri meşru durumun bulunduğu
davete icabet edilmeyeceğine delalet eder.
El-Hafız da,
el-Fetih'te; Bir evde bir münkerin, yani gayri meşru durumun bulunmasının, o
eve girmesine dinen engelolduğu. bu hadisten anlaşılır, demiştir.
İbn-i Battal da
bu konuda şöyle der: Allah ve Resülünün yasakladığı bir durumun bulundUğU bir
davete icabet etmek caiz değildir, hadis bunu ifade eder. Çünkü böyle bir
davete icabet etmek böyle bir duruma rıza göstermek anlamını taşır. İbn-i
Battal daha sonra mesele ile ilgili mütekaddim. yani ilk alimlerin mezhebIerini
açıklar ki, bunun özeti şudur: Davet edilen kişi davet edildiği yerdeki haram
durumu giderirse, oraya gitmesinde bir sakınca yoktur. Şayet gidermeye gücü
yetmezse geri döner.
Hanefi
mezhebine mensub el-Hidaye sahibi de: Bir kimse davet edildiği yere gittikten
sonra orada münker, yani Allah ve Resulünün yasakladığı bir durum meydana
gelirse, davet edilen zat, örnek edinilecek bır önder ise ve duruma müdahale
edip gidermeye gücü yetmezse, orayı derhal terk etmelidir. Çünkü öyle mecliste
dine leke sürülmüş olur ve bir gt:nah kapısı açılmış olur. Şayet davet edilen
kişi örnek ve önder durumunda değil ise oturmuş iken artık yemeği yeyip öyle
çıkmalıdır. Fakat davet edilen bir kimse henüz davet edildiği yere girmemiş
iken (ırada münker bir durumun olduğunu sezerse örnek olsun veya olmasın geri
dönmelidir, der.