DEVAM: 18- ELBİSEDEKİ
ALEM (YANİ İPEKTEN OLAN NAKIŞ, DtKİŞ, KENARA GEÇİRİLEN PARÇA VE ÇUBUK) HAKKINDA
VERİLEN MÜSAADE BABI
حدّثنا
أَبُو بَكْرِ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ. حدّثنا
وَكِيعٌ عَنْ
مُغِيرَةَ بْنِ
زِيَادٍ،
عَنْ أَبِي
عُمَرَ
مَوْلَى أَسْمَاءَ؛
قَالَ:
رَأَيْتُ
ابْنَ عُمَرَ
اشْتَرَى
عِمَامَةً
لَهَا عَلَمٌ.
فَدَعَا بِالْجَلَمَيْنِ
فَقَصَّهُ.
فَدَخَلْتُ
عَلَى
أَسْمَاءَ،
فَذَكَرْتُ
ذلِكَ لَهَا.
فَقَالَتْ:
بُؤْساً
لِعَبْدِ
اللهِ!
يَاجَارِيَةُ!
هَاتِي جُبَّةَ
رَسُولِ
اللهِ صلى
الله عليه
وسلم. فَجَاءَتْ
بِجُبَّةٍ
مَكْفُوفَةِ
الْكُمَّيْنِ
وَالْجَيْبِ
وَالْفَرْجَيْنِ،
بِالدِّيبَاجِ.
(Ebû Bekr-i
Sıddîk'ın kızı) Esmâ'nın mevlâsi Ebû Ömer (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Ben,
İbn-i Ömer (r.a.)'ın bir âlem'i (yâni ipekten nakış - biye gibi bir parçası)
olan bir sarık satın aldığını ve celemeyn (denilen yün makasını) isteyerek o
âlem'i kestiğini gördüm. Sonra Esmâ'(bint-i Ebı Bekir)'in yanına giderek bu
durumu ona anlattım. Bunun üzerine Esma: Hayret Abdullah'a!
Ey câriye,
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in cübbesini getir, dedi. Câriye de
yenlerine, yakasına ve yırtmaçlarına dibac (argacı ve erişi hâlis yünden mamul
atlas) geçirilmiş bir cübbe getirdi, (ve Esma' şöyle dedi: Âişe vefat edinceye
kadar bu cübbe onun yanında idi. O vefat edince cübbeyi ben aldım ve Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunu giyiyordu. Biz bu cübbeyi hastalar için
yıkıyoruz. Onun (bereketi) ile (Allah'tan) şifâ dileniyor).
AÇIKLAMA: Ebu Osman (r.a.)'ın hadisini Müslim, Tirmizi, Ebü Davüd ve Nesai de
rivayet etmişlerdir. Ebu Omer (r.a.)'ın hadisi ise Müslim, Ebü Davud ve Nesai
tarafından benzer lafızlarla rivayet edilmiştir. Hadisin sonlarındaki Esma'nın
sözü Müslim'in rivayetinden alınmadır.
Son hadiste
geçen bazı kelimeleri açıklayalım: Celemeyn: Makas gibi bir alettir, yün kesme
işinde kullanılır. Kümm: Elbise kolu ve yen'i anlamında kullanılır. Burada yen
manası
kasdedilmiştir. Ceyb de yakadır. Ferc ise elb.ise yırtmaçı manasında
kullanılmıştır. Burada iki yırtmaç tabiriyle cübbenin ön ve arka kısmındaki
yırtmaçlar kasdedilmiştir. Dibac daha önce belirttiğim gibi argacı ve erişi
ipek olan atlas demektir.
Ebü Osman
(r.a.)'ın hadisi, bir elbisede dört parmak eninde olan ipeğin haram olmadığına
delalet eder. Bu mikdar ister nakış ve işleme biçiminde olsun, ister elbisenin
yaka, yen ve etek gibi kenarlarına geçirilmiş olsun fark etmez. Keza keten, yün
ve pamuk gibi bir maddede anılan mikdardaki ipekden dokunan elbise de aynı
hükme tabidir. Yani dokunan elbisedeki ipek mikdannın toplamı dört parmak
mikdardan fazla değilse erkekler için helaldır, kullanılabilir. Fakat dört
parmak mikdarından fazla. ise erkeklere haramdır. Cumhürun görüşü budur. Ancak
Şafii mezhebine göre ipek ile yün, pamuk, keten gibi maddelerden dokunan
elbisedeki ipek mikdarı tartı bakımından diğer maddeden az ise erkekler için
helaldır, fazla ise haramdır.
