SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’D-DEA’

<< 3872 >>

DEVAM: 14- ADAMIN SABAH VE AKŞAM OKUYACAĞI DUA BABI

 

حدّثنا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ. حدّثنا إِبْرَاهِيمُ بْنُ عُيَيْنَةَ. حدّثنا الْوَلِيدُ بْنُ ثَعْلَبَةَ عَنْ عَبْدِ اللهِ ابْنِ بُرَيْدَةَ، عَنْ أَبِيهِ؛

 قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم ((اللّهُمَّ! أَنْتَ رَبِّي لاَ إِلهَ إلاَّ أَنْتَ. خَلَقْتَنِي وَأَنَا عَبْدُكَ وَأَنَا عَلَى عَهْدِكَ وَوَعْدِكَ مَا اسْتَطَعْتُ. أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا صَنَعْتُ. أَبُوءُ بِنِعْمَتِكَ وَأَبُوءُ بِذَنْبِي. فَاغْفِرْلِي. فَإِنَّه لاَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ أَنْتَ)).

 

Büreyde (b. el-Husayb) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) mealen: «Allahumme ente Rabbi. La İlahe illa ente. Halekteni ve ene abduke ve ene ala ahdike ve va'dike mesteta'tu. Euzu bike min şerri  ma sana'ta. Euzu bi ni'metike ve ebuu bi zenbi. Fağfir li Fe innehu la yağfiru'z-zunube illa ente » duasını okurdu.

 

Büreyde dediki: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: «Kim bu dua'yı gününde ve gecesinde okuyupta da sonra o gün veya o gece ölürse İnşaallah Teala o kimse cennet'e girer.»

 

Dua'nın meali: Allahım! Rabbin sensin. Senden başka ilah yoktur. Sen beni yarattın. Ben senin kulunum ve gücüm yettiği kadar sana verdiğim ahd'e, söz'e sadakat gösteririm ve (mu'min olarak ölenlere verdiğin mağfiretle vennet'e dair) va'd (-i ilahine) inanç üzereyim. İşlediğimin şerrinden sana sığınırım. Senin ni'metini itiraf ederim. Günahımı da itiraf ederim. Bu itibarla günahımı bağışla. Çünkü şüphesiz günahları ancak sen bağışlarsın.

 

 

Diğer tahric: Ebu Davud, Nesai

 

AÇIKLAMA:      Bir önceki 3871 nolu İbn-i Ömer (r.a.)'ın hadisini; Ebu Davud ve  Nesai de rivayet etmişlerdir. Bu hadiste İbn-i Ömer (r.a.), Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in anılan duayı her gün sabah ve akşam okuduğunu bildirir. Bu duada Resul-i Ekrem (s.a.v.l Zat-i Nebevileri ve ev halkı ile malı için dünyada ve ahirette afiyet, Yani her türlü belalardan musibetlerden, hastalıklardan ve hulasa hoşlanılmayan tüm şeylerden selamet ve ilahi afiv dilemiş, korkunç hallerden korunmasını ve herhangi bir taraftan gelecek şerlere karşı korunmasını niyaz etmiş, özellikle ansızın gelebilecek yere batma tehlikesinden Allah'a sığınmış, biz müslümanların böyle dua etmesine ışık tutmuştur. Ravi Veki. yerden gelebilecek tehlikenin yere batmak olduğunu açıklamıştır.

 

Büreyde (r.a.)'ın yukarıda geçen hadisini Ebu Davud ve  Nesai de rivayet etmişlerdir. Buhari ve Tirmizi de bunun benzerini Şeddad bin Evs (r.a.)'den rivayet etmişlerdir. Buhari'nin rivayetinde Resul-i Ekrem bu duaya "Seyyidü'I-İstiğfar" yani Allah'tan mağfiret dileme dualarının efendisi ismini vermiştir.

 

Bu hadisteki duada geçen; ''Ve ben senin ahdin ve vaad'in üzerindeyim'' cümlesinin izahı  bölümünde İbn-i Battal şöyle demiştir: Bu cümledeki Ahid'den maksad, Allah Teala insan neslini yaratmadan önce onları zerreler halinde çıkarıp kendi nefisleri hakkında konuşturduğunda; "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?'' şeklinde yönelttiği soruya cevaben onların: ''Evet, sen Rabbimizsin,'' diyerek Allah'ın rablığını ve birliğini itiraf etmeleridir. Şu halde ahid'den maksad o zamanki iman ve itiraflarıdır. Cümledeki "Vaad"den maksad da Allah'ın Resul-i Ekrem (s.a.v.) vasıtasıyla bildirdiği şu sözdür: ''Kim imanlı olarak ölürse cennete girecektir.''

 

el-Hafız'ın beyanına göre Hattabi de: Bu parçadan maksad, şudur: Yani ben sana iman etmek ve kulluk etmek yolunda verdiğim söze sadakatle bağlıyım, gücümün yettiği nisbette kulluk görevimi ifa etmeye azimli ve kararhyım, demiştir.

 

 

ŞEDDAD R.A.’IN BUHARİ HADİSİ VE İZAH İÇİN BURAYA TIKLAYIN