SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-LİBAS

<< 3608 >>

DEVAM: 24- (HALK ARASINDA) MEŞHUR OLMAYA VESİLE OLAN ELBİSEYİ GİYEN (HAKKINDA GELEN HADİSLER) BABI

 

حدّثنا الْعَبَّاسُ بْنُ يَزِيدَ الْبَحْرَانِيُّ. حدّثنا وَكِيعُ بْنُ مُحْرِزٍ النَّاجِي. حدّثنا عُثْمَانُ بْنُ جَهْمٍ عَنْ زِرِّ بْنِ حُبَيْشٍ، عَنْ أَبِي ذَرٍّ، عَنِ النَّبِيِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ:  ((مَنْ لَبِسَ ثَوْبَ شُهْرَةٍ، أَعْرَضَ اللهُ عَنْهُ حَتَّى يَضَعَهُ مَتَى وَضَعَهُ)).

 

في الزوائد: هذا إسناده حسن. العباس بْنُ يزيد مختلف فيه.

 

Ebû Zer' (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: «Kim bir şöhret elbisesini giyerse, Allah o kimseden yüz çevirir (yâni rahmet nazarıyla bakmaz), nihayet onu alçaltacağı zaman alçaltır.»

 

Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bu hadisin senedi hasen'dir. Ravi el-Abbas bin Yezid'in güvenilirliği hakkında ihtilalolmuştur.

 

 

AÇIKLAMA:      Müellifimizin kısmen değişik iki senedIe rivayet ettiği İbn-i Ömer (r.a.)'ın hadisini Nesai ve Ebü Davud da rivayet etmiştir. İbnü'l-Esir: Meşhur olmaya vesile olan elbise şöyle olur: Herkesin giydiği elbisenin renginden değişik bir renk taşıyan elbise giyen kimse bu hareketiyle halkın dikkatini üzerine çeker ve böylece herkes ona bakmaya başlar. Kendisi de halka karşı kibirlenip kendi nefsini üstün görür, demiştir.

 

İbn-i Reslan da: Dünya'da kibirlenmeye vesile olan ve herkesin dikkatini çeken elbiseyi giyen kimse, beslediği kibir ve gururundan dolayı ahirette zillet ve hakaret içine düşer. Çünkü ceza, işlenen suça uygun olur, demiştir.

 

Hadis, meşhur olmaya sebebiyet veren elbiseyi giymenin haramlığına delalet eder. Bu durum, nefis ve üstün kaliteli elbise giymeye münhasır değildir. Bunun aksine, halkın giysisinden farklı pejmürde bir kıyafetle halkın nazarında derviş gibi görünüp de manevi bir saygınlık kazanmak yoluyla meşhur olma sevdasına kapılanlar da hadisteki tehdidIere maruzdur. Bir kimsenin böyle ard düşünceyle perişan bir kılıkla dolaşması da bir açıdan meşhur olmaya vesile olduğu için haramdır. Nitekim İbn-i Reslan da bu duruma işaret etmiştir.