Maliki
mezhebine mensup bazı ilim adamları: Elbisedeki ipek alem, yani nakış, yama,
kenara geçirilen parça, dört parmaktan fazla da olsa erkeklere helaldır, diyerek
garip bir görüş beyan etmişlerdir. Bu hadis onların bu görüşünü reddeder. Bu
hadiste anılan dört parmak veya daha az mikdar ipek bulunan elbisenin erkeklere
haram oldUğuna dair bir görüş Malik'den rivayet edilmiş ise de Şevkani bunun
sıhhatli bir rivayetle Malik'e ait olacağını sanmadığını söylemiştir.
Ebü Ömer
(r.a.)'ın hadisi de yenIeri, yakası, yırtmaçları ve eteğine ipek geçirilmiş
olan bir elbisenin erkekler için helal olduğuna delalet. eder. Ancak ipek
mikdarının toplamının Ebu Osman (r.a.)'ın hadisinde belirtilen mikdardan, yani
dört parmak eninden fazla olmaması gerekir. Aksi takdirde erkeklere haramdır.
Cumhürun ve Şafii'nin görüşü budur.
İbn-i Ömer
(r.a.)'ın görüşü ise 3591. hadis muvacehesinde en ufak bir nakış veya iplik
halinde de olsa ipek bulunan elbiseyi giymemektir. Nitekim Müslim' in
rivayetinde belirtildiği gibi Esma (r.anha) 3594. hadiste sözü edilen cübbeyi
delil gösterince İbn-i Ömer 3591. hadisi rivayet ederek: Ben alem'in de bunun
şümulüne girmesinden korktum, demiştir.
DÖRT MEZHEB
ALİMLERİNİN BU HUSUSTAKİ GÖRÜŞLERİNİN ÖZETİ:
1. Hanefi
mezhebine göre ipek elbise giymek erkeklere haramdır. Ancak, herhangi bir
maddeden mamul bir elbisenin yakasına, yenine, eteğine, yırtmaçına veya başka bir
tarafına geç!rilen ve toplamının eni dört parmak mikdarını geçmeyen ipek veya
bu mikdan geçmeyen nakış erkeklere helaldır.
2. Şafii
mezhebi de Hanefi mezhebi gibidir. Ancak şu var ki ipek ile pamuk veya keten ya
da yün gibi bir maddeden dokunan elbisedeki ipek mikdan tartı bakımından az
veya diğer maddeye denk ise erkeklere caizdir. İpek mikdan fazla ise caiz
değildir. Bir elbisenin kenarlarına geçirilen ipek ise örf ve adete göre fazla
sayılmazsa helaldır, aksi takdirde haramdır. İpek nakış biçiminde ise Hanefi
mezhebinde olduğu gibi toplamının dört parmaktan fazla olmaması gerekir. Fazla
ise haramdır.
3. Hanbeli
mezhebine göre ipekli elbisedeki ipek mikdan az veya diğer madde kadar ise
caizdir, fazla ise caiz değildir. Yani bu hususta Şafii mezhebi gibidir. Şu
kadar fark var ki bir ipekli elbisedeki ipek mikdan tartı bakımından diğer
maddeden fazla. olmakla beraber görünümde az ise caizdir. Bir elbisenin erişi
ipek olup argacı başka maddeden ise meşhur kavle göre yine haramdır. Tabii bu
hükümler erkekler hakkındadır. Elbisenin nakşı veya kenarlarına geçirilen
parçalar ipek ise, Hanefi ve Şafii mezheblerinde olduğu gibi toplamının dört
parmaktan fazla olmaması şartı mevcuttur.
4. Maliki
mezhebine göre bir elbisedeki ipek nakış mikdan bir parmakdan az ise erkeklere
helaldır. Bir parmak eninde veya 2, 3 parmak eninde ise mekrohtur. Dört parmak
eninden fazla ise haramdır. Erişi ipek olup argacı pamuk veya keten gibi bir
maddeden olan elbise tahkikli kavle göre mekruhtur.
MezhebIerin
görüşleri hakkında yukanda verilen özlü bilgi Abdurrahman el-Cezeri'nin dört
mezhep fıkhına ait kitabından alınmadır. Geniş bilgi için bu kitaba veya diğer
fıkıh kitabIanna müracaat edilmelidir.
İpek elbise
kadınlara helaldir. Bundan sonra gelen ba,btaki hadisler bu hükme delildir .