DEVAM: 5- DAYF
(MİSAFİR) HAKKı BABl
حدّثنا
عَلِيُّ بْنُ
مُحَمَّدٍ.
حدّثنا وَكِيعٌ.
حدّثنا
سُفْيَانُ
عَنْ
مَنْصُورٍ،
عَنِ
الشَّعْبِيِّ،
عَنِ
الْمِقْدَامِ
أَبِي
كَرِيَمةَ؛
قَالَ: قَالَ
رَسُولُ اللهِ
صلى الله عليه
وسلم
((لَيْلَةُ
الضَّيْفِ وَاجِبَةٌ.
فَإِنْ
أَصْبَحَ
بِفِنَائِهِ،
فَهُوَ
دَيْنٌ
عَلَيْهِ.
فَإِنْ شَاءَ
اقْتَضَى،
وَإِنْ شَاءَ
تَرَكَ)).
Mikdam Ebu Kerime
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu demiştir: «Misafir gecesi vacibtir. Bu itibarla eğer misafir bir
kimse'nin evinin çevresine inerse misafirlik hakkı ev sahibinin üzerinde bir
borçtur. Artık misafir dilerse hakkını ister ve dilerse hakkını terk eder.»
AÇIKLAMA: Bu babın ilk iki hadisi Buhari, Müslim, Tirmizi ve Ebü Davud tarafından
da rivayet olunmuştur. Son hadisi Ebu Davud da rivayet etmiştir.
Birinci hadiste
misafire iknim tavsiyesi yapıldıktan sonra Caize'sinin bir gün bir gece olduğu
bildiriliyor. Caize'nin asıl mcinası ödül, bağış, bahşiş ve hediye olarak
verilen mal ve paradır. Burada ise misafir için yapılan özel ikram anlamında
kullanılmıştır. Bununla ilgili cümlenin manası şöyledir: Misafir için bir gün
bir gece ev halkının mutad yemeğinden farklı yiyecek ve içecek hazırlanır.
Misafir bir günden fazla kalırsa ikinci ve üçüncü gün ailenın mutad yemeği ne
ise misafire de ondan ikram edilir. Hadiste misafirlik süresinin üç gün olduğu
belirtilmiştir. Caize gününün bu üç güne dahil olup olmadığı yolunda iki görüş
vardır. Misafir üç günden fazla kalırsa bundan sonra verilecek yemeğin ve
yapılan masrafın sadaka olduğu belirtilmiştir. Sadaka tabiri misafirin üç
günden fazla kalmaması için kullanılmıştır. Çünkü halkın çoğu, özellikle zengin
olanlar sadaka yemekten kaçınırlar.
Hadis,
misafirin üç günden fazla kalmakla ev sahibine sıkıntı vermesinin helal
olmadığını bildirir. Hadisin metninde bu cümlede üç gün kaydı yok ise de,
Nevevi ve T\;lhfe yazarı bu kaydın melhuz olduğunu ifade etmektedirler. Çünkü
üç gün misafirlik hakkı vardır. Bu süre içinde sıkıntı olsa bile bir hak söz
konusu olduğundan haram sayılmaz.
İkinci hadisin
zahirine göre bir yolcu bir eve misafir olmak istedigi zaman ev sahibi onu
ağırlamaktan imtina ederse yolcu kişi misafirlik hakkını ev sahibinden almaya
yetkilidir.
Üçüncü hadise
göre de misafiri. bir gece ağırlamak vacibtir. Ancak misafiri ağırlamanın vacib
olup olmadığı hususunda ihtilaf vardır. Şöyle ki: Ahmed ve' el-Leys bin Sa'd,
bu hadisler ile benzeri hadislere dayanarak misafiri bir gün bir gece ağırlamanın
vacibliğine hükmetmişler ve Ahmed bu hükmün köylerde veya çadırlarda oturanlara
mahsus olduğunu, şehirlerde otel, han, lokanta ve fırın bulunduğu için
misafirin açıkta kalması söz konusu olmadığından şehirlerde oturanların bu
hükmün dışında kaldığım söylemiştir.
Ebu Hanife,
Şafii, Malik ve cumhura göre misafiri ağırlamak vacib değil, sünnettir ve
İslam'ın önemli prensiplerindendir. Misafiri ağırlamanın üstün
faziletihususunda. müslümanlar icma ve ittifak etmişlerdir.
Cumhur bu
hadisleri ve benzerlerini müstehabhk manasına yorumlamıştır. Hattabi ve
başkaları da bu gibi hadisleri muztar durumda kalan yolcuları ağırlamak
manasına yorumlamışlardır.
Misafirin üç
günden fazla kalmakla ev sahibini sıkıntıya sokmasının helal olmadığına dair
hükmün izahı bölümünde Nevevi özetle şöyle der:
Şayet ev sahibi
misafiri evine davet edip üç günden fazla kalmasını gönüllü olarak isterse veya
misafir üç günden fazla kalmasına ev sahibinin rızasının bulunduğunu bilir, ya
da kuvvetle zannederse fazla kalması haram değildir. Çünkü bu durumlarda ev
sahibini sıkıntıya düşürmesi yoktur. Yasaklama ise sıkıntıya düşürmek içindir.
CUMHURUN UKBE
BİN AMİR (r.a.)'IN HADİSİNE VERDİĞİ YORUMLAR
Nevevi bu konuda
şu bilgiyi verir: Ahmed ve el-Leys bu hadisi zahirine göre yorumlamışlardır.
Yani misafiri ağırlamak vacibtir. Ev sahibi bu hakka riayet etmezse misafir
bunu isteyip alır.
Cumhur ise bu
hadisi aşağıda beyan edilen şekillerde yorumlamıştır :
1. Bu hadis
muztar durumda olan yolculara mahsustur. Çünkü muztar olan yani aç, susuz kalan
misafiri ağırlamak vacibtir.
2. Hadisten
maksad şudur: Siz misafirperverlikten imtina edenler aleyhinde konuşup onları
kınayabilirsiniz, cimriliklerini halka anlatabilirsiniz. Avnü'l-Mabud yazarının
dediği gibi bu yorum, isabetli olmaktan çok uzaktır-
3. Bu hüküm
İslamiyet'in ilk zamanlarına mahsustu. Çünkü o günlerde yardımlaşmak vacibti.
Bilahere İslamiyet her tarafa yayılınca bu hüküm iptal edildi. Bu yorum batıldır.
Çünkü yorumeunun iddia ettiği hususun sahibi mechuldür. Yani bu hükmünsonradan
iptal edildiğini söyleyen kimdir, kaynak sayılacak bir delil ve mesned var mı?
4. Bu hüküm,
müslüman yolcuları ağırlamaları husüsunda kendileri ile sözleşme yapılmış
durumda olan zimmilere misafir olanlara mahsustur. Bu yorum da zayıftır. Çünkü
zimmilerle böyle bir sözleşme ancak Ömer bin el-Hattab (r.a.)'ın hilafeti
döneminde yapılmıştır.
Misafiri
ağırlamanın vacibliğine hükmedenlerin delilleri Avnü'lMabı.id'da beyan edilmiştir.
Oraya bakılabilir .