DEVAM: 54- "LA
İLAHE İLLALLAH" ZİKRİNİN FAZİLETİ BABI
حدّثنا
هارُونُ بْنُ
إِسْحَاقَ
الْهَمْدَانِيُّ.
حدّثنا
مُحَمَّدُ
بْنُ عَبْدِ
الْوَهَّابِ
عَنْ
مِسْعَرٍ،
عَنْ
إِسْمَاعِيلَ
بْنِ أَبِي
خَالِدٍ،
عَنِ
الشَّعْبِيِّ،
عَنْ يَحْيَى
بْنِ طَلْحَةَ،
عَنْ أُمِّهِ
سُعْدَى
الْمُرِّيَّةَ؛
قَالَتْ:
مَرَّ عُمَرُ
بِطَلْحَةَ،
بَعْدَ
وَفَاةِ
رَسُولَ
اللهِ صلى
الله عليه وسلم.
فَقَالَ:
مَالَكَ
كَئِيباً؟
أَسَاءَتْكَ
إِمْرَةُ
ابْنِ
عَمِّكَ؟
قَالَ: لاَ.
وَلكِنْ
سَمِعْتُ
رَسُولَ
اللهِ صلى
الله عليه
وسلم يَقُولُ
((إِنِّي
لأَعْلَمُ
كَلِمَةً،
لاَ
يَقُولهَا
أَحَدٌ
عِنْدَ
مَوْتِهِ، إِلاَّ
كَانَتْ
نُوراً
لِصَحِيفَتِهِ.
وَإِنَّ
جَسَدَهُ
وَرُوحَهُ
لَيَجِدَانَ
لَهَا
رَوْحاً
عِنْدَ
الْمَوْتِ))
فَلَمْ
أَسْأَلْهُ
حَتَّى
تُوُفِّيَ.
قَالَ: أَنَا
أَعْلَمُهَا.
هِيَ الَّتِي
أَرَادَ
عَمَّهُ
عَلَيْهَا.
وَلَوْ
عَلِمَ أَنَّ
شَيْئاً
أَنْجَى لَهُ
مِنْهَا،
لأَمَرَهُ.
في الزوائد:
اختلف على
الشعبيّ.
فقيل: عنه، هكذا.
وقيل: عنه
عَنْ أبي طلحة
عَنْ أبيه.
وقيل: عنه
عَنْ يحيى
عَنْ أمه سعدى
عَنْ طلحة.
وقيل: عنه
عَنْ طلحة،
مرسلا.
Su'da el-Mürriyye
(r.a.)'dm; Şöyle demiştir: Ömer (r.a.), Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'in vefatından sonra bir gün (kocam) Talha (bin Ubeydillah) (r.a.)'e
uğradı da (onu üzgün görünce): Niçin üzgünsün? Amcan oğlunun (Ebu Bekir
es-Sıddik)'ın halîfe oluşumu seni üzdü? dedi. Talha: Hayır. Lâkin Ben,
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den: «Şüphesiz ben bir kelimeyi çok
iyi bilirim ki herhangi bir kimse ölüm döşeğinde o kelimeyi söylediği takdirde,
mutlaka o kelime o kimsenin sahifesine (yâni amel defterine) bir nur olur ve
muhakkak o kimsenin cesedi ve ruhu ölüm döşeğinde o kelime sayesinde behemehal
bir ravh (yâni rahmet, rızâ-ı Bari ve rahatlık) bulacaklardır,» buyruğunu
kulağımla işittim de o kelimenin ne olduğunu O'na vefat edinceye kadar sormadım
(üzüntüm bundandır), dedi. (Bunun üzerine) Ömer (r.a.): Ben o kelimeyi bilirim.
O, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in amcasına (yâni Ebû Tâlib'e ölüm
döşeğinde) teklif ettiği (söylemesini istediği tevhîd) kelimesidir. Eğer Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem), amcası (Ebû Tâlib) için tevhîd kelimesinden daha
fazla kurtarıcı bir şey bilseydi o şeyi emredecekti, dedi.'*
Not: Zevâid'de
şöyle denilmiştir : Bu hadisin senedinde râvi Sa’bi üzerinde çok ihtilâf
olmuştur. Şöyle ki: Müellifin senedinde olduğu gibi Şa*bl'den rivayet
olunmuştur. Başka bir rivayette «... Şa’bi'den o da Ebû Talha"dan o da
babanından» şeklinde bir sened söylenmiştir. Başka bir rivayette «... Şa’bi'den
o da Yahya'dan o da anası Su'dâ'dan o da Talha'dan» biçiminde bir sened
söylenmiştir. Diğer bir rivayette «... Şa'bi'den o da Talha'dan mürsel olarak»
şeklinde bir sened vardır.
Diğer tahric:
ibn Hibban, ıhsan (205) isnadı sahihtir. Nesai, Amelu'l-Yevm ve'l-Leyle (1101),
Ebu Ya'la, Müsned (642) ve İbn Huzeyme, Tevhld (s. 338) rivayet ettiler.
AÇIKLAMA: Bu babın ilk hadisi, Tirmizi, Nesai, Hakim ve İbn-i Hibban tarafından da
rivayet olunmuştur. Manası da açıktır.
Zevaid nevinden
olan ikinci hadisin izahı bölümünde İncahu'lHAce'de şu bilgi verilmiştir:
Bazı şarihler
demişler ki: Hadisin; .......... sözünden maksad, Ebu Bekr-i Sıddik (r.a.)'ın
hilafetidir. Talha (r.a.) ile Ebu Bekir (r.a.) Teym bin Mür re' nin sülalE
sindendirIer. Şöyle ki: Talha bin Ubeydillah bin Osman bin Amr bin Ka'b bin
Sa'd bin Teym bin Murre'dir. Ebu Bekir de bin Osman bin Amir bin Amr bin Ka'b
bin Sa'd bin Teym bin Mürre'dir.
Bu hadiste
fazileti beyan buyurulan kelime tevhid kelimesidir.
Yani "La
ilahe illallah"dır. Ömer (r.a.) bunu Talha (r.a.)'a bildirmek üzere o
kelimenin Resül-i Ekrem (s.a.v.)'in amcası Ebü Talib'e ölüm döşeğinde iken
teklif buyurduğu Tevhid kelimesi olduğuna işaret etmiştir.
Buhari'nin
el-Müseyyeb bin Hazn (r.a.)'den rivayet ettiği bir hadiste belirtildiği gibi
Ebu Talib'de ölüm belirtileri görülünce; Resül-i Ekrem (s.a.v.)ona; ''Ey amcam
"La ilahe illallah" kelimesini söyle. ben Allah katında senin için bu
kelime ile şehadet - şefaat edeceğim'' buyurdu ise de Ebu Talib'in başında
bekleyen Ebü Cehil ve Abdullah bin Ebi Ümeyye:
Ya Ebu Talib, sen
Abdulmuttalib'in milletinden yüz mü çevireceksin, demekle mani oldular. Nihayet
Ebu Talib Kelime-i Tevhid getirmedi ve son sözü: O (yaniben) Abdulmuttalib'in
milleti üzerindedir, oldu.
Allah
cümlemizin imanını korusun ve son nefeslerimizde Kelime-i Tevhid, sağlam iman
ve ilahi mağfiret ve hoşnutluk ihsan buyursun